Tek derdimiz başkanlık. Başkanlık sistemi olmadan bu işler düzelmez.
Eğer başkanlık olsaydı ekonomi düzelirdi, sosyal adalet tesis edilirdi, hukuk adam kayırmazdı, işlere güçlere, idareye ahlak ve liyakat hakim olurdu, terör biterdi, ezcümle memleket güllük gülistanlık olurdu değil mi? Bakın meşhur sözlüğümüz vikipedi başkanlık sistemini nasıl tarif ediyor:
Başkanlık sistemi, devlet yönetiminde tek bir kişinin başkanlığında hükümet etme ve devleti yönetme esasına bağlı siyasi sistemdir. Başkanlık sisteminde yasamanın yürütmeyi fesh etme yetkisi bulunmamaktadır.
Yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrıma ve dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükümet sistemidir.
Başkanlık sistemi uygulandığı kimi ülkelerde yolsuzluk, otoriterlik, nepotizm (tanıdık kayırma), diktatörlüğe araç olma ve çoğulculuk karşıtı uygulamalar gündeme geldiğinde eleştirilerin ana odağı olmaktadır. Başkanlık sisteminin bulunduğu kimi ülkelerin yolsuzluk, nepotizm ve otoriterliğin aşılabilmesi amacıyla başkanlık sisteminden parlamenter sisteme geçişin olduğu örnekler bulunmaktadır.
Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler genellikle cumhuriyet olduğu için devlet başkanları Türkçede cumhurbaşkanı olarak adlandırılır: İran Cumhurbaşkanı, Güney Kore Cumhurbaşkanı gibi. Yalnız Amerika Birleşik Devletleri de bir cumhuriyet olmasına rağmen, ülkenin resmî adında cumhuriyet geçmemesi sebebiyle ABD cumhurbaşkanı çoğunlukla sadece başkan olarak adlandırılır.
Bazı cumhurbaşkanları monarşilerde olduğu gibi devletin yalnızca sözde başkanı hükmündedirler. Hükümette aktif değildirler. Tamamen başkanlık sistemiyle yönetilen rejimlerde ise cumhurbaşkanı halk tarafından yürütmenin başı olarak seçilir.
Şimdi dünyada uygulanan başkanlık sistemlerine bakıldığında, eğitim ve kültür seviyesi yüksek toplumlarda layıkıyla uygulandığını, az gelişmiş, okuyanı az olan ülkelerde ise diktatörlüğün karşılığı olduğunu anlamak çok zor değil. Zaten ünlü düşünür Platon da binlerce yıl önce, demokrasiyi yetişmiş eğitimli insanların kendi kendini yönetme biçimi olarak tanımlamıştır. Ünlü filozof, az gelişmiş ülkelerde, ağzı laf yapanların seçimlerle iktidara geldiğine ve sonra yönetimi diktatörlüğe çevirdiğine işaret etmektedir.
Memlekette başkanlık sistemi yıllardır uygulanıyor aslında. Günümüzden örnek verecek olursak, cumhurbaşkanının istemediği birisi memlekette ne bakan olabilir ne de bir yerlerde idareci. Hatta sokak jargonunda istemese tuvalete bile gidemezler diye bir laf var bu konuda. Daha önceki yıllarda da benzer yönetimleri çok görmüştür bu memleket. Siyaseti siyasi çıkar hesaplarına çekerseniz, bu başkanlık sisteminin taşrada en küçük birimlere kadar nüfuz ettiğini görürsünüz.
Başkanlık sisteminin halen bir adının eksik olduğu aşikârdır. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yoktur. Başkanlık sistemi için cumhurbaşkanının ısrarı, icranın başına geçmek, başında durmaktır. Yerine koyduklarından daha iyi durur değil mi? Memlekette hem birkaç maaş tasarruf olur.