Malum geçtiğimiz ay içinde kar ve yağmur yağışları 2016 yılından bu yana gelen kuraklığın izlerini epey sildi. Toprak doydu, karasu kaynadı.
Kış gelinceye kadar çok ciddi bir kuraklı vardı. Baraj ve göletlerin dibini görmüştük. Koca sonbahar bir iki çisenti dışında yağmur görmeden geçmişti. Ülke genelinde de kuraklık kışlık hububat ekimlerini olumsuz etkilemişti. Ocak ve Şubat aylarındaki yağışlar baraj ve göletlerde su seviyesini az da olsa yükseltti.
Kısa günlerde yağan yağmurlar, buharlaşma düşük olduğu için yer altı sularını ve göletleri besler. Bu dönemde en önemli konu tarım alanlarında meydana gelen su göllenmeleridir. Hem tarlalarda hem de bahçelerde tesviyesi bozuk alanlarda su göllenmeleri meydana gelmektedir. Sıcaklığın düşük olduğu aralık ve ocak aylarında bitkilerde fizyolojik aktivite olmadığı için su göllenmesi kök havasızlığına pek neden olmamaktadır. Hatta yaprağını döken meyve türleri için atalarımız, yaprağını döktükten sonra top atsan farkına varmaz benzetmesinde bulunur meyve ağaçları için.
Bugün ikinci cemre havaya düşüyor. Cemreler sıcaklığın artmaya başladığını göstergesidir. Dolayısıyla bitkilerde uyanma ve büyüme faaliyetleri hızlanmaktadır. Kışlık hububat, arpa, buğday, yulaf gibi türlerde kardeşlenme hızlanmaktadır. Bu dönemde köklerin havasız kalmaması gerekir. Kış yağışlarına bağlı olarak doygun olan toprak, küçük yağışlarda dahi kökleri havasız bırakabilmektedir. Buğday kök havasızlığına, diğer bir deyişle su göllenmesine iki-üç günden fazla dayanamamaktadır. Koca kış suyun içinde durur ama baharın kokusunun geldiği şu günlerde suya dayanamaz. Önce sararma, ardından kuruma başlar. Tarlaların su göllenen yerlerinde buğday kaybolur. Yerine göllenmeye dayanıklı yabancı otlar, özellikle yabani yulaf, kuşyemi, delice gibi türler kalır. Su göllenen yer yeşilliğini devam ettirir ama buğday kalmamıştır. Bunun farkına ancak martta varılır ama iş işten geçmiş olur. Yulaf diğer hububat türlerine göre su göllenmelerine daha dayanıklıdır. Bu nedenle batak, su tahliyesi zor alanlara yulaf ekilmesi önerilir.
Su göllenmeleri ve kök havasızlığı sorunlarını en fazla meyvecilik yapan bölgelerimiz yaşamaktadır. Meyve ağaçları uyku döneminde görünse de şu günlerde, bahçelerdeki suyun tahliye edilmesi gerekmektedir. Hava sıcaklığındaki küçük yükselmeler, ağaçları uyaracak ve uyandıracaktır. Kök bölgesinin su seviyesine göre askıda olması gerekmektedir. Budamaların çoğunluğu tamamlanmış olsa da bugünlerde, bahçe temizlikleriyle birlikte, küçük su göllenmelerinin tahliye edilmesinde yarar vardır. Küçük göllenmeler aslında bahçedeki su seviyesinin de işaretidir. Kürekle kanal açarak suyun bahçeden uzaklaştırılması, kökleri boğulmaktan kurtaracaktır. Su gözü olan bölgelerde de suyun akışına yol verilmesi, en kısa mesafeden bahçeden çıkarılması gerekir. Geçtiğimiz yıllarda şeftali ve kiraz bahçelerindeki ağaç kurumalarının çoğunluğu taban suyu yükselmesi ve küçük su kaynaklarından akan sulardan meydana gelmiştir. Yeni meyve dikimlerinde bahçelerde sırt yapılmak suretiyle su göllenmesinden doğacak zararlar bir dereceye kadar önlenmeye çalışılmaktadır. Yine de bahçelerde elden küreği düşürmemekte yarar vardır.
Tarlalardaki su fazlasının zararı o yıla aittir. Telafisi mümkündür. Bahçelerdeki zararın telafisi ise yıllar almaktadır. Hendekleri doldurduk. Fazla suyun tahliyesi daha da zorlaştı. Bu nedenle yüzey suyunu ne yapıp edip bahçeden çıkarmak gerekir. Zor değil aslında. Tarlaya bahçeye gezmeye giderken bir kürek yeterli. Nasıl olsa kimsenin eline yapışmaz değil mi?
Harun Baytekin