Hükümet yetkilileri kriz miriz yok diyedursunlar, hain Amerikalıların oyunu deyip, millete bakkal market hafiyeliği yaptıradursunlar, ekonomik krizin bağırışlarını sağır sultan bile duyuyor artık.
Hükümet yetkilileri kriz miriz yok diyedursunlar, hain Amerikalıların oyunu deyip, millete bakkal market hafiyeliği yaptıradursunlar, ekonomik krizin bağırışlarını sağır sultan bile duyuyor artık.
Konkordato ilan eden şirket sayısı üç bini çoktan geçti. Ayakkabı dünyasından kaç tane dev iflasını verdi. Süt sektöründen gidenler olmaya başladı. Müteahhitlerden gidenler var. Varoğlu var.
Hazine bakanı milletin aklıyla dalga geçmeye devam ediyor. Amerikalı danışmanlık şirketiyle anlaştılar, bakanlık bütçelerini denetleteceklerdi. Kayınpederi haklı olarak taş koyunca o işler de kaldı. İyi oldu bir yerde. Konkordato aslında iflas antlaşması olarak tanımlanıyor. İflas kelimesi rencide ediyor olacak ki, yerine konkordato diyorlar.
Konkordato, İtalyancadan gelen bir kelime olup, batık durumdaki şirketlerin borçlarını karşılayabilecekleri koşullar dahilinde ödemek için alacaklılarıyla yaptıkları anlaşma olarak tanımlanmaktadır.
Tarihte Papalık makamıyla başka hükümetler arasında yapılan anlaşmalar için kullanılmıştır. Günümüzde ise hukuk ve ekonomi alanlarında batık durumunda, alacaklıların, alacaklarını belli bir plana göre almaları için aralarında yaptıkları sözleşme anlamında kullanılmaktadır. Bankalara borcu olan şirketler, kanunu da fırsat bilip, patır patır konkordato ilan ediyorlar. Ödemede hem güçlük çekiyorlar, hem de geleceğe dair artan endişeleri nedeniyle iflas antlaşması yapıyorlar.
Türkçeye iflas anlaşması olarak geçen konkordato, borçlunun, alacaklılarının üçte ikisiyle anlaşarak borçlarının en az yarısını ödemesi ve kalanını da ödeme planına bağlamasıdır. Ticaret Mahkemelerinin onayladığı bu anlaşmada, alacaklılar, alacaklarının belli bir bölümünden feragat etmekte ya da vadesi gelmiş borçların vadesini uzatabilmektedirler. Geçtiğimiz Perşembe günü bölgenin süt sektörünün devlerinden Yörsan konkordato ilan etti. Demek ki süt sektöründe kriz var. Bir süre önce Araplara satılan firma, sıcak para dolaşımında sorun yaşamaya başladı. Günde bin ton civarında süt işleyen, binlerce üreticinin sütünü işleyen firmanın sıkıntıları üreticiye de yansıyacak gibi görünüyor.
Süt üretiminde kriz kapıya dayandı zaten. Yem fiyatlarının aşırı artması, süt sığırcılığını zora sokuyor. Yemin torbası 80 lirayı görürken, süt fiyatları yerinde sayıyor. Arpa ve mısır fiyatları buğday fiyatlarının çok çok üzerine çıktı. Et ve süt üretim maliyetleri hayvancılığı ekonomik olmaktan çıkarma aşamasına geldi. Bugün yarın süt konseyi fiyatları düşürmeye kalkarsa, sorun daha da büyüyecek demektir. Zaten inek kesimi bir süredir artmaya başladı memlekette.
Yüz günlük ekonomi programları süslü cümlelerle açıklanırken, üretimin desteklenmesine dair tek bir hedef yoktu. Oysa bu ülkenin en önemli sorunu üretimin düşmesidir. Her alanda üretim yapan sektörler, piyasanın ihtiyacını karşılayamıyorlar ya da zırt pırt uygulanan ithalat kolaylıkları nedeniyle zarar ediyor ve üretimi yavaşlatmak zorunda kalıyorlar. Konkordato ilan eden şirketlerin çoğunluğu üretici firmalar. Memlekette üretim düşüyor. Pazarın ihtiyacı hala ithalatla karşılanmaya çalışılıyor. Gel zaman git zaman ithalat da sorunu çözmeyecek.
Tek çözüm var üreteni korumak ve sürekliliğini sağlayacak kolaylıklar geliştirmek. İthalata giden bizim paramız değil mi?