Bal satışları yine patlayacak gibi görünüyor.
Bu sene kovan sayısı artmasına rağmen, kışın ılıman geçmesi nedeniyle kraliçelerin yeterli yumurta yapmaması sonucu nüfusu artmayan koloniler ne yazık ki bal üretemedi. Haliyle bal sahtekârlarına gün doğdu. Geçtiğimiz pazartesi günü Muğla-Fethiye'de başlayan Uluslararası Arıcılık ve Çam Balı Kongresinde de bu yıl bal üretiminin düşük olacağına dair tahminler dile getirildi. Sahte bal üretenlere gün doğdu diyenler bile oldu. Türkiye arı kovanı sayısı yönünden dünyada Çin'den sonra ikinci sırada yer alıyor. GERÇİ Hindistan'da daha çok koloni var ama sağlıklı istatistikler bulunmuyor.
Arıcılığa eskiden beri meraklı bir milletiz. Bununla birlikte kovanlardan alınan verim yönünden dünya liglerinde nal topluyoruz. Bu kadar geniş çeşitlilik ve farklı ekolojik bölgelere sahip olmamıza rağmen çiçekle arıyı buluşturmakta zorlanıyoruz. Bazı televizyon kanallarında bal satışları hızlanmaya başladı bile. Hemen her taraf bal reklamları ile dolu. Özellikle az izlenen ama uydudan yayın yapan kanallarda saatlerce bal reklamlarını izlemek mümkün. Canlı telefon bağlantılarıyla hemen satışlar da yapabiliyor bu düzenbazlar.
Daha önce tanınmayan ancak 10 kavanoz balı 100 TL'ye pazarlayan bazı firmalar, satış şeklini değiştirip, 5 kavanoz+5 petek yapmaya başladılar. Petekli balı ve süzme balı bütün özellikleriyle anlata anlata bitiremeyen bu firmalar, aslında arı ürünlerinin pazarlanmasına önemli katkılar sunuyorlar. Bal pazarına sundukları en önemli katkı, tüketicinin hemen tamamı artık ballardan şüphelenmeye başlaması olarak söylenebilir.
Çok fazla sayıda kanala reklam vermek az buz bütçe ile başa çıkılacak bir iş değildir. Çok ciddi sermaye harcanması gerekir. Bir de talebin patladığını tavan yaptığını hesap ederseniz, yurdun hemen her tarafına kargo ile mal göndermek, hele hele kaliteyi muhafaza ederek, reklamlarda gösterilen ürünü göndermek kolay iş değildir.
Ülkenin arıcılık yapısına bakılacak olursa, benzer niteliklere sahip tonlarca ürün elde etmek çok kolay bir iş gibi görünmüyor. Yılda ortalama 100 bin ton balın petekli veya süzme olarak tüketiminde herhangi bir sorun görünmüyor. Ancak üretilen baldan daha fazla bal tüketiliyorsa, sahte bal tüketiliyor demektir.
Piyasada daha fazla mal satabilmek için talep oluşturmak ve bunun için reklama müracaat etmek en pratik yoldur. Bunun için de ciddi kaynak gerekir. Bal sektörüne bakınca büyük firmaların reklam vermesi son derece doğaldır. Binlerce ton malı pazarlamak, büyük marketlerde tüketiciyle buluşturmak arıcılık sektörüne de önemli hizmettir. Ancak diğerleri kaptı kaçtı gibi görünmektedir. Ya bir taraflardan çok ucuza bal temin ediyorlar, alış rakamları ile satış rakamları arasında uçurum var, ya da ballarında bir şeyler var. Üreticiden kilogramı 10 liraya alınmış olsa bile bu fiyata satmak zor görünürken, acaba nereden geliyor bu balın bolluğu diye soramadan edemiyor insan.