Kasım ayı enflasyon rakamları açıklanınca, çift haneli rakamlara çakılmaya başlayan enflasyonun suçlusu bulundu. Her zaman olduğu gibi, tarım ürünlerinden bir tanesi enflasyonu artıran ürün oluverdi.
Kasım ayı enflasyon rakamları açıklanınca, çift haneli rakamlara çakılmaya başlayan enflasyonun suçlusu bulundu. Her zaman olduğu gibi, tarım ürünlerinden bir tanesi enflasyonu artıran ürün oluverdi.
Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 1.49 oranında artış gösterirken, en yüksek fiyat artışı yüzde 45.3 ile domateste gerçekleşti. Domatesi yüzde 23.3 ile kabak, yüzde 17.2 ile kadın kabanı, yüzde 16.5 ile erkek kabanı, yüzde 14.3 ile patlıcan ve yüzde 13.4 ile salatalık takip etti. Yine geçtiğimiz kasım ayında yumurta fiyatı yüzde 12.8, kadın hırkası yüzde 9.4, çocuk botu yüzde 8.7, patates yüzde 8.4, kazak fiyatı da yüzde 8 artış gösterdi. Enflasyona firen yaptıran ürünler ise, yüzde 19.9 fiyat düşüşü ile yine bir tarım ürünü karnabahar oldu. Karnabaharı yüzde 19.2 ile portakal, yüzde 18.3 ile yurtiçi turlar, yüzde 12.6 ile kivi ve yüzde 12 fiyat düşüşü ile ayva takip ediverdi. Pırasa yüzde 11.8, ıspanak yüzde 11.5, muz yüzde 4.1, koyun eti de yüzde 3.4 düşüş gösterdi.
Bu fiyat iniş ve çıkışlarının ürün arzına dayandığını hemen herkes bilir. Mevsiminin geçtiği ürünler elbette pahalanacak, hasadının harmanının yoğun olduğu ürünler de arz fazlası nedeniyle ucuzlayacak.
Üretim ile tüketim dengesinin yakalanması ne yazık ki ülkemizde çok mümkün görünmüyor. Arada bir vurguncular da devreye girdiğinden, yine üretimden tüketiciye kadar olan zincirin halkalı çok fazla olduğundan tarla ile tezgâh arasında çok büyük fiyat farkları ortaya çıktığından, hemen her ay bir tarım ürünü enflasyonu azdıran kalem olarak karşımıza çıkıyor.
Birçok yazlık ve kışlık sebzeyi artık raflarda yılın her günü görmeye ve almaya alıştığımız için, işlenmişlerini unutmaya başladık. Depolama sıkıntısı olan birçok üründe de pazara arz durumları fiyatları sürekli oynatıyor.
Eskiden 25 milyonun yaşadığı kırsal kesimde hemen her evde salça yapılırdı. Yine tarladan bahçeden sökülen domatesler kırağı yağıncaya kadar avluda kızarmaya devam eder, kızaranlar kullanılırdı. Yılın kalan günlerinde salça kullanılırdı. Günümüzde salça üreten fabrikalarımız dahi, üretimlerini azaltmak zorunda kaldılar. Tarhana çorbası, kuru fasulye, etli yemekler ve diğer mutfakta pişen ne varsa, en fazla bir kaşık salçayla pişerdi. Bir kaşık salça da iki domatese denk gelir. Kullanımı çok azaldı. Hal böyle olunca, taze sebze ve meyvenin pazara çıkış düzeyleri düzensiz hale geldiğinde fiyatlar uçup gidiyor.
Her ne kadar domates, kabak, patates, salatalık enflasyon suçlusu gibi görünse de, bu ürünlerin üretici elinden çıkışı ile tezgah fiyatları arasında üç kat fark bulunmaktadır. Fark iki kata düştüğünde dönen sermaye tabanında hesap edildiğinde enflasyon tek haneli rakamlara geliveriyor. Temelde bu sorunun çözülmesi gerekir. Domatesi zam şampiyonu yapıp, enflasyonu artırdı demek çok anlamlı değil. Artık internet her şeyi saklıyor. Arama motorlarına sorduğunuzda, geriye doğru hep aynı senaryonun oynandığı açık bir şekilde görülüyor.
Harun Baytekin