Temmuz ayına işsizlik rakamları açıklandı. Henüz döviz ve altın krizinin ortaya çıkmadığı bir dönemde işsizlik rakamlarının istikrarlı bir şekilde arttığını ortaya koyuyor.
Üretim sektörünün sürekli zayıflama eğilimi gösterdiği bir süreç içinde, diğer sektörlerin istihdamda istikrarlı olmadığını da ortaya koyuyor.
Ülke genelinde 15 yaş ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılı Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 88 bin kişi artarak 3.5 milyonu geçti. Oran olarak % 11'e doğru gidiyor. Ekonomik krizden sonra bu rakamların çok daha yükseklere çıkması muhtemel görünüyor. Genç nüfusta işsizlik oranı % 20'lerde geziyor. Gençlerin, özellikle fakülte ve yüksekokul mezunlarının istihdam sorunu memleketin en önemli sorunu olarak duruyor. Oysa gençlerin üretime katılması, iş ve üretim hafızasını daha da güçlendirecek ve süreklilikte önemli rol oynayacak niteliktedir.
Bir yandan da istihdam gelişirken, işsiz kalanların sayısının artması son derece düşündürücü. İstihdam edilenlerin sayısı 2018 yılı Temmuz döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 507 bin kişi artmıştır. İstihdamda yarı yarıya bir oran yakalanmıştır.
Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 247 bin azalış göstermiştir. Tarım sektöründe mevsime bağlılık oldukça yüksektir. Tarım dışı istihdam 755 bin artmıştır. İstihdam artışının en yüksek olduğu sektör hizmet sektörüdür. Bunu sanayi izlemiştir. Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücüne katılma oranı bir önceki döneme göre değişim göstermeyerek %53,2 olarak gerçekleşmiştir. Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerin sayısı, sanayi sektöründe 34 bin, inşaat sektöründe 52 bin kişi azalırken, tarım sektöründe 3 bin, hizmet sektöründe 77 bin kişi artmıştır.
Ekonomik göstergeler aslında iş ve istihdamla yakından ilgili görünmektedir. Turizm sezonunun en canlı döneminde işsizliğin artması anlamlı görünmemektedir. Hele hele genç nüfustaki yüksek işsizlik oranları, eğitimin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Artık masa başı işlerin çok fazla olmadığı genç nüfusa anlatılmalıdır. Kimsenin elinde sihirli değnek olmadığı da bilinmelidir.
Fakülte ve yüksekokullarda emeğin de kullanılacağı, mühendisin, teknikerin sadece eleman çalıştırmayacağı, kendinin de işin içinde olması gerektiği anlatılmalıdır. Üretim sektörünün aradığı personel, ağırlıklı olarak emeğini kullanacak, alın terini dökecek mühendis olarak gösteriliyor. Yorucu bir iş olduğuna dikkat çekiliyor. Fakülte ve yüksekokullarda ağırlıklı olarak masa başı çalışacak mühendis ve tekniker yetiştiriliyor. Hal böyle olunca genç nüfusun işsizlik oranı istikrarlı bir şekilde artıyor.