ARI VE RÜZGAR

Bu sene arıların ve haliyle arıcılarımızın pek keyfi yok. Mevsim anormallikleri arıları şaşırttı. Arıcılarımız da şaşırdı. Bazı arkadaşlar arılarla küs olduklarını bile dillendiriyorlar. Kovan sayısını artıramayan pek çok arıcımız var.

İşin kötüsü bu sene varroa da çok yaygın görünüyor. Hele çiçekler nektar veremiyor. Geçtiğimiz yıllara göre oğul çıkışı da olmadı veya çok düşük düzeylerde gerçekleşti. Martta kata çıkan kovanlar nisanda geriye indi. Çok şurup veya kek veren arıcılarımız bazı kovanları yüksek nüfusta tutabildi. Bu sene geçtiğimiz senelere göre rüzgâr da çok fazla ve arıların çalışmasını çok etkiliyor.

Zar kanatlılardan olan arıların temel özelliği; içinde enine ve boyuna damarcıklar bulunan ve iki çift saydam zar şeklinde kanatlarının olmasıdır. Arıların vücudu baş, göğüs ve karın olmak üzere üç kısımdan meydana gelir. Vücutları yumuşak yapıdaki yoğun bir kıl örtüsüyle kaplıdır.

Bir bal arısı kolonisi yılda, nüfusuna bağlı olarak 15 ile 75 kg arasında polen tüketir. Üç dört çıtalı kovanlar 10-15 kg polen tüketirken, katı dolu kovanların polen tüketimi 70-80 kilograma kadar çıkar. Diğer bir deyişle çıta başına polen tüketimi 4 kg kadardır. Arılar ayrıca günlük yaşamlarını sürdürmek adına 1 kg bal depolamak için 8 kg bal tüketirler. Günlük su tüketimleri ise 200 gram kadardır.  

Göğüs arının hareket merkezidir. Dört adet segmentten meydana gelmiştir, bunların üzerinde üç çift bacak ve iki çift kanat bulunmaktadır. Kanatlar kitinleşmiş damarlarla desteklenmiş çok ince zar şeklindedir. İki çifttir. Uçuşta arka kanatlardaki kanca sayesinde ikisi birlikte çalışır, uçuşu ve uçuşu yönlendirmeyi de sağlarlar. Arının uçuş sırasındaki hızı saatte 50 km.'ye yaklaşır.

Evet, rüzgâr hızı arttıkça arıyı yerinde saydırır. Özellikle rüzgâra karşı yüklü gelişlerde arı çok fazla enerji harcar ve topladığı nektarın önemli bir kısmını tüketir. Saatte 30 kilometrenin üzerinde esen rüzgâr, arıların uçuşunu etkilemekte, çiçek ziyaretlerini adeta engellemektedir. Çiçeğim üzerinde durmakta zorlanan arı dakikada ancak 3-5 çiçek ziyaret edebilir. Polen veya balözünün taşınması da yine rüzgâr tarafından olumsuz etkilenmektedir.

Rüzgârın esas olumsuz etkisi, nektarı kurutmasıdır. Özellikle kuzeyden esen kuru rüzgâr, çiçeklerde salgılanan nektarı kısa sürede kurutmakta, sonuçta arılar bu kurumuş nektarı alamamaktadır.

Bu sene rüzgârın nerdeyse esmediği gün yok. Gece biraz yavaşlasa da durmak bilmiyor. Sıcak hava ile soğuk havanın yer değiştirmesi sonucu meydana gelen hava hareketleri-rüzgâr, küresel ısınmayla birlikte şiddetini daha da artıracak gibi görünüyor. Dolayısıyla yakın gelecekte rüzgâra karşı uçabilen arılar ırkları daha kıymetli olacak. Zaten değişen şartlara bağlı olarak kimi kovanlar çökerken, kimileri teneke dolusu bal veriyor. Demek ki her yıl iyi gelişenlerden arı çoğaltmak gerekecek. 

Harun Baytekin

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.