Ülkemiz tarım ülkesi olmasına rağmen yaklaşık tüm ürün kategorilerinde dışa bağımlılıktan kurtulamamaktayız. Başta buğday olmak üzere milyarlarca dolar dışa gitmektedir. En büyük sıkıntı ise çiftçilerimizin bilimi, teknolojiyi gerektiği gibi kullanamamakta hala çevrenin ve teknolojik karmaşıklıkların etkisi altında kalmakta.Bu da yeterli eğitimin olmamasından kaynaklanmaktadır. Türkiye tarımının birçok sorunları mutlaka vardır ama asıl sıkıntıları, temel sorunları, beş maddede ele almak mümkündür.
ÇİFTÇİ EĞİTİMİ VE UYGULAMALARININ YETERSİZ OLMASI
Eğitimin yetersizliği, teknolojik karmaşıklıklardan kurtulamamasına (hangi aletin, ürünün, gübrenin nerede nasıl ve ne şekilde kullanacağını bilememek) sebep olmaktadır. Eğitim yetersizliği üreticinin girdi maliyetlerini artırmaktadır. Yeni teknolojiler, üretim sistemleri, pazarlama sistemleri, teşvikler ve mevzuat konusunda üreticilerin bilinçlendirilmesine, genç nüfusun tarımsal üretime özendirilmesine ve teşvik edilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak sıraladığımız bu özellikler bilinçli eğitim ile olmaktadır. Günümüzde ise eğitim mutlaka var fakat üreticilerin geneline yayılmaması büyük dezavantajdır.
MALİYET ARTICI UNSURLARIN ÇÖZÜMLENEMEMESİ
Girdi maliyetlerinin (elektrik, mazot, gübre, tohum, ilaç) dünya fiyatlarının üzerinde seyretmesi ve piyasa manipülasyonları çiftçilere büyük zarar vermektedir.
TARIM ARAZİLERİNİN PARÇALI ve DAĞINIK YAPISI
Tarımsal arazilerin çok parçalı ve dağınık yapısı üretim maliyetlerini artırmakta, modern tekniklerin uygulanmasını ve ulaşım ağının inşasını zorlaştırmakta, çiftçinin kazancını düşürmekte ve tarımsal rekabet ile tüketici fiyatlarını olumsuz etkilemektedir. Toplulaştırmaya hız verildiği takdirde 2 milyon hektar arazi tarıma kazandırılacaktır ayrıca maliyetler daha da düşecektir.
TARIMSAL ÜRETİMDE VERİM VE KALİTENİN DÜŞÜK OLMASI
Toprak ve iklim şartlarına uygun tür ve çeşit seçiminde, uygun tedbirlerin (gübreleme, sulama vb.) kullanılmaması nedeniyle verim ve kalite düşüktür. Arıtma tesisi bulunmayan sanayi kuruluşları, toprağı ve yer altı sularını kirletmekte ve bu durum tarımsal üretimde verim ve kalite kaybına sebep olmaktadır.
SULANABİLEN ARAZİ MİKTARININ AZLIĞI ve MEVCUT SU KAYNAKLARININ ETKİN KULLANILAMAMASI
Sulanabilen arazi miktarının azlığı nedeniyle ülkemiz, özellikle yağlı tohumlu bitkilerde ithalata mahkûmdur. Suyun etkin kullanılamaması nedeniyle, bilinçsiz su kullanımı, hem gereksiz su sarfiyatı olmakta hem de üretim düşmektedir.(çok sulama ile çok verim alınması yanlış bir düşünce ise de maalesef çiftçi tarafından bu husus göz ardı edilmektedir)
Abdullah Kaya
Ziraat Yüksek Mühendisi