ŞEKER İŞLERİ

Serbest piyasa ekonomisine geçildiğinden bu yana devletin ekonomideki fonksiyonu iyice küçültüldü.

  Neredeyse devletin elinde birkaç çiftlik dışında hiçbir şey kalmadı. Be nedenle bazı sektörlerde ciddi krizler çıkmaya başladı. Sonuçta et konusunda devlet sattığı kurumu yeniden güçlendirmek zorunda kaldı. Toprak Mahsülleri Ofisi, ağırlıkla hububat çalışırken, fındık, fıstık alımı dahi yapmaya başladı. Çünkü üçüncü dünya ülkelerinde, piyasada vurguncular daima sorun yaratırlar. Müdahale kaçınılmaz olur. Vatandaşı ve üreticiyi korumanın başka yolu yoktur.         

 Türkiye'de uzun süreden beri şekerle ilgili olarak yanlış politikalar uyguluyor. Şeker kotası olarak bilinen şeker pancarı yetiştiriciliğinin kısıtlanması bunlardan biriydi. Onlarca şeker fabrikasında üretim azaldı veya durdu. Buna karşın sağlıklı olmadığı bilinen nişasta bazlı şeker kullanımı 350 bin tonlara ulaştı. Avrupa ülkelerinde bu şekerin kullanımı kısıtlanırken veya yasaklanırken Türkiye'de bu derece artmasının nedeni şeker kotasıdır. Türkiye'de şeker üretimi bankasıyla birlikte kurumsallaşmış bir yapıydı. Pancarından her şeyi kullanılıyordu. Türkiye'ye münavebe sistemini şeker pancarı getirmiştir. Pancarın şekeri alındıktan sonra geriye kalan posası hayvan beslemede önemli bir kaba yemdir. Melas yine enerjice zengin yemlerle birlikte yaygın olarak kullanılmaktadır. Şeker üretimi hemen bütün bölgelerde en önemli istihdam alanıdır. Sökümden tutun da, markette rafa ulaşıncaya kadar hemen bütün aşamalarda istihdam yaratır.   

 Şeker fabrikalarının tarihsel süreç içerisinde gelişimi de ekonominin lokomotiflerinden biri olmuştur. İlk şeker üretimine geçen Alpullu Şeker Fabrikası, Cumhuriyet tarihimizin en önemli miraslarından biridir.             

Özelleştirme çalışmaları çerçevesinde devletin elinde pek bir şey kalmayınca, sıra şeker fabrikalarına geldi. Özelleştirme kapsamında ihale hazırlıkları yapılan 14 şeker fabrikasının birçoğunun arsa değerleri önemli derecede artmıştır. Şehir merkezlerine yakın yerlerde bulunan fabrikaların arsaları, alışveriş ve emlak dünyasının ağzını sulandırmaktadır. Dolayısıyla her ne kadar satışta şartlar bulunsa da, daha sonraları değişmeyecek diye bir garanti bulunmamaktadır. Önemli olan fabrikaların esas işlevlerini devam ettirmektir. Yoksa Tekelin özelleştirilmesi kötü bir örnektir. Tekel fabrikalarının farklı amaçlarla kullanılması, Türkiye'de bağcılığı öldürmüştür. Çekirdeksiz kuru üzüm dışında sektörel bazda bağcılık tasfiye olmuştur. Yine et balık kurumunun arsaları toplu konut veya alışveriş merkezi yapılmıştır.             

Özelleştirilmesi planlanan şeker fabrikalarının akıbeti konusunda vatandaşımız endişelenmekte haklıdır. Sağlıklı olan pancar şekerinin üretimine devam edilmesi, binlerce işçinin özlük haklarının muhafazası, on binlerce şeker pancarı üreticisinin klasikleşmiş üretimine devam etmesi, yüksek kamusal değer taşımaktadır.             

Olağanüstü hal yasalarının uygulandığı, ordumuzun uluslararası bir operasyonda olduğu bir dönemde özelleştirme işinin başlatılması yangından mal kaçırmaktan başka bir şey değildir. Son yıllarda yapılan özelleştirmelerde kamu yararı dikkate alınmadığı açık bir şekilde görülmektedir. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi de sağlıklı görünmemektedir.

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.