Ülkemiz tarımı bugün tam anlamı ile yoğun-emek işgücünden modern teknolojilere ve mekanizasyona tam anlamı ile geçememiştir.
Kastettiğimiz kazma - kürekle çalışacak elemandan çok teknolojik gelişmelerin sonucu tarımsal üretime katkı veren makine-ekipman kullanımı ile ilgili sahadır.
Bu bakımdan tarımsal teknolojilerin etkin bir şekilde kullanılabilmesi konusunda, nitelikli insan kaynağının varlığı da Türk tarımı için önemli bir role sahiptir.
Bu alanda Ziraat Fakültelerinin bazı bölümleri mühendis düzeyinde eleman yetiştirmiş olsalar da bu mezunlar ara insan gücü görevi görememektedirler.
Bu nedenle; başta tarım ile ilgili liseler olmak üzere iki yıllık yüksek okul düzeyinden mezun tarım sektöründe ve tarımsal teknoloji üretiminde katma değer yaratacak insan kaynağının yetiştirilmesi ve tarım sektörüne entegre edilmesi önemlidir.
Ancak bu alanda da yeterli okul bulunmamakta, bulunanlar da tarıma kazandırılamamaktadır.
Genç nüfusun giderek azaldığı gelişmiş ülkelerin yanında, Türkiye'nin genç ve eğitim görmüş kesiminin giderek artış gösteriyor olması, tarımsal faaliyetlere ve teknolojilere yönelik eğitim faaliyetlerinde bulunan üniversite yeterince artmaması; tarım sektörü için önemli bir önemli bir ümit kaynağı olmaktan uzaktır.
Konunun diğer bir yönü bu okullardan yetişmiş elemanların işe yerleştirilmeleri konusunda kamuoyuna yansıyan bir plan da bulunmamaktadır.
Tarım sektörüne yönelik bilimsel ve teknik donanımlı çalışanlar yetiştirilmesi ve mevcut tarım çalışanlarının bilgi düzeyinin arttırılması doğrultusunda kullanılması sektörün aktiflik durumunu ve verimliliğini artıracaktır
Burada önemli bir sorumluluk üstlenmiş olan Kamu Kuruluşları, ve üniversitelerin bu faaliyetleri daha sistematik ve planlı yapmaları işgücünün fayda düzeyinin artırılmasına ve işe yerleştirilmelerine yol açacaktır.
Bu yapının kurulması, özellikle devletin tarım politikalarının bu doğrultuda daha fazla etkinleştirilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması ile gerçekleştirilebilecektir.