Milli demekle hiç bir şey milli olmuyor. Bol keseden atılan mazotun yarısıydı gibi kandırmacaların ardı arkası kesilmiyor. Gelinen noktada, çiftçi üretimden hızla uzaklaşıyor.
Milli demekle hiç bir şey milli olmuyor. Bol keseden atılan mazotun yarısıydı gibi kandırmacaların ardı arkası kesilmiyor.
Gelinen noktada, çiftçi üretimden hızla uzaklaşıyor. Memlekette 40 milyon dekar arazi her sene boş kalıyor. Bu hesabın içinde nadas alanları bulunmuyor.
Memleket tipik bir tarımsal ürün ithalatçısı haline geldi. Sivil toplum örgütleri, çiftçi örgütleri gıkını çıkaramıyor. Korkudan herkes içinden konuşuyor. Birileri duyar da başıma iş gelir diye.
Ziraat Odaları, çiftçinin sorunlarını dillendiremiyor. Milletin vekili bile eleştireceği yerde, muhalefet olsun diye söylemiyorum diye sözlerine başlıyor. Bıçak kemiğe dayandı belli ki, Adana-Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen, 'çiftçinin tarımsal üretimden uzaklaşmasıyla ithalatın arttığına dikkat çekerek, "Çiftçinin tarımsal üretimden uzaklaşması, tarım arazilerinin üretimde kullanılmaması durumu kendisini tarımsal ürün dış ticaretinde de bariz bir şekilde hissettirmektedir. Bugün kırsal alanlar terk edilmiş, yaşlılara bırakılmıştır. Hükümetin kırsalı boşaltan politikaları terk edilmeden bu alanlara dönüşü amaçlayan politikalar boşa kaynak israfından başka bir şey olmayacaktır' dedi.
Cesur Başkan güzel hesaplamalar yapmış. Emeğine sağlık. 2017'de çiftçiye destekleme ödemesi 12,7 milyar TL olmuş. Oysa kanuna göre yapılması gereken ödemenin 30,4 milyar TL olması gerekiyormuş.
Bu sene de aslında durum çok farklı görünmüyor. Mazotun yarısı yalan çıkmıştı zaten. Hem başbakan, hem de cumhurbaşkanı mazotun yarısı bizden deyince, zannetmiştik ki, traktöre 1000 liralık mazot alınca 500 lirasını devletten geri alacaktık olmadı. Dönüm başına 15 ile 40 lira arasında değişen bir mazot desteği ortaya çıkıverdi.
Türkiye'de 1.5 milyonun üzerinde traktör ve bir o kadar da su motoru bulunuyor.
230 milyon dekar arazi işleniyor. Dekar başına yolla birlikte 20 litre mazot harcansa, yaklaşık 4.6 milyon ton mazot yapar ki, bugünkü fiyatlardan 24.5 milyar etmektedir. Su motorları da buna eklenirse, 30 milyarlık bir mazot kullanımı ortaya çıkar. Mazotta % 15 KDV, % 36 ÖTV olduğu dikkate alınırsa, çiftçimizin 4.5 milyar TL KDV, 10.8 milyar TL ÖTV ödediği ortaya çıkar.
Çiftçimize geçen sene verilen destek 12.7 milyardı değil mi? Demek ki çiftçimize verdiğinden daha az destek verilmiş.
Köylerde yaşlı nüfustan başka kalan olmadı. Sebebi ortada. Çiftçi devlete ödediğinin bir kısmını destekleme kandırmacası altında geri alabiliyor.
Veraset intikallerinin yapılamayışı ve yem bitkileri başta olmak üzere uygulanan baremler nedeniyle küçük aile işletmelerinin desteklemelerden yararlanamadığı bilinen bir gerçektir. Ot ve saman ithalatları ekmediğimizden, et ithalatları üretemediğimizden ileri gelmiyor mu? Çiftçimiz ekmeseydim daha iyiydi demiyor mu yıllardır?