Birkaç gündür haber kanallarında sütsüz peynir yapıldığına dair haberler yoğunlaştı.
Dünya gazetesinde Ali Ekber Yıldırım da yazdı. SET-BİR Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Torun bu sahtekârlıklar olmasa sütümüz de yetmeyecek dedi isyan ederken. Gıdada sahtekârlıkla ilgili bir haber arayacak olursanız, arama motorlarında milyonlarca haber çıkıyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı belirli aralıklarla gıdada tağşiş yapanları isimleriyle şirketleriyle açıklarken, bu gözü kara adamlar insanımızı tavuk gibi yolmaktan, zehirlemekten usanmıyorlar. Allah bilir, Müslüman olduklarını da iddia ediyorlardır.
Tam beş sene önceki haberde ne diyor bir bakalım: Özellikle Tarım Bakanlığı'nın sıkı denetimleri gıda teröristlerinin manevra alanını iyice daralttı. Sahtecilerin kamuoyuna teşhir edilmesi de etkili bir yöntem olarak değerlendiriliyor. Uzmanlara göre sahtecilikte önemli mesafeler alındı. Yine de bitti demek için erken.
Gıda sahtecilerinin en yoğun olduğu alanların başında süt ve süt ürünleri geliyor. Genç yaşlı herkesin tükettiği süt, peynir, tereyağı, kaymak gibi ürünlerde kullanılan sahtekârlık yöntemleri dudak uçuklatıyor.
İşte araştırmaların ortaya çıkardığı yöntemler: Biraz kazein, bir bardak soya yağı, biraz soya proteini, değişik gam ürünleri, bir miktar karoten boya ve bir kaşık da margarin! İşte süt kullanmadan 'ucuz peynir' yapılan malzemeler. Diğer bir yöntemde de, Öncelikle küflenmiş ve bayatlamış peynirler eritiliyor ve krem peynir haline getiriliyor. Bir miktar da bitkisel yağ katılıyor. Ardından da tekrar peynir haline getirilip piyasaya sunuluyor. Nişasta ve bitkisel yağ katılmış döküntü beyaz peynirler yağlı tulum peyniri olarak satılıyor. Peynir üretiminde kullanılacak sütün yağını alıp da bitkisel yağ eklemek klasik hale geldi neredeyse. Bu gazete haberleri tam beş yıl öncesine ait. Yirmi yıl öncesinde de ünlü gazetecilerin işlediği ve üzerine gittiği sahtekârlıklar arasında çok fark görünmüyor. Bu işleri yapanlar çocuklarına miras bırakıyor olmalı.
Üç günden bu yana izlediğimiz haberlerde, tavukta yapılan sahtekârlıklar da detaylı bir şekilde sunuluyor. Sunuş şekilleri çok sağlıklı görünmese de, insanların farkına varması için başka yol da kalmıyor sanki. İnsanımızın kısa yoldan köşeyi dönme hesapları bitmek tükenmek bilmiyor. Karakter midir bilinmez ama alıştık diyebilecek kadar sıklıkla karşılaşmaya başladık bu tür haberlerle. Adamlar 20 ton margarin ile 45 ton peynir yapıyorlar. Margarinin maliyeti malum. Bitkisel yağlara yakın fiyatı var. Peynir ise son zamanlarda epey zam aldı. Tüketicinin sütten yapılan peynir ile sütsüz peyniri ayırt etmesi çok zor.
Gıda terörünün bu derece yaşandığı başka bir ülke var mıdır bilinmez ama nemelazımcılık arttıkça, sahtekârlar kazanacak, işini ahlakıyla yapanlar zarar edecek ne yazık ki. Şüphelenilen ürünü atmak yerine şikâyet etmek zahmet olmamalı artık değil mi?