Buradan yazıp bilgilendireyim de öyle havalı televizyoncuların bilip bilmeden söylediğine kanmayın, bizim birçok derdimiz derdimize kalıcı çözümler lazımken, her şeyi "ulan bu aracılar olmasa" her şey güzel olacak diye düşünüp "cambaza bak" tuzağına düşmeyin.
Tarlada domates bir lira markette dört lira şu aracılar olmasa diye başlayarak konuşanlar var ya onlara inanmayın. Hiçbir şey bilmiyorlar.
Evet sistemde bozukluk var ama bu iş aracılarla bitmiyor.
Örneğimiz domates olsun.
Öncelikle şöyle bir bakalım. Bir dönüm tarladan 5-7 ton domates çıkar. Bir çiftçi ortalama hesapla sizin sofranıza gelen domatesten 10 dönüm ektiğini düşünelim. Küçük bir ekim alanıdır bu. Yani 50 ila 70 ton domates demektir. Ortalama bir kiloya büyüklüğüne göre 5-7 tane gelirse 250.000 ila 500.000 arası domates meyvesi demektir.
Çiftçi için çok düşük bir fiyattır ancak, fiyat düştüğünde tarlada bir lira dendiğinde bu ortalama 400 bin domatesin dalından tek tek toplanması, toplama kasalarına konması, kasaların kamyona yüklenmesi işi ile başlar.
Çiftçilerimiz eker diker yetiştirir ancak ülkemizde genellikle bu hasat işini çiftçilerimiz yapmaz. Dışarıdan tutulan mevsimlik gezici tarım işçileri yapar. Çiftçimizde yapsa bu işin hızlı yapılması gerektiği için dışarıdan eleman getirmesi gerekir. Bu işçilerin yevmiyesi 70-80 TL dir. Bir kişinin toplayacağı miktarı sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Siz 40 derece güneşin altında ne kadar toplayabileceğinizi hesaplayın bu işçiler sizden beş kat fazla toplasın bakalım kaç işçi gerekiyor. Hesapladınız mı iyi . Devam ediyorum o zaman.
Kamyona yüklenen domatesler tarladan bölgesel hale götürülür. Hal in tarımsal üretim alanına yakın olduğu yerlerde çiftçi traktörü ile de götürür ama bu kamyondan ucuza gelmez. Bir tarladan taşıdıkları 70 ton domatestir. Kamyonla giderse 5 sefer, traktörle giderse 25 sefer yapılması gerekir.
Çiftçimize bu domates için yaklaşık elli bin lira ödenir. Ancak devlet bu ödemeyi yapan kişiden vergi kesintisi yapmasını ister. Çiftçi ben alacağım parayı bilirim zaten giderlerim yüksek der. Yani başlangıçtaki vergi kesintisi de yapılan tüm giderlerin üzerine ilave edilir.
Yaklaşık dört yüz bin domates sizin marketten tek tek seçebilmeniz için boylarına göre ayrılır, tarladaki tozları üzerinden silinir, cazibeli hale getirilir ve marketlere gidecek ambalajlarına yerleştirilir.
Sonra büyükşehirlere gönderilmek üzere bir kamyona yüklenir.
Bu arada hasat sırasında ve domateslerin seçilmesi sırasında domateslerin yaklaşık %10 u zedelenir ve fire olur. Bunları taşımak boşuna olacaktır. Maliyetler kamyona yüklenen domateslere ilave edilir.
Üretildiği bölgedeki halde bu işlemleri yapan komisyoncu bir komisyon keser, ayrıca bölgedeki belediye bu haldeki işletilme ve düzen hizmetleri için bir hal komisyonu alır.
Kamyon, yüzlerce kilometre yol yapar, otoyol geçiş ücretleri öder. Büyükşehir deki hale gelir.
Çünkü hiçbir market bir kamyon domatesi bir seferde satın alamaz bu yüzden gelen kamyon Büyükşehirdeki haldeki komisyoncuya boşaltılır.
Yolda ürünlerin en az %10 u taşınırken zarar görmüştür. Adı üstünde yaş sebzedir meyvedir. Kamyonun indirme maliyeti de fiyatın üzerine yansıtılır. Sonra Büyükşehire kamyonla 2000 kasa gelen domatesi haldeki komisyoncu tarafından en az 100 -150 markete manava satılmaya çalışılır. Her birine irsaliye fatura keser. Kimisini peşin kimisini veresiye satar.
Marketçiler halden aldıkları ürünleri kendi araçlarına yüklerler. Sonra marketin önüne geldiklerinde indirirler. Kasalarından çıkarırlar ve reyonlarına dizerler. Aldıkları ürünü hemen satamazlar. Sizler alırken en iyilerini seçebilmek için ürünleri tek tek ellersiniz. Her ellemede ürünler zedelenir. En az %15-20 si fireye ayrılır. Ayrıca üreticide %1 olan KDV oranı market kasasına geldiğinde %8 olmuştur.
Market tüm maliyetlerin üzerine en fazla %20 kar koyar ve sonra siz gidip 1-2 kg olarak alırsınız.
Sonra aldığınız domatesin parasını kredi kartı ile ödersiniz. Banka marketten bir komisyon keser.
Şimdi bu yazının burasında durun ve lütfen evinize aldığınız 1-2 kg domatesi patlıcanı soğanı alırken yaşanan bunca eziyeti bir değerlendirin.
Bu iş öyle tarladan alıp markete getirme işi değildir.
Tüm işler zamana karşı yarışılarak yapılır.
Yani tarladan toplandıktan sonra hale gitmesi seçilmesi kasalara yerleştirilmesi kamyona yükleyip yola çıkarılması, yolda zaman geçirilmeden dinlenmeden büyükşehirlere taşınması, market raflarına dizilmesi ve sizin sofranıza taze ve lezzetli olarak gelmesi dile kolaydır ama yapılması o kadarda kolay değildir.
Bazı iş bilmezler aracıları kaldıralım diyorlar. Bakın bakalım burada aracı var mı?
Burada tedarik zincirinin halkaları var.
Aracı benim bildiğim alıcı ile satıcıyı buluşturup, risk almadan para kazanandır. Burada zincirin tüm halkalarında ciddi riskler vardır. Bu halkada bulunanların hepsi bu riski üstlenirler.
Çiftçiden markete gelen ürün zincirinde hatalar var mıdır? Tabii ki vardır. Çözülmeli midir? Evet.
Ancak bu bazı iş bilmezlerin dediği gibi aracı sorunu değildir. İster medyadan olsun ister bürokrasiden sizi kandırmalarına müsaade etmeyin.
Bu işin çözümü var. Sadece çözmek isteyenlere ihtiyaç var.
Ne çiftçi tarlasındaki işi bırakıp şehre ürünün getirebilir, ne siz şehirdeki işinizi bırakıp gidip tarladan bir iki kilo domates alabilirsiniz.
Gerçek çözümlere odaklanmak yerine, sahte çözümler üretenlere inanmayın ve güvenmeyin.