GÖREVDEN ALMALAR

Onbeş temmuz darbe kalkışmasından sonra, devletin nasıl ele geçirildiği ve nasıl amaca uygun halde kullanıldığı, illegal hedeflere ulaşmak için neler yapıldığı bir bir ortaya çıkıyor.

Hemen bütün kurumlardan onbinlerce memur görevden uzaklaştırılıyor. Görünen o ki özel sektörde de bu alanda önemli gelişmeler olacaktır. Çünkü malum örgütün tehlike boyutu yakalamalar devam ettikçe daha da ciddi hale geliyor. Eğitim camiasındaki görevden almalarda bunu bariz bir şekilde görüyoruz. Zaten bir memleketim eğitimini ele geçirdikten sonra geriye ne kalıyor ki. Çünkü bütün bireyler bu yoldan geçiyor. Çok yoğun görevden almalar var. Değişik tarihlerde yapılan açıklamalara göre görevden alma sayılarına bir bakalım:

Milli Eğitim Bakanlığı darbe girişimi olaylarından hemen sonra kurumlarda lisansı olan öğretmenlerin ve kurumlarda çalışan müdürlerin lisanslarını sonlandırarak gereken önlemleri en kısa süre içerisinde aldıklarını açıkladı ve toplamda 36 bin çalışanın görevlerine son verildiği açıklamasında bulundu. Yapılan açıklamalardan hemen sonra 36 bin öğretmen hakkında gereken davaların açılabilecek olduğu ve maaşlarının bundan sonra ödenmeyecek olduğu, sigortalarının ise yatırımlarının durdurulacak olduğuna değinildi.

YÖK talimatı kapsamında 15 bine yakın ismin görevinin sona erdiği öğrenildi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı kamu personeline yönelik çalışma kapsamında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ilgili kuruluşu olan TÜBİTAK'ta 201 personelin görevine son verilmiştir. Bu kapsamda kurumdan daha önce de 167 kişinin işine son verilmişti" denildi.

Yıllar önce, Milli Eğitim Bakanlığında bir üst düzey kamu personelinin gerçek anlamda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olamayacağını, adının bile garip olduğunu iddia etmiştim de gülüp geçmişlerdi. Yine Yükseköğretim Kurumunun karar mercilerinde vatanseverliği sorgulanması gereken çok sayıda isim vardı. Güya Alman ve İngiliz ekolleri yükseköğretimi ele geçirmeye çalışıyordu. Türkçe bilim dili değildir diyen başkanları bile gördük.

Daha önce bu köşede, 3500 öğretmen adayının KPSS sınavında doğrularının ve yanlışlarının benzer olmasıyla ilgili çok ciddi tartışmalar yapmıştık. Soru çalan veya kopya çeken öğretmenlerin yetiştirdiği öğrencilerin ahlak yoksunu olabileceğini dillendirmiştik. Diğer yandan, milli eğitim sistemini maymuna çeviren uygulamalara şahit olduk. Yok imam hatiplerin önü açılsın yok kapatılsın noktasında kalınmasının doğru olmadığını, temelde bu kadar sık sistem değiştirmenin eğitimi baltaladığını, gençlerimizin yetişmesine zarar verildiğini hep bu köşede tartışmıştık.

Netice itibariyle, hakkı ve hukuku bir kenara bırakan, yalnızca devleti ele geçirmeye odaklanmış ve bunun için her yolu mubah saymış bir örgütün devletten temizlenmesi epey zaman alacak. Allahtan hakkı yenmiş o kadar çok diplomalı mağdur gencimiz var ki. Yerlerini dolduracak memleketine ve milletine gerçek anlamda hizmet edecek gençlerimiz var. Soru çalamadıkları veya kopya çekemedikleri için puanları biraz düşüktür ama olsun varsın. Yetkililer bunu görür ve taban puanları düşürürlerse ilahi adalet yerini bulur değil mi? 

Harun Baytekin

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.