Uzun zamandan beri tarım iyi yönetilmiyor. Konu uzmanlarını tasfiye eden, koltuk sevdalısı kifayetsiz muhterislerle çalışan Tarım Bakanlığı, ne yazık ki,memleketin gıda güvenliğinin içine etti ve ülkeyi gıdada tam bağımlı hale getirdi
Bu sene buğday üretimi ciddi açık verdi. Orta Anadolu'da verim iyi olsa da bir çok bölgede düşük. Zaten buğday ithalatı serbest, hatta gümrük fonları bile sıfırlandı. Döviz yüksek sıkıysa ithal edin zihniyeti iflas edeli çok oldu. Bizde de maliyetler aldı başını gitti. Hasat döneminde yerlerde sürünen buğday fiyatlarının artması bir anlam ifade etmiyor üretici için.
Bir ay sonra ekim sezonu başlayacak. İşlenebilir arazilerin yarısına buğday, arpa ve diğer kışlık hububat ekilecek. Mazotta alınan % 39'luk ÖTV oranı bitti. Her gün ufak ufak zam gelmeye başladı. Petrol düşerken mazot artar mı? Elbette artar. Dolar artıyor. Eğer iktidar seçim korkusuyla ÖTV'den vazgeçmeseydi mazot bugün 7.5 lira olacaktı. Çok geçmez yakında o fiyatları görür. Döviz fiyatları gübre fiyatlarını da uçurdu. En çok kullanılan 18-46 gübresi 150 lirayı çoktan geçti. Üre 100 lirayı devirmek üzere. İlaçlar da aldı başını gidiyor. Harmanda buğdayını 85 kuruşa satan çiftçi, bir ay sonra buğdayını nasıl ekecek? Onun da kolayı var. Kredi kullanacak. Çiftçinin bankası Tarım Kredi kooperatifleri, şu anda özel bankalardan bile yüksek faiz uyguluyor.
Buğday ekim alanlarının hızla düşmesinin nedeni, maliyetlerin aşırı artması ve sürekli yapılan gümrüksüz ithalatlarla fiyatların düşürülmesi ve çiftçinin zarar ettirilmesidir. Hayvan ithalatı rekor üstüne rekor kırıyor. Bir sene içinde memlekete 850 bin büyükbaş hayvan getirildi. Şarbon hastalığı ortaya çıkmasaydı milletin yapılan kontrolsüz ithalattan haberi olmayacaktı. Şarbon probleminde bile suçu medyaya atan bir zihniyet memlekete hizmet edebilir mi? Elbette hayır. Kaymakamdan daire başkanı yapılan Tarım Bakanlığı, taşra teşkilatlarının gayretleriyle bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yoksa merkez teşkilatı konu dışı personellerle yönetiliyor. Konulara Fransız oldukları 100 günlük eylem planında da bağırıyordu zaten.
Nohuttan mercimeğe, buğdaydan mısıra, etten yağa her şeyi ithal eden bir ülke, kendi potansiyellerini kurutur ancak. Nitekim buğday ekim alanı 95 milyon dekardan 77 milyon dekara, arpa ekim alanı 30 milyon dekardan 23 milyon dekara, toplam ekili alan 240 milyon dekardan 190 milyon dekara düşmüştür.
Çiftçimiz ekmiyor. Ekmeyi düşünmüyor. Tarımda cari açık sürekli artıyor. Tarımsal ürünlerde ithalat ve ihracat dengeli iken, 10 yıldan bu yana 128 kalem tarım ürünü ithal eden memleket, ithal ettiği ürünlerde artık üretim açığı veriyor. Gıda stratejiktir. Her ülke insanının beslenmesini öncelik sırasına almak zorundadır. Brezilya'nın, Uruguay'ın, Paraguay'ın şarbonlu danaları geldikçe, bizim danalar vedaya hazırlanacaktır.