OYNAK GIDA

Memlekette Gayri Safi Milli Hasıla içinde üretimin payı % 15'lere düşmüş durumda. Yaklaşık 125 adet gıda ürünü ithal ediliyor. Et ve ot madalyonun görünen yüzü gibi ama susam, fasulye, mercimek, nohut

Memlekette Gayri Safi Milli Hasıla içinde üretimin payı % 15'lere düşmüş durumda. Yaklaşık 125 adet gıda ürünü ithal ediliyor. Et ve ot madalyonun görünen yüzü gibi ama susam, fasulye, mercimek, nohut, buğday, arpa, mısır, soya küspesi, ayçiçeği, yağ, palm yağı başta olmak üzere onlarca ürün ithal ediyoruz. Diğer taraftan, mazot, gübre, ilaç ve makine gibi tarımsal girdilerin de çoğunluğunu ithal ediyoruz.         

  Üretim dışı kalan alanlar her geçen gün artıyor. Öyle zamanlar oluyor ki, çiftçimiz ekmeseydim daha iyiydi diyebiliyor. Velhasıl memlekette yönetim sorunu var. Enflasyon kıpırdasa, suç soğana, patatese yükleniyor. Sorunun temelinde yönetim sorunu yatıyor. Son on beş yılda 700 bine yakın çiftçimiz, çiftçiliği bırakmış. İthalat ekonomisiyle yaşatılan gıda sektörü sürdürülebilir değildir. Günü kurtaran çakma tedbirlerle sürdürülebilir gıda üretimi imkânsızdır.       

  Evet, ekonomi yetkililerinin dediği gibi oynak gıda fiyatları nedeniyle enflasyon bir türlü yerinde tutulamıyor.     

 Gıda fiyatları neden oynuyor bir bakalım. 2016 yılı ekim ayı başında yazlık ürünler kaldırılıp kışlık ürünlerin ekimine girerken mazot 4 lira 8 kuruşmuş. Ekim ayı sonunda mazot 4 lira yirmi kuruş olmuş. Nakliye artmış, sonuçta domatese, bibere, soğan ve patatese nakliyeden doğan fiyat farkı yapışıvermiş. Kamyonlara yeni köprüden geçme mecburiyeti gelmiş, domatesin kilosuna 50 kuruş yansımış. Üreticinin elinden çıkan fiyatlar aynı kalmış.         

Geçen sene ocak ayı girerken üç aylık periyotta mazota % 12 zam gelmiş ve 2017 yılı ocak ayı başında mazot fiyatları 4 lira 61 kuruş olmuş. Kışın ortasında tarlada bahçede çok mazot lazım değil elbette. Ekimler başlarken mazot biraz daha artıvermiş.     

Yaz tatili başlayınca tarlada bahçede pek mazot lazım değil ya, tatile gidenlerin hatırına mazot fiyatları 4 lira 40 kuruşa düşüvermiş.       

Geçtiğimiz sonbahar ekim sezonunda çiftçimiz pullukları takmış, tarla sürmeye gidecek, mazot fiyatları 4 lira 81 kuruşu görüvermiş. Geçen yılın aynı dönemine göre % 16 fiyat artışı gerçekleşmiş. Tarlalar sürülürken, ekinler ekilirken mazot 5 lirayı görmüş.     

Gübre, ilaç ve makine fiyatları yerinde saymamış. Ortalama % 30 civarında fiyatları artmış. Mazot % 29'luk fiyat artışıyla onların biraz gerisinde kalmış. 

Oynak gıda fiyatları nedeniyle enflasyon artıyormuş. Geçen seneden bugüne dolar ve avrodaki kur artışlarını ve ithal edilen ürünlerin fiyatlarına yansımalarını da hesap edersek, gıda fiyatlarının neden oynak olduğunu rahatlıkla görebiliriz.         

 İthal kalemleri artan bir sektörün milli olması vitrinden başka bir anlam taşımaz. Sokak jargonunda buna göz boyama derler. Tribüne oynamak derler. 

  Tarımsal girdilerde % 30'luk fiyat artışı enflasyonu etkilemiyorsa, tarım ürünleri nasıl etkilesin. Kaldı ki, çiftçinin kullandığı kredi yükünün nerelere geldiğini görmezden gelip, sırf bu milletin karnı doysun diye 100 milyar TL kredi yüküne giren çiftçinin ürününü enflasyon sorumlusu yapmak, saçmalamaktan başka bir şey değildir.

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.