Son yıllarda Dünyada ve ülkemizde yaşanan nüfus artışlarının hızlı artması ve ekonomik gelişim, süt ve süt ürünlerinin üretimini ve tüketimini artırmıştır.
Özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde kişi başına düşen gelirde ve nüfusta yaşanan artışlar önemli bir protein kaynağı olan süt ve süt ürünleri tüketimini artırmış olmasına rağmen Hala Ülkemizde süt tüketimi maalesef Avrupa seviyesini yakalayamamıştır.
Gerek dünyada gerek ülkemizde yaşanan talep artışları süt ve süt ürünleri ticaretine olumlu şekilde yansımıştır. Bu süreç sektöre yönelik destek politikalarının artmasına hibelerin bu alanda kullandırılması istekliliği artırmış, böylece ulusal ve uluslararası arenada yeni yatırımların oluşmasına zemin hazırlamıştır.
Ülkemiz gerek çiğ süt üretimi gerekse de süt ürünleri üretimi açısından dünyada önemli bir ülke konumundadır. Dünyada yaşanan üretim eğilimi ülkemizde de etkisini göstermiş son 10 yılda ülkemiz çiğ süt üretimi ve süt ürünleri sektöründe ciddi düzeyde büyüme yakalamıştır. Uygulanan destek politikaları ile sektöre önemli yatırımlar yapılmış olup gerek hayvan varlığı gerekse de çiğ süt üretim açısından ülkemiz sahip olduğu bu potansiyel ile dünyada öne çıkmaktadır.
Ülkemizde süt ürünleri sektörü dış ticaret fazlası vermekte olup yükselen tüketim trendlerine, değişimlere, ülke içinde ve dışında oluşan arz ve talep dengelerine uyum gösterecek şekilde sektörün dünya pazarından daha fazla pay almasını sağlayacak kısa, orta ve uzun vadeli politika kararlarının oluşturulması gerekmektedir. Bu süreçte gerek ulusal düzeyde hazırlanmış planlar gerekse bölgesel düzeyde hazırlanmış plan ve programlarda belirlenmiş hedeflerin dikkate alınması önem arz etmektedir. Bu doğrultuda süt işleyen firmaların verimliliğinin ve AB standartlarında üretim yapar hale getirilmesine yönelik destek ve tedbirlerin hayata geçirilmesi; hem Konya hem de ülkemizde süt ürünleri sektörünün sürdürülebilirliğini artıracaktır.
Konya ili denilince akla Mevlana Celalettin Rumi gelmektedir. Aynı zamanda sanayi de isminden söz ettirse de buna ilave en önemli husus tarımın başşehri olarak yıllardır ön planda olması ve Son yıllarda Sütünde başşehri olarak birinciliğe oturması ile dikkatler Konya iline çekilmiştir. Bu birinciliği bırakmama yolunda gerek tarım il müdürlüğü gerek sivil toplum kuruluşları kendine düşen görevi yerine getirdiği kanaatindeyim.
Ülkemizde büyükbaş hayvan varlığı dağılımı coğrafi olarak 3 ana merkezde toplanmıştır. Doğuda Erzurum, Kars, Mardin, batıda İzmir, Balıkesir ve Orta Anadolu'da ise Konya merkez konumundadır. Konya sahip olduğu güçlü gıda imalat sanayii ile ülkemiz doğu illerinden ayrılmakta ve bu avantajını ürün satışlarına yansıtabilmektedir.
TÜİK, 2015 Süt ve süt ürünleri üretiminde hayvan varlığı kadar önemli olan diğer bir hususta birim hayvandan elde edilen verimlerdir. Ülkemizde bu değer en fazla batı illerinde yüksek olup Ege ve Trakya illeri öne çıkmaktadır. Konya'yı takip eden İzmir ve Balıkesir illerinde Birim hayvandan alınan süt miktarları karşılaştırıldığında ise Konya 3521 kg süt ile Türkiye ortalamasının üstünde bir verimlilik değeri yakalamaktadır. Çiğ süt temininde hayvan ırkları büyük önem arz etmektedir. Ülkemizde toplam çiğ süt üretiminin %55'i kültür ırklarından elde edilmektedir. Konya'da bu oran %76'dır. Konya'yı çiğ süt üretimi açısından en yakından takip eden ve iller sıralamasında Konya ile beraber ilk üçte(3) yer alan İzmir ve Balıkesir'de ise bu oran sırasıyla %85 ve %86'dır.
Türkiye'de TÜİK verilerine göre büyükbaş hayvan sayısı yaklaşık olarak 14 milyona yakındır. Konya'da ise büyük baş hayvan sayısı bir milyon civarındadır. Bu rakamlar göz önünde bulundurulduğunda hayvan sayısında da birinciliği bırakacak gibi gözükmemektedir. Fakat öyle bir durum söz konusu ki aynı hayvan ırkı ile bir ilçede günlük ortalama 15 lt süt alırken bir başka ilçede süt verimi 30 litre civarındadır. Konya ve ilçelerinde, süt üretiminde de genel olarak verim farklılığı olduğundan, işletmelerde profesyonel hayvancılık tam yerleşmemiştir. Uzun yıllar sütün başşehri kalınacaksa bu aradaki dengesizlik ortadan kalkması için gerek eğitim ve diğer etkinliklerin yapılması süt veriminin artırılmasına katkı sağlayacağından ülke ortalamasının daha da üstüne çıkarak süt verimliliğinde de liderlik bırakılmayacaktır. Ayrıca yine tekrar ediyorum etmeye devam edeceğim. Mera alanları ıslah edilerek hayvancılığın en büyük gideri olan kaba yem ihtiyacının karşılanması ile üreticiler işletme giderlerini daha aşağı çekerek zevkle üretim yapacak ve buna bağlı kapasitesini artırarak yıllarca Konya sütte de Başşehir kalmasını sağlayacaktır.
Abdullah Kaya