Gitti geldi derken 1939 yılında çıkartılan zeytin yasasında küçük ama sonuçları büyük değişiklikler yapıldı.
Her ne kadar yandaş medya, zeytinlikler kurtuldu şeklinde manşetler atmış olsa da, mevcut yasa zeytinliklerin talan edilmesine mi neden oluyordu acaba? Bu zeytin sevdalıları yasayı değiştirmek zorunda mı kaldılar diye sormadan edemiyor insan.
Uzun süreden beri zeytin ve zeytinliklerin korunmasına yönelik olarak hazırlanan ve 1939 yılında çıkartılmış olan kanun, birilerinin ayağına dolaşmaya başlamıştı. Doğayı tahrip ederek yüksek paralar kazanma hesabı içerisinde olan, sonradan görme yatırımcılar, uzun süreden beri iktidarları zeytin yasasını değiştirtmek için zorluyorlardı. Güç bela küçük bir değişiklik yaptırdılar ama zeytinliklerin kökünü kazımak mümkün bu yasayla.
Aslında millet olarak çok gelişmediğimiz, kişisel hesapları sosyal hesaplardan hep üstün tuttuğumuz için zaten zeytinlikleri talan ediyorduk. Zeytin yasasını uzun yıllardan beri pek takan da yoktu hani. Eğer takılmış olsaydı, asırlık zeytin ağaçları sökülüp, yerine beton yığını yazlıklar yapılmazdı. Ha yeri gelmişken burada belirtmekte yarar var. Yapılan bir araştırmada rüşvet verme oranları yönünden, halen iç savaşın devam ettiği, sosyal infiallerin yaşandığı Irak ve Suriye'nin biraz altındayız. Memlekette rüşvet vermeyen veya bulaşmayan insan sayısı çık az. Hal böyle olunca yasal olmayan işleri, yaptırmayan yok neredeyse. Zeytinliklerimiz de benzer şekilde, kenardan köşeden hep yok edildi durdu.
Zeytin yasasının değişen kısımları zeytinlikleri daha mı iyi koruyacak? Elbette hayır. Değişmeseydi zeytinlikler korunur muydu? Elbette hayır. Bundan on beş yirmi sene evvel, küçük bir Akçay ve küçük bir Altınoluk vardı. Şimdi her ikisi de bazı şehirlerden daha büyük nüfusa sahip. Yerleşim yerleri dışında bir karış boş yer yoktu. Tamamı zeytinlikti bugün oturulan binaların olduğu yerler. Kim imar izni aldı? Kim imar izni verdi? Zeytinin o kadar çok sahibi vardı ki. Hepsi birden izin verdiler. Belediyeler yapı ruhsatı verdi. İlgili bakanlıklar da yine aynı şekilde, site yapanların ricalarını, hediyeli ricalarını kabul ettiler.
Bir millet topluca çöker, topluca kalkınır. Birileri talan peşindeyken, diğerleri aman bana ne, durup dururken başıma iş mi alayım diye düşünürken, yasalar paranın ve siyasetin gücüne göre kılıfına uydurulurken, yasanın kıralı olsa hiçbir işe yaramaz.
Zeytine millet olarak sahip çıkmak gerekir. Yoksa eski zeytinliklerin tamamı, yeni yasaya göre zeytinlik değil. Çünkü geniş aralıklarla dikilmiş olan bu eski zeytinliklerde, dekarda onbeş ağaç bulunmuyor. Oysa bu zeytinliklerin tamamı tarihi eser niteliğinde. Ağaçların hepsi yüz yaşın üzerinde ve gayet verimliler.
Zeytin, kutsal kitaplarda adı geçen birkaç üründen bir tanesi. Taşlık arazileri, başka türlü bir işe yaramayan arazileri ürüne dönüştüren çok kıymetli bir tür. Ne yazık ki böyle araziler ekilmeden daha çok gelir getirince, az gelişmiş ülkelerde paranın karşısında ahlak firar ediyor değil mi?