TUZDA KİRLİLİK

Aslında basit bir bileşik olan sodyum klorür, diğer adıyla yemek tuzu yüz yıllardan beri insanoğlu tarafından kullanılmaktadır.

Tuzun önemini artıran en büyük özelliği gıda muhafazada kullanılıyor olmasıdır. Tuz birçok gıda maddesinin, özellikle etin muhafazasında sürekli kullanılmıştır. Tuz insan dahil tüm canlıların besin kaynaklarındandır ve ticari bakımdan da önemli bir maddedir. Dünyanın her yerinde rastlanabilen sofra tuzu tarih boyunca önemli bir ihtiyaç ve ticaret maddesi olmuştur. Besin maddesi olması dışında tuz; dericilikte, hayvan besiciliğinde, su yumuşatma sistemlerinde ve kimya sanayisinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Tuzun kullanımı antik uygarlıklara kadar uzanmaktadır. Sümer ve Babil uygarlıklarında et ve balık muhafazası yanında konserve yapımında da kullanıldığı bilinmektedir. Tuzun keşfiyle ilgili birçok arkeolojik kazılar bulunmaktadır.

Ticarileşmeden önce dünyanın belirli bölgelerinde kullanıldığına dair somut deliller bulunmaktadır. Ancak ticarileştikten sonra tüm dünya tarafından kullanılmaya başlamıştır. Tuz ticarileştikten sonra beyaz altın olarak adlandırılmıştır. Çıkarıldığı bölgeler zengin olmuştur. Diyet uzmanları üç beyazdan uzak durun derken, bir tanesinin de tuz olduğunu belirtmelerine rağmen, insanoğlu tuzdan uzak duramamaktadır. Neticede tuz tüketimi nüfusla birlikte artmaktadır. Üretimi kolay, kazancı yüksek olunca, üreten firmalar, daha fazla kazanmanın hesabını yapınca, iş insan sağlığıyla bir defa daha oynamaya kalıyor. Uzmanlara göre zaten sağlığa zararlı olan tuzun plastik maddeler içermesi cinayet olarak da nitelendirilebilir.

Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nde yapılan bir araştırmada, Türkiye'nin başlıca tuz üretim merkezlerinde üretilen 16 farklı markaya ait sofra tuzu, 2017 yılının Şubat ve Mart aylarında piyasadan satın alınıp incelenmiştir.

Araştırmada incelenen tuzların 5 tanesi deniz tuzu, 6 tanesi göl tuzu ve 5 tanesi kaya tuzudur. Bu tuzlar Çamaltı, Tuz Gölü, Palas Gölü, Seyfe Gölü, Acıgöl, Çankırı, Cihanbeyli ve Aksaray'da üretilmektedir.

Araştırmada en yüksek mikroplastik partikül sayısına deniz tuzlarında tespit edilmiştir. Plastik materyaller kaya tuzlarında nispeten daha düşük çıkmıştır. Plastik partiküller hem ambalajlardan, hem de üretim aşamalarından kaynağını almaktadır. İncelenen örneklerde polietilen (PE), polietilen tereftalat (PET), poliüretan (PU), polipropilen (PP), polimetil-metakrilat (PMMA), poliamid-6 (PA-6) ve polivinilklorit (PVC) olmak üzere birçok plastik türlerine rastlanmıştır.

En sık rastlanan plastik türleri ise dayanıklı ambalaj malzemelerinde tercih edilen polietilen ve polipropilen olmuştur.

Türkiye'de bir kişinin günlük tuz kullanım miktarı 14.8 ila 18.01 gram arasında değişmektedir. Araştırma sonuçlarına göre bir yetişkin bir yıl içinde deniz tuzu tüketiyorsa 248 ila 302 adet, göl tuzu kullanıyorsa 202 ila 246 adet, kaya tuzu kullanıyorsa 63 ila 77 adet mikroplastik parçacığı yutmaktadır.

Plastik partiküllerin kanserojen olduğunu bilmeyen yoktur. Buradan hareketle, tuzun da cam ambalaja konması gerekmektedir.

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.