Hayvancılığın temel sorunlarından biriside kaba yem ihtiyacının giderilememesidir. Bu yıl da mevsimin kurak geçmesi sebebi ile zorlu bir yıl hayvancılığı beklemektedir.
1954 yılında Tarım Bakanı olan Nedim Ökmen bütçe görüşmeleri esnasında TBMM kürsüsünde yaptığı konuşmada o günkü et sorunu için; 'Et meselesi Ot meselesidir' demiş ve sorununun çözümünün çayır-mera alanlarına sahip çıkmamız, doğru kullanmamız ve yem bitkileri ekim alanlarının arttırılmasına bağlı olduğunu tesbit ederken adeta geleceğe yönelik sıkıntıları o günlerden dile getirmiştir, bugün de et ve süt hatta küçükbaş işletmelerin en büyük sıkıntısı kaba yem ihtiyacının giderilmemesidir.
Kaba yem ihtiyacını dışardan satın almak veya üretememek veyahut meraların kullanılamaması hayvancılığı rantabıl halden uzaklaştırmaktadır. Bugün unutulmaması gerekir ki hala yem ve yem katkı maddelerinde dışa bağımlıyız. Bakanlığın, hayvancılık yapan işletmelere kendi arazisini suni mera tahsis ederek mera yem bitkileri ekmesi halinde dekara 100 TL gibi desteğinin de verildiğini unutmamak gerekir. Yapılması gereken kaba yem ihtiyacını gerek kendi arazisinde ekerek ve gerekse mera alanlarını kiralamak sureti ile çayır-mera bitkileri ekerek mutlak surette kaba yem ihtiyacı giderilecektir. Örnek olarak Konya İlimizin 4.081.353 ha mevcut alanının yüzde 55'i (2.247.857 ha) tarım arazisi, % 18,7' si (761.461 ha) çayır-mera alanları olarak belirtilmiştir. Yaklaşık tarım arazisinin 3'te biri mera arazisi olduğuna göre mutlak surette meraların ıslah amaçlı değerlendirilmesi gerekmektedir..
61 yıl öncesi fark edilen et sorununun çözüm yolu bugün her zaman olduğu gibi yine gündemin baş sırasındadır. Çözüme ulaşmaz ise bu sorun bugünde, yarında, gelecek yıllarda da devam edecektir. Bir tarım kuruluşuna, et sorununun çözüm yollarının neler olduğunu sorarsanız sayılan maddelerden birinin mutlaka; yem meselesi yani çayır mera alanlarının ıslahı ve yem bitkilerinin ekim alanlarının artırılması olacaktır. Hayvancılıkta 'Kaba Yem (ot)' ihtiyacının giderilmesinin iki yolu vardır.
1- Tarlanıza yonca, korunga, fiğ gibi çok veya tek yıllık bitkiler eker hayvanlarınıza taze veya kuru olarak verirsiniz, bunları balya haline getirir, yada mısır, sorgum gibi bitkileri eker koçanda danelerin oluşumundan sonra yeşilken biçer silaj yaparak hayvanlarınıza yedirirsiniz.
2- Meralarınızın yoğunluğunu ve kalitesini arttırarak meradan elde ettiğiniz bitkileri yeşil iken biçer hayvanlarınıza yedirir veya meralarda hayvanlarınızı otlatarak sağlayabilirsiniz.
Dünyada fazlaca kullanılan metot 2. maddede belirttiğimiz gibi meralardaki faydalı bitki çeşitliliğinin arttırılarak, otlatılması veya biçilerek hayvanlara yedirilmesi şeklinde gerçekleşmektedir.
Meralarımızı 4342 Sayılı Mera Kanununun gerektirdiği şekilde kullanmalıyız. İllerde uygulanması gereken otlatma takvimine uyulmalıdır. GTHB tarafından yapılan Mera Amenajman ve Islahı Projelerinin ülkemizde daha fazla sayıda uygulanması gerekmektedir. GTH İl Müdürlüklerine yapılan müracatları ivedi bir şekilde değerlendirerek sorunun çözümüne sebep olmalıdır.
Hayvan beslemenin, olmazsa olmazlarından biri kaba yemdir. Ota dayalı hayvan besleme yapmayan işletmelerin para kazanmaları mümkün değildir. Süt ve et maliyetinin yüzde 60-80 arasındaki girdisi yemdir. Bu maliyet kaba yemlerle karşılanması halinde yüzde 10-30'a düşürülebilmektedir. Dolayısıyla et maliyetini yüzde 50 oranında düşürmüş oluruz. Bugün meralarda diken, sirken ve yabancı otlardan başka bir çeşit olmamaktadır. Ayrıca baharda çıkan yem bitkileri kısa bir sürede hayvanların yanlış otlatılması ile yok olmaktadır. Tabiri caizse meralara hayvan tok gidiyor aç geliyor...Bir problem çıkmadığı takdirde, meralar amacı dahilinde kullanıldığı zaman, hayvancılık dahada ilerlemiş olacaktır. İnanıyorum ki bugün bu sorunlar çözüldüğü takdirde et meselesi ortadan kalkacaktır.
Abdullah Kaya