Geçtiğimiz sene arıcılığın en zor yıllarlından biriydi. Kuraklık, polen ve nektar kaynaklarının yetersizliği, varroa, arı kuşu, eşek arısı derken epey zayiat meydana geldi.
Bu sene baharın da sonbahar kuraklığından dolayı zayıf olma ihtimali arılara daha iyi bakmak gerektiğini gösteriyor. Özellikle erken ilkbaharda varroa ile mücadeleyi daha sıkı yapmak gerekiyor. Varroa ile mücadelede, 85 yaşındaki bir Alman arıcının deneyimlerine göz atmakta fayda var. Bayer ilaç firmasının web sayfasında yer alan varroayla mücadeleyle ilgili deneyimler oldukça ilginç.
Anılan web sayfasında, seksen beş yaşındaki Alman arıcı Ernst Caspari'nin 20 kovan arısının bulunduğu ve küçüklüğünden beri arıcılık yaptığı belirtiliyor. Caspari, ömrü boyunca arıcılığın en büyük düşmanının varroa olduğunu söylüyor. Kış kayıplarının en büyük nedeninin varroa olduğunu belirtiyor.
Varroa akarı ilk kez 1978 yılında Almanya'da ortaya çıkmış. Caspari, varroanın olmadığı zamanları iyi hatırlıyor ve arıcılığın eski dönemlerde çok daha basit olduğunu söylüyor. Kış kayıplarının yaşlı kraliçenin ölmesinden ya da kovan içine küçük kır faresinin girmesiyle arı ölümleri yaşandığını ve bu ölümlerin % 10'u bulmadığını ifade ediyor. Günümüzde ise Levarkusen'de arı kayıpları % 30'u buluyormuş. Varroa yokken arılar kendini sürdürürken, günümüzde bir yıl içinde kovan sadece varroa nedeniyle çöküyormuş.
Bu akar, larvaların bulunduğu gözler kapanmadan petek gözüne girmekte ve bu gözlerde çoğalmaktadır. Ergin arı üzerinde petek gözünden çıkan varroa, bu şekilde diğer gözlere de dağılmaktadır. Zaten kanatları yenik çıkan ergin arı, kovan içinde hizmetlenmekte, kovan dışına da çıkamamaktadır.
Varroa akarı, ilkbaharda koloni kuvvetli olduğu için fark edilmemektedir. Yaz sonuna doğru kanatsız arı fark edildiğinde koloni artık çökmek üzeredir. Sonbahara doğru varroa nüfusu ne kadar azaltılabilirse, arı kayıpları o kadar azalmaktadır.
Almanya'da akarın ilk ortaya çıkışından bu yana, Bayer ilaç firması varroaya karşı ilaç geliştirmeye çalışmaktadır. Varroanın ilk çıktığı yıllarda balda ciddi kalıntı bırakan fumigantlar kullanmışlar ama başarı sağlayamamışlar. Aynı zamanda, etkili maddesi coumaphos içeren ilaç kullanılmış ve arıcılar için nur nimet olmuş.
Caspari, varroayla mücadeleyi kış aylarına yoğunlaştırmış. Mücadelede genellikle flumethrin aktif maddesi içeren şeritleri kullanmıştır. Aynı zamanda Caspari, organik asitlerle sentetik varroasitlerin de mücadelede etkili olduğunu belirtmektedir.
Caspari'nin kırk yıldır varroayla mücadelede edindiği en önemli deneyim, kullandığı ilaçların birkaç yıl sonra işe yaramadığıdır. Varroa, diğer parazitler ve akarlar gibi sürekli kullanılan ilaçlara karşı dayanıklı ırk geliştirmektedir. Bu bağışıklık değildir. Bu nedenle, varroayla mücadelede ilaçları münavebeli olarak, nöbetleşe, birbiri ardına kullanmak gerekiyor. En önemli mücadele mevsimi ise, daha önce belirtildiği gibi, petek gözlerinde yavrunun olmadığı kış dönemidir.
Harun Baytekin