Ziraat Fakültelerinde hemen bütün ders kitaplarında, yapılan tezlerde, artan dünya nüfusunun gıda ihtiyacının karşılanması diye başlayan cümleler vardır.
Adeta klasik olmuş bu cümlenin devamında, tarım alanlarının daraldığı ve birim alandan daha yüksek verim alınması gerektiği cümlesine yer verilir.
İnsanoğlu geliştirdiği teknoloji ve teknolojik ürünlerle doğal kaynakları sürekli olarak kendi rahatı için kullanmaktadır. Aslında doğaya hükmetme sanatı olarak kullandığı teknolojiyi ticari meta haline getirerek de para yığmanın hesaplarını yapmaktadır.
Halen dünya gıda üretiminin 1 milyar tonluk kısmı israf edilmektedir. Hasat, harman, depolama, nakliye, mutfak ve aşırı yemek gibi alanlarda kaybolan bu gıdanın açlık sorunu yaşayan insanları iki kere doyuracağını da uzmanlar dile getirmektedir.
Gıda üretimini artırma çabaları içerisinde ıslah edilen türlerle, birim alandan kısa zamanda daha yüksek verimler alınmaktadır. Hem bitkisel üretimde, hem de hayvansal üretimde verim rekorları kırılmaktadır.
Genetiği değiştirilmiş yeni çeşitlerle de verim potansiyelleri sürekli artırılmaya çalışılmaktadır. Hedef açlığın önüne geçmek gibi görünse de, yapılan bütün çalışmalar kimya sektörünü desteklemektedir.
Kimya sektörü çok kazandığı için tarımsal üretimde tedarikçi bütün firmaları hızla eline geçirmektedir. Dünya kimya devleri Bayer, Dupont, Singenta gibi çok uluslu şirketler, tarımın hemen her alanında kullanılabilecek rakipsiz ürünlere sahiptirler.
Üreticiler genellikle yüksek verim alma hevesiyle bütün yolları denemektedirler. Hem bitkisel, hem de hayvansal üretimde kullanılan çeşit ve ırkların ıslah seviyeleri ilerledikçe, çevresel etmenlere karşı hassasiyetleri azalmaktadır. Dolayısıyla ürün alabilmenin tek yolu kalmaktadır. O da kimyasal kullanmak.
Hastalık yapan etmenlere karşı kullanılan sentetik kimyasallar, etmeni tam olarak kontrol altına almaya yetmemektedir. Mutlaka kullanılan ilaca dayanıklı yeni ırklarla neslini sürdüren hastalık etmenleri, yeni etken maddeye sahip ilaç kullanımını zorunlu hale getirmektedir. Neticede her ilaç, ardından yeni ilaçları kullanma zorunluluğu yaratmaktadır. Böceklerle mücadelede de aynı yol sürekli tekrarlanmaktadır. Dayanıklı ırklara karşı yeni ilaç etken maddelerinin geliştirilmesi ve tekrar üreticilere verilmesi, sürekli olarak kimya sektörünü kazandırmaktadır.
Hayvansal üretim, bitkisel üretimden çok farklı değildir. Gerek besi gerekse sütte öne çıkan ırkların tamamı, tabiri caizse iğne ile ayakta durmaktadır. Netice itibariyle sürekli yeni ilaçlar kullanma mecburiyeti ortaya çıkmaktadır. Son yıllarda yapılan istatistiklerde, gıda kaynaklı kanser vakaları, sigara kaynaklı olanların çok önüne geçmiş durumda.
Gıda üretiminde sürekli artan sentetik kimyasal kullanımı, gıda kaynaklı hastalıkları sürekli artırmaktadır. Kimya sektörü bunun için de önemli çalışmalar yapmakta, gıdada ilaç kalıntıları nedeniyle hasta olanların tedavisi için yeni sentetik kimyasallar üretmektedir. Teknoloji ve teknolojik ürünler geliştikçe verimlilik artmaktadır. Buna karşın, gıda kaynaklı kanser vakalarının artması, yine kimya sektörünü kazandırmaktadır.