Kurak ve yarı kurak bir coğrafyada yer alan Türkiye'de yeterli kaba yem üretimi olmayınca, saman fiyatları bile aldı başını gitti. Eskiden samanı tarlada toplayana verirlerdi. Yonca fiyatları neredeyse fenni yemlerin fiyatına yaklaştı.
Saman para kazandırdıktan sonra yoncanın elbette daha fazla kazandırması gerekir. Ülkemizde kaba yeme olan talebin artışı, son yıllarda çok fazla kurulan orta ve büyük ölçekli işletmelerin yoğun kaba yem taleplerinden kaynaklanmaktadır.
Son zamanlarda arzında sıkıntısı bulunan yonca kuru otunun balyası tarlada 20 TL'yi aşmış durumda. Normal bağlanmış bir balyanın 20-25 kg arasında geldiği hesap edilirse yonca kuru otunun kilogramı 90 kuruşu geçiyor. Fabrika yemi de bu fiyatların biraz üzerinde seyrediyor. Samanın kilosu bile 50 kuruşu bulunca normal görünüyor. Allahtan süt fiyatları biraz arttı da üreticiye nefes aldırdı.
Genel olarak hayvancılık yapan işletmeler için kuru ot ve silajını kendin yetiştirmen gerekir diye önerilerde bulunurken, ticari olarak da yonca yetiştirmenin karlı bir bitkisel üretim şekli olduğu ortaya çıkmaktadır. Yapılan hesaplamalara göre, yoncanın uzun yıllardan beri zarar ettirmeyen tek ürün olduğu söylenebilir.
Yonca ekim yılında masrafı biraz yüksek olmaktadır. Tohumluğun 25 lira civarında olması, ekim hazırlıklarının biraz daha özen istemesi dışında diğer tarla bitkilerinden çok fazla farkı yoktur. Dolayısıyla hemen herkes ticari olarak, domates, biber gibi yonca yetiştirebilir.
Yonca tarımında desteklemeler ekim masraflarının önemli bir kısmını karşılamaktadır. Dekara yılda 60 TL civarında desteği bulunmaktadır. Genellikle serpme ekimlerde dekara 4-5 kg tohumluk yeterli olmaktadır. Mazot, toprak analizi ve diğer desteklemelerle birlikte ekim yılında masrafları karşılanabilmektedir. Hal böyle olunca yonca üretiminde sadece biçim, sulama, balyalama ve toplama masrafları kalmaktadır. Yılda 6-7 defa biçim, 10 defa sulama ve 6-7 defa balyalama ve toplama giderleri üretim maliyetlerini oluşturmaktadır. Bunun yanında her biçimde bir miktar azotlu gübre kullanımı da masraflara eklenebilir. Kendi arazisinde üretim yapan bir çiftçi yıllık 400 TL gibi bir masrafla dekara 80 balya alabilmektedir. Üretim sezonunda 20 TL olan balya fiyatları, kış sezonunda daha da artmaktadır.
Ekim yılında her ne kadar 50-60 balya alınsa da, izleyen 4-5 sene ortalama verim, gübreli topraklarda 100 balyayı bulmaktadır. Elbette yaz döneminde 25-30 günde biçime gelen yonca oldukça meşakkatli bir üretim şekline sahiptir. Hatta üreticilerimiz göz açtırmıyor diye serzenişte bile bulunurlar, daha dün biçtim bugün diz boyu olmuş diye.
Her geçen gün domates, biber, mısır, çeltik, pamuk gibi ürünlerin üretim maliyetlerinin yükseldiği hesap edilirse, sulanan alanlarda ticari yonca üretimi de önemli bir alternatif haline gelmektedir. Ot fiyatlarının düşmesi yakın gelecekte söz konusu değildir. Son on yılda, 30 binden fazla 50 sağmal ve üzerinde hayvan sayısı olan işletme kurulmuştur. Bunların çoğunluğu ot ve silaj üretme imkânına sahip değildir. Dolayısıyla ot ve silaj ticaretinin daha da gelişmesi kaçınılmazdır.