Memlekette artık çivisi çıkmadık bir yer kalmadı. Hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekârlık, cinayet, çocuk istismarı 'İstikrarlı' bir şekilde artıyor.
Yargı ve adalet sistemindeki zafiyet, yasadışı uygulamaları sanki özendiriyor. Rutin olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yaptığı denetimlerde de gıda üretiminde hile yapan firma sayısı ve gıda ürünü sayısı da 'İstikrarlı' bir şekilde artıyor. Bu sene yapılan denetimlerde, sahtekâr ve sahtekârlık yapılan ürün sayısı neredeyse geçen seneyi katlamış. Bakanlığın açıkladığı listede 173 firmanın 282 ürünü buluyor.
Listede et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, yağ, bal, bitkisel yağ, çikolata ve enerji içeceği üreticilerinin ürünleri yer alıyor.
Bir çok markada tek tırnaklı etine (at,eşek) rastlanırken, bazı firma ve restoranların domuz eti kullandığı da görünüyor.
İstanbul Esenyurt'taki, bir restoranda Adana kebap kıymasında, Tekirdağ Çorlu'da bir firmanın ürettiği kuru köfte ve sebzeli pişmiş köftede domuz eti tespit kullanılmış.
Domuz eti tespit edilen bir diğer firma da Aydın'da bir sucuk üreticisi. Söz konusu firma ısıl işlem görmüş dana sucuğunda domuz eti kullanmış. Domuz eti ve tek tırnaklı etlerinin yanı sıra geçtiğimiz yıllarda devreye giren ve sucuk, salam, sosis gibi ürünlerde et karışımını engelleyen tebliğin de delindiği ortaya çıkıyor. Sadece dana eti ile üretildiği iddia edilen ürünlerde kanatlı eti de kullanılmış.
Türkiye'nin en büyük gıda firmalarından birinin 'Uzun sosis avantajlı' paketinde ise kelle eti kullanılmış.
Bazı zeytinyağı üreticilerinin de taklit ve tağşişe sıklıkla başvurduğu ortaya çıktı. Edirne'de üretim yapan bir yağ üreticisi riviera zeytinyağı olarak sattığı ürüne mumsu maddeler ve pirina yağı karıştırmış.
Şanlıurfalı bir biber üreticisi kırmızı pul biberde boya kullanmış.
Birçok bal üreticisinin de ürünleri her zamanki gibi listeye girmiş.
Ballarda ağırlıklı olarak früktoz ve glikoz kullanılmış. Nişasta bazlı şeker ballara da giriyor demek ki. Takviye edici birçok gıdalarda, çikolatalarda eskiden olduğu gibi ilaç etken maddeleri kullanılmış. En fazla sahtekârlık yapılan ürünler ise süt ve süt ürünleri üreticileri. Tulum peynirlerinde bitkisel yağ ve nişastaya, manda yoğurtlarında süt yağı ve harici yağlara rastlanmış. Bazı yoğurtlarda ise jelatin tespit edilmiş. Bir yandan batan çiftlikler, bir yandan hakkıyla iş yapıp kazanamayan firmalar ve artan sahtekârlıklar.
Memlekette çok sıkı bir şekilde tüketici bilincinin geliştirilmesi gerekiyor. Yedikten sonra faydası yok. Almadan, yemeden önce neyin ne olduğunu bilmek gerekiyor. En azından bu fiyata bu olmaz diyen tüketici mantalitesinin oluşması, bu sahtekârların sayısını azaltabilir.