Arazi toplulaştırmaları yapmak üzere çok sayıda özel firma, üreticileri ikna etmek için gayret gösteriyor. Ancak üreticilerimizin büyük çoğunluğu ata mirası arazilerden vazgeçmek istemiyor. Daha önce de burada defalarca tartışmıştık, yolda harcadığımız mazot, tarlalarımızı iki kere sürer diye. Elbette üreticilerimizin dayanak noktaları var. Kiminin tarlası mevki yerlerde. Özellikle yol boylarının şerefiyesi çok arttı. Neredeyse arsa fiyatlarını görmeye başladı bazı tarlalar. 

Ülkemizde tarım arazileri çeşitli nedenlerle küçülmüş, parçalara bölünmüş, verimliliği, karlılığı olması gerekenden çok aşağılarda kalmıştır. Halen işlenen arazilerin % 85'i küçük aile işletmelerinin elinde bulunmakta ve bu araziler de çok sayıda parselden oluşmaktadır.   İşletme büyüklüklerinin istenen değerlerin altına düşmesi, ekonomik tarım yapılmasını imkânsız hale getirmektedir.    Bunu önlemek için iki farklı düzenleme sistemi getirilmiştir. Bunlar, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile getirilen düzenlemelerdir.

Aynı şahsa veya çiftçi ailesine ait, çeşitli nedenlerle, ekonomik üretime imkan vermeyecek biçimde veya toprak muhafaza ve zirai sulama tedbirlerinin alınmasını güçleştirecek derecede; parçalanmış, dağılmış, şekilleri bozulmuş, dağınık küçük arazi parçalarının ve hisselerinin bir araya getirilerek, muntazam şekiller halinde birleştirilmesi, bütünleştirilmesi ve işletmelerin yeniden düzenlenmesi işlemi Arazi Toplulaştırması olarak tanımlanmaktadır. Tanımı bile güzel. On on beş parçayı dolaşmak bile bir gününü alır insanın. Oysa hepsi bir yerde olsa ekip biçmesi bile keyif verir insana.

Toprak ve su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, kırsal alanda su temini ve kullanılmış suların uzaklaştırılması hizmetleri, arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri ile birlikte planlanmaktadır. Tarla içi geliştirme hizmetleri; tarla yolları ve sanat yapıları, açık ve kapalı drenaj, sulama tesisleri, kimyasal maddeler kullanılarak arazi ıslahı, toprak muhafazası ve dere yatağı ıslahı gibi faaliyetleri de kapsamaktadır.

Bundan yirmi yirmi beş sene evvel şehirlilerin tarlaya bahçeye çok fazla merakları yoktu. Ancak son yıllarda o kadar çok ilgi arttı ki, sanayi ve hizmet sektöründe iyi para kazananlar için, tarlanın dönümüne elli bin lira vermek işten bile değil. Hal böyle olunca köylünün de şehirden ev alıp oturma merakı, tozdan topraktan usanmışlık, arazi fiyatlarını uçurmaya başladı. Bu nedenle arazi toplulaştırma çalışmaları çok ağır aksak ilerliyor. Yola yakın yerlerde tarlası olanlar tarlasından vazgeçmiyor. Oysa tarımsal üretimde kullanılacak olan arazilerin bu kadar yüksek fahiş denebilecek fiyatlarla sayılıyor olması abesle iştigaldir.

Peki, toplulaştırmayı kolay hale getirmenin yolu ne olabilir. Gayet basit. Belli bir süre, en az üç nesil satış yasağı koyarsınız olur biter. Yolun kenarı ile uzağı aynı fiyata gelir o zaman.