Bu sene Ziraat Odaları Merkez Birliği geniş kapsamlı bir etkinlikle bu günü kutlamaya hazırlanıyor. Artık çiftçilerin feryadı mı duyulur, davullu zurnalı neşeleri öne çıkar, yarın izleyip göreceğiz.
14 Mayıs 1946'da Uluslar arası Tarımsal Üreticiler Federasyonunun kurulmasıyla, bu gün Dünya Çiftçiler Günü olarak kabul edilmiştir. Çiftçilerin en önemli örgütü Türkiye Ziraat Odaları Merkez Birliği de bu federasyonun üyesidir. Bu günde çiftçilerin bayramı olmasına rağmen bayram gibi kutlanılmaz genelde. Çiftçilerin sorunlarının dile getirildiği toplantı ve konferanslar düzenlenir. Tüm dünyada tarım ürünleri, girdiler karşısında sürekli değer kaybettiğinden genelde sorunlar dile getirilir.
Türk çiftçisinin diğer meslek dallarına göre çok daha fazla işi ve meşguliyeti vardır. Çünkü yatırım gücü zayıf, teknolojik yenilenme gücü oldukça düşüktür. Küçük arazi işletmelerinden oluşan çiftçilik, adeta köylülükle özdeşleşir. Bunun dışında büyük işletmeler kurulmakla birlikte, temelde gıda üretiminin % 80'i, dünyada olduğu gibi küçük ölçekli işletmeler tarafından gerçekleştirilmektedir.
Ziraat Mühendisi kadar olmasa da en az 15 bitki türünün yetiştiriciliği hakkında geniş bilgi sahibi olmak zorundadır üreticiler. Yetiştiriciliği, ekim ve bakım uygulamalarını toprak ve iklime uydurması gerekmektedir. Hastalık, zararlı ve yabancı otlar konusunda uzman olmasa da teşhis ve mücadeleleri hakkında yeterli bilgi birikimine sahiptir.
Türk çiftçisi bitkisel üretimle hayvansal üretimi birlikte gerçekleştirmektedir. Hemen her çiftçinin az çok koyun, keçi veya sığır yetiştiriciliği vardır. Bitkisel üretim mevsimsel gelir getirirken, hayvancılık sürekli gelir getiren bir sektördür. Hayvanların bakım ve beslenmesi, doğumları, hastalıkları, Veteriner kadar olmasa da çiftçimiz tarafından tanımlanır ve tedavileri yapılır. Pek çok hayvan hastalığını ve ilacını bilir üreticimiz. Çiftçinin, özellikle hayvancılık yapanların bayramı, seyranı, düğünü dümbeği pek olmaz. Ayrılamaz hiçbir yere. Çakılı durur hep. Günde en az üç öğün hayvanların bakımını yapmak zorundadır.
Bizim çiftçimiz iyi bir ekonomisttir. Bununla birlikte zarar da etse, iflas da etse üretime devam eder. İnadına üretir. Çünkü insanı doyurmak kadar insanı mutlu eden bir iş yoktur. Hemen bütün şartlarda üretimi aksatmadan sürdürür. Kendini üretime, yetiştirmeye adamıştır. Ne kadar borcu olursa olsun, zarar da etse, üretmeye devam eder. Yoksa başka türlü bu seksen milyonu doyurmak imkânsızdır. Piyasa tahminleri de yapar ekime karar vermeden önce. Gelecek sene domates, biber kaça satılır, buğday ve arpada taban fiyatları, dana ve kuzu kesim fiyatları ne olur bunların hepsini takip eder. Hesap edemediği bir yer vardır. O da vurguncuların önünü kesmek için hükümetlerin aldığı ithalat kararları.
Milletin efendisi olması gerekir. Şimdikinden çok daha fazla değer görmesi gerekir. Görmese de olur aslında. Ama yine de övgüye mazhar işler yapmaktadır. Alın teri değer görse yeterlidir. Bunun için kamu desteklerinin daha da artırılması gerekir. Milli gelirden daha fazla pay alması gerekir. Sosyal ve ekonomik koşullarının iyileştirilmesi, hayat standartlarının artırılması, üretim hırs ve hevesini mutlaka artıracak uygulamalardır.
Daha güzel günlere vesile olması dileğiyle Dünya Çiftçiler Günü kutlu olsun.