Devletin zirvesi geçtiğimiz günlerde tarımla ilgili olarak adeta seferber olmuşçasına mangalda kül bırakmadılar.
Domates ve patlıcan enflasyonu artırıyor derlerken, Antalya'da vatandaşın domatesi ve patlıcanı yere döktüğünü de görmüşlerdir inşallah. Tam bir yıl önce çiçeği burnunda bakanımız, tarla ile raf arasındaki fiyat farkını kıracağını söylerken umutlanmıştık ama fark daha da büyümüş olmalı ki, memleketin efendisi eylem yapmak zorunda kalıyordu.
Şimdi mazotun yarısını devlet verince kazançlar artacak mı? Elbette hayır. Dünyanın hiçbir yerinde tarımsal üretimden köşeyi dönen yoktur. Tarım sektörü, daima desteklenmek zorundadır. Riski en yüksek sektörlerden biri olduğu gibi, piyasa koşullarındaki dalgalanmalar, riski daha da artırmaktadır. Dolayısıyla mazota, gübreye, ürüne bir şekilde desteklemeler yapmak suretiyle üretimin sürekliliğini sağlamak bütün ülkelerin en önemli kaygısıdır.
Mazot destekleri dekar başına 4 litre olacak şekilde yapılıyordu zaten. Bunu yarı yarıya çevirme fikri kimden çıktı bilinmez ama ürün bazında harcanan mazot farklı olduğu için, desteklemeye esas olacak oranların belirlenmesi de uzun sürecek gibi görünüyor. Konya, Şanlıurfa ve Çanakkale'de buğday üretim maliyetleri farklılık göstermektedir.
Ülkemizde arazilerin çoğunluğu 50-60 dekar arazi sahibi olan küçük aile işletmelerinin elindedir ve bu arazilerin çoğunluğu çok parçalıdır. Bazı bölgelerimizde tarlada harcanan mazot kadar da yolda harcanmaktadır. Üç beş dekar büyüklüğündeki arazilerde buğday yetiştirmek için, derin sürüm, ikileme, sürgü çekme, ekim, çimen gübresi, ot ilacı, süne ilacı, hasat, balya toplama derken 7-8 defa tarlaya gidilip gelinmektedir. Bu tarlaya gidiş gelişlerde 3 dekar arazi ile 20 dekar arazinin üretim maliyetleri birbirinden farklılık göstermektedir. 3 dekarlık bir arazide buğday yetiştiriliyorsa dekar başına tüketilen mazot miktarı yolla birlikte, 20 litreye çıkarken, 20 dekarlık bir arazide yetiştiricilik yapılıyorsa mazot tüketimi 10 litreye düşmektedir. Dolayısıyla ortalama bir rakam tutturmak son derece zordur. Elbette bu tarlaların ovası olduğu gibi bayırı da bulunmaktadır. Aslında dekar başına uygulanan desteğin kışlık ürünler için düz hesap 10 litreye çıkarılması daha verimli olabilirdi.
Domates, biber, mısır, ayçiçeği, pamuk, çeltik gibi yazlık ürünlerde mazot gideri daha da artmaktadır. Kışlıklarda olduğu gibi, küçük ve çok parçalı arazilerde yolla birlikte mazot tüketimi, büyük arazilere göre daha da artmaktadır.
Karar vericilerin hesapları elbette tarla başında tüketilen mazot üzerinden olacaktır. Traktör firmaları benim traktörüm daha az yakıyor diye reklam yaparken, sürümde mazot tüketimini 1 litreye kadar indirdiler. Böyle bir rakamı yakalayan çiftçimiz varsa madalya vermek gerekir.
Çiftçimiz mazot tüketirken iş ve aş üretiyor. Memleketi doyuruyor. Lüks arabasıyla Antalya'ya gezmeye gidenle aynı paraya mazot alıyor. Bu farkı dikkate almayan mazot desteği çok işe yaramaz değil mi?
Harun Baytekin