ŞEKER 1

Malum son zamanlarda nişasta bazlı şeker ile ilgili olarak önemli tartışmalar yapılıyor. Sistemli bir şekilde memleketin şeker üretim sistemi çökertilirken, ne yazık ki nişasta bazlı şeker kullanımı memlekette dünya rekoru kırmaya başlamıştır.

Şeker hemen bütün bitkilerin bünyesinde bulunmaktadır. Fakat bünyesinde ekonomik olarak şeker elde edilebilecek kadar şeker bulunduran iki önemli tür vardır ve bunlar şeker kamışı ile şeker pancarıdır. Dünya şeker üretiminin % 75'ini karşılayan şeker kamışının anavatanı güney Asya ülkeleridir ama en fazla yetiştiriciliği güney Amerika'da gerçekleştirilmektedir. Türkiye'de şeker kamışı tarımı yapılmamakla birlikte, uygun çeşit bulma çalışmaları devam etmektedir. Şeker kamışı % 12-16 oranında şeker içermekle birlikte, yüksek verimiyle bir dönüm alandan 2 tona kadar şeker üretebilmektedir.

Şeker pancarı ıspanakgillerden bir tür olup, Türkiye ve Avrupa'nın en önemli şeker kaynağını oluşturmaktadır. Şeker stratejik bir üründür ve bunun için hemen bütün ülkelerin şeker üretimiyle ilgili politikaları bulunmaktadır. Ülkemizde şeker üretimiyle ilgili çalışmalar 1840'lı yıllarda başlamıştır. Aynı dönemlerde pamuk tarımıyla ilgili olarak önemli atılımlar yapılmıştır. Her ne kadar ilk çalışmalar 1840'lı yıllarda başlanmış olsa da ilk şeker fabrikasının temeli Uşakta 19 Nisan 1923'te atılmıştır. Bu fabrikanın inşaatı devam ederken Alpullu Şeker Fabrikasının temelleri atılmıştır. Alpullu Şeker Fabrikası çok kısa sürede bitirilmiş ve ilk şeker üreten fabrika olmuştur. Hatta bu fabrikanın bitirilmesiyle ilgili önemli bir hatıra vardır. Fabrika için para ayrılmasını isteyen Atatürk'e, devrin Maliye Bakanı şeker ithalatından aldıkları vergi ile memur maaşlarını ancak ödeyebildiklerini, dolayısıyla bu kaynağın önemli olduğunu belirtince, Atatürk, gümrük vergisi olarak ödenen para da bizim paramız değil mi diye sorar ve derhal kaynak aktarılmasını ister. Neticede Alpullu Şeker Fabrikası 11 ayda tamamlanır. Yıllarca bu iki fabrika, Uşak ve Alpullu Şeker Fabrikaları Türkiye'nin şeker ihtiyacını karşılamıştır. Artan nüfusla beraber Türkiye'nin şeker ihtiyacı artmış ve bu iki fabrika talepleri karşılamakta zorluk çekmeye başlamışlardır. Bunun sonucunda, Anadolu ve Eskişehir Şeker Fabrikaları açılır ve bu dört fabrika 1950'li yıllara kadar Türkiye'nin şeker ihtiyacını karşılar. 1951 ve 1956 yılını kapsayan beş yıllık sanayi kalkınma hamlesiyle tam 11 yeni şeker fabrikası daha açılır. Böylelikle 1956 yılının sonlarına doğru üretimde olan şeker fabrikalarının sayısı 15'e ulaşır. Sanayideki özellikle şeker üretimindeki yatırımlar nüfusun artmasına paralel olarak hem üretimdeki fabrikalara yeni makinalar almak şartıyla hem de Türkiye'nin çeşitli yerlerine yeni fabrikalar kurarak üretimin artmasına destek verilmiştir. Vatandaşın da devletten en çok istediği şeker fabrikası olmuştur. Çünkü şeker fabrikalarının yapıldığı bölgelerde istihdam artmış, adeta zenginlik gelmiştir.

Türkiye'de dünya bankasının dayatması ile 2001 yılında yürürlüğe konan şeker kotasından sonra, özelleştirmenin de etkisiyle şeker üretimi dalgalanmaya başlarken, nişasta bazlı şeker üretimi ve kullanımı hızla artmaya başlamıştır. Nişasta bazlı şeker üretimi ve tüketimi artarken, şeker fabrikalarının stoklarının artması Türkiye'nin önemli sorunlarından bir haline gelmek üzeredir

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.