TARIMSAL ÜRETİMDE KORKUTAN DÜŞÜŞ

Geçtiğimiz günlerde TÜİK verilerine göre tarım sektörü 2016 yılında reel olarak yüzde 4.1 küçüldüğü basında yer aldı.

Araştırmalarımızda ve diğer verilerle karşılaştığımızda ilginç tablolar karşımıza çıktı, ama yine TÜİK verilerine göre tarımsal üretim miktarlarına baktığımızda bambaşka bir tablo var.

2016 yılında bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünler yüzde 0,2, sebzeler yüzde 2,4, meyveler yüzde 6,8 oranında artmış. Hayvancılık tarafında ise üründen ürüne değişmekle birlikte üretim miktarımız geçtiğimiz yılla hemen hemen aynı.

Yani 2015 yılında üretilen tüm tarımsal ürünleri devasa bir terazinin bir kefesine, 2016 yılında üretilenleri de diğer kefesine koyduğumuzda 2016 kefesi daha ağır basıyor.Gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH), bir ülke sınırları içerisinde belli bir zaman içinde, üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değeridir.

Bu iki veriyi, yani tarımsal GSYH'deki azalışla toplam tarımsal üretim miktarındaki artışı, birleştirerek okuyanlar üretimin arttığını ama ürün fiyatlarının azaldığını ifade ediyorlar. Tarımsal GSYH'deki daralmanın sebebi olarak bu fiyat düşüşünü gösteriyorlar.O halde, "tarımsal üretim miktarı" da "tarımsal ürün fiyatları" da arttıysa, kabaca ikisinin çarpımını ifade eden "tarımsal GSYH" neden düştü? Aslında bu durumun, yani tarımsal GSYH düşerken üretimin artıyor olmasının tek bir açıklaması var. Bu da tarımsal üretimin geçtiğimiz yıla göre daha düşük katma değerli ürünlere kaymış olmasından kaynaklanmaktadır.

Yani geçtiğimiz yıla göre tarımsal ürün üretimi artmış ama bu artış ucuz ürünlerde gerçekleşmiş. Üstelik buna karşın yüksek katma değerli ve görece pahalı ürünlerde ise üretim azalmış.

Örneğin pahalı hıyar üretimi azalırken ucuz karpuz üretimi artmış. Üretim desenindeki bu tür kaymalarla toplam üretim ağırlık olarak artmış ama bu üretimin parasal karşılığı azalmış.

Yükte ağır ama pahada hafif ürünlerin üretimine ağırlık verilmiş.Sektör daha fazla çalışmış, daha çok üretmiş ama daha az kazanmış. Gelişen bir ekonominin izlemesi gereken yol ise bunun tam tersi; "Yüksek katma değerli bir üretim gerçekleştirerek toplam hasılayı artırmak" olmalı.

Yoksa daha 2013 yılında dünyanın 7. en büyük tarım ekonomisi olan (2014'te ise 9. sıraya gerileyen) Türkiye'nin tekrar sıralamadaki eski yerine geçmesi dahi hayal olabilir.Bu durumda Türkiye'nin dünya tarım ekonomileri arasında 2013 yılındaki sırasına ulaşabilmesi için tarımsal GSYH'sini yaklaşık iki katına çıkarması gerekiyor. Tabii ki Türkiye böyle olağan üstü bir atılım gerçekleştirirken diğer ülkelerin de tarımda hiç büyümemesi gerekiyor.  Ama görünüşe göre tam tersi bir süreç yaşanıyor; tarım Türkiye'de küçülürken dünyada büyüyor.Böyle olunca da tedbirler alınmadığı takdirde Türkiye'nin 2023 yılında 150 Milyar USD ile dünyanın beşinci büyük tarım ekonomisi olma hedefinin yakalanmasının hayal olduğu gözler önündedir.

Abdullah Kaya

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.