Malum çobanlık peygamberlerimizin hemen hepsinin yaptığı mesleklerden birisi. Kutsal bir meslek. Ancak insanımızın yapmaktan yavaş yavaş uzaklaştığı bir iş. Bu nedenle kapalı sistem süt ve besi sığırcılığı hızla yaygınlaşıyor.
Okuyamazsan çoban olursun ifadesi, köylerde annelerin çocuklarına en fazla kullandığı ifadelerden biridir. Bu aynı zamanda ciddi bir tehdittir. Bu yüzden zaten çocuklar daha akılları ermeden hayvancılıktan, çiftçilikten soğuyorlar.
Hayvanları güdecek adam bulunmuyor. İnsanımız diz boyu otun yeşerdiği baharda bile hayvanlarını gütmeye üşeniyor. Hal böyle olunca bitkisel üretimde olduğu gibi hayvancılıkta da daha fazla makineye ihtiyaç duyuluyor.
Madalyonun bir de öbür yüzü var. Orta ve büyük ölçekli işletmelerde en fazla sıkıntısı çekilen problem, sürekli ve becerikli eleman bulmak. Hem çoban bulmak zor, hem de bulunanı tutmak zor. Gariptir memlekette işsizlik kol gezerken bazı işlerde gerçekten eleman bulmak mümkün değil.
Pahalı teknolojiler olmasına rağmen hayvancılığa yatırım yapanlar otomasyon sistemlerine ağırlık vermeye başladılar. Özellikle süt sığırcılığı işletmelerinde sağımın güçlüğü ve fazla eleman istemesi, sağım robotlarını devreye sokmaya başladı.
Süt sığırcılığı işletmelerinde otomasyon sistemleri nerdeyse tamamlandı. İnsansız sığır yetiştiriciliği yapmak mümkün artık. Hayvanların altları otomatik sıyırıcılarla temizleniyor. Hayvanları ürkütmeden gün içerisinde belli aralıklarla bütün ahır temizleniyor. Gübre çukuruna kadar el değmiyor. Eskiden çalı süpürgeleriyle süpürülür ineklerin altına saman atılırdı. Şimdi standart bir ahırda 200 ineğin altını süpürmenin imkânı yok. Nerden baksan 12 ton gübre çıkar her gün. Böyle bir işletmeye adam da bulunmaz.
Suluklar çok eskiden beri sifonlu ve otomatik. Zaten büyük işletmelerde ineklere su yetiştirmek çok zor. Kovalarla tenekelerle su taşımanın imkânı yok. Çeşme de bulunmaz bu kadar hayvana su yetirebilecek. 50 kilogram su içse bir inek, 200 hayvan için 10 ton su lazım gelir. Her gün bir kamyon su yapar. Temizliğe de o kadar gitse başa çıkılmaz suyla.
Tarakla tımar yapmanın zamanı çoktan geçti ama artık modern işletmelerde otomatik fırçalar var. İnekler neresini isterse kaşıtabiliyor.
İnsanoğlu yemi şimdilik yem karma makineleriyle dağıtıyor ama elevatörlü yem dağıtım sistemleri çoktan geliştirildi. Silajı, kuru otu ve fenni yemi karıştırıp hayvanların önüne serip geçiyor.
Böyle bir sistem içerisinde sağım işi insansız olmaz mı? Elbette olur. Ahırların içerisine artık sağım robotları yerleştirilmeye başlandı. 50-60 ineğe bir sağım robotu denk gelecek şekilde yerleştiriliyor. İnekler sağıma sırayla kendileri girip çıkıyor. Memelerin temizlenmesi, başlıkların takılması ve sağımdan sonra alınması otomatik olarak yapılıyor. İneklere takılı ciplerle sağım takip edilerek, sağıma girmeyen hayvana yardım edilerek sağılması gerçekleştiriliyor. Süt doğrudan soğutuculu tanklara alınıyor. Sürü takip sistemleriyle hayvanların durumu, süt verimleri ve süt özellikleri arada bir kontrol edilerek sağlık durumları da izleniyor. Hastalık teşhisi bile yapıyor bu robotlar.
Büyük donanımların yanında hayvanların serinletilmesi, ahır içinin nemlendirilmesi, havalandırılması içeriye yerleştirilen alıcıların komutlarına göre otomatik olarak yapılıyor. İnsan ister istemez böyle bir çiftlikte çoban olmak varmış demeden edemiyor.
Neticede ahırlar uzmanlaşıyor hızla. Çobana ihtiyaç duyurmayan bütün donanımlara sahip ahırlar yapılıyor.