12. Tarla Bitkileri Kongresi Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesinde hatırı sayılır bir katılımla başladı. İki yılda bir düzenlenen kongrenin iki sene önce ev sahipliğini Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü yapmıştı ve Çanakkale Deniz Zaferinin 100. Yılı olması vesilesiyle olağanüstü bir katılım gerçekleşmişti. Bu seneki katılımlar da bilim dünyası için yerinde sayılır. İki sene önceki kadar olmasa da 500'ün üzerinde bildirili katılım bir kongre için çok iyi sayılır.
Kongrenin açılış oturumunda açılış konuşmaları ve kongre anısına onurluk ve hediye takdimleri yapıldıktan sonra, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Prof.Dr. Halis Arıoğlu, Türkiye'de yağ bitkileri yetiştiriciliğinin durumu ve geliştirilmesiyle ilgili mükemmel bir sunum yaptı.
Türkiye gerçekten dünyada en önemli yağ ve küspe ithalatçıları içerisinde yer alıyor ve ithalat kalemleri içerisinde yağ ve küspe ithalatı petrolden sonra ikinci sırayı oluşturuyor. Ayçiçeği, kanola, susam, yerfıstığı, aspir gibi ürünleri yetiştirme imkânları bulunmasına rağmen, bir türlü yağlı tohumlar ve ürünleri ithalatı 2 milyon tonun altına düşmüyor.
Türkiye, ayçiçeği ve pamuk çiğidinden elde ettiği yağla, ihtiyacının üçte birini bile karşılayamıyor. Dolayısıyla kalan ihtiyacını ithal etmek zorunda. Eskiden ayçiçeği ithal ederek ihtiyaç karşılanırken, son zamanlarda ayçiçeği ithal edilen ülkelerin yağ satmaya başlamaları döviz kaybını daha da artırıyor.
Hayvan beslemede proteince zengin yemler içerisinde bulunan soya ve soya küspesinin neredeyse tamamı ithal ediliyor. İthalat miktarları ve döviz kaybı her geçen yıl artıyor. Bunun önüne kesinlikle geçilmesi gerekiyor.
Cari açığın büyümesinde de etkili olan yağlı tohumlar ve ürünleri ithalatının azaltılması için alınacak tedbirlerin başında yağ bitkileri yetiştiriciliğinin desteklenmesi gerekiyor. Bu meyanda önemli potansiyeller bulunuyor. Öncelikli olarak 5 milyon hektara yakın olan nadas alanlarında aspir ve kanola yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi yağ açığının kapatılmasında önemli rol oynayacak gibi görünüyor. Diğer yandan, ayçiçeği ve soya gibi ürünlerin daha geniş alanlarda yetiştirilmesi için özendirici tedbirlerin alınmasında yarar var.
Pamuk tarımı da yağ açığının azaltılmasında önemli bir alternatif. Lifi yanında çiğidi hem yağ üretiminde hem de hayvancılıkta protein kaynağı olarak altın değerinde.
Temel mesele aslında üreticinin korunması ve üretim şekillerine yönlendirilmesi. Üreten kazanırsa daha fazla mal ve hizmet üretilir değil mi?
Kongre tahıllar, endüstri bitkileri, biyoteknoloji ve yem bitkileri alanlarında dört paralelde büyük heyecanla devam ediyor. Araştırıcılara pek kazandırmasa da, kongreler bilgi paylaşımının en yoğun olduğu ortamlardır. Tek mesele paylaşılan bilgilerin üretici paydaşlara aktarılması. O da bir gün olur inşallah.
HARUN BAYTEKİN
ÇOMÜ ZİRAAT FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ