Hani bazı kişiler vardır ya oturduğu koltuğu dolduran.
Bu deyimi bazen gerçek anlamı ile, kilo ve cüsse algılı, bazıları için de kariyer ve karizma açısından belirleyici olarak dilimize alırız.
Bu yazı dizimizde Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar'ı, icraatlarını, görüşlerini, çaba ve ülkülerini hem bir yazar gözüyle tarafsız, hem de bir oda başkanı olarak duygusal içerik karıştırarak ele alacağız.
Lider denince akla bazı özellikler gelir:
Zamanında doğru kararları verir, ekibini oluşturmayı ve yönetmeyi iyi bilir, planlama uzmanıdır, tehlikeyi sezer ve önemlini alır, iyi bir hatiptir. Medyatiktir, cesurdur, tatlı sert bir yönetim anlayışına sahiptir, demokratiktir, hoşgörülüdür...
Sayın Şemsi Bayraktar yukarıdaki özelliklerin pek çoğuna sahip olan Türkiye'nin nicelik açısından 790 odası ve 5 milyonun üzerinde üyesi bulunan Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin genel başkanıdır.
Bilgisinin kaynağı babadan çiftçi, babadan idareci olmanın yanı sıra eğitiminden almaktadır.
Şemsi Bayraktar, 1958 yılında Adapazarı'nın Akyazı ilçesinde doğmuştur. Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi ve Ziraat Fakültesi'nde öğrenim gördü.
Tarım Kredi Kooperatifleri Sakarya Bölge Birliği ve Fiskobirlik'te Denetim Kurulu Üyesi, TZOB Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği ile Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu (IFAP) Yönetim Kurulu Üyesi görevlerinde bulundu.
Babası, TZOB'un kurucularından olan Şemsi Bayraktar, TZOB yönetim kurulu üyeliğinin ardından, üç dönemdir Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin genel başkanlığı görevini yürütmektedir.
Geçtiğimiz pazar günü Söke Ziraat Odası Başkanı Sayın Kemal Kocabaş'ın oğlunun düğünü dolayısıyla bir araya gelme fırsatı yakaladığımız Sayın Bayraktar'dan görüşlerini alma fırsatı yakaladık.
Toplantının ilgi çekici iki misafiri daha vardı. Birincisi milletvekilliği döneminde Türk ve Aydın çiftçisi için çok değerli mücadeleler vermiş olan ve Aydın'ı parlamentoda üç dönem temsil etmiş olan Sayın Ali Uzunırmak.
Ali Uzunırmak, Leziz Ekstra Kafe'de yapılan toplantıda zaman zaman çözüm odaklı önerileri ile ne derece tarımın içinde yer aldığını, tarımı ne derece bildiğini de gösterdi.
İkinci misafir ise Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği eski Genel Başkanı ve şu anda Aydın Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı olan Sayın M.Sedat Güngör.
''ULUSAL SÜT KONSEYİNDEN ÇEKİLDİK''
Sayın Şemsi Bayraktar, Sedat Güngör'ü yakalamayı fırsat takdir ederek şahsı gıyabında süt üretimi, süt sektörü, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği ile ilgili görüşlerini aktardı:
"Dört yıl kadar önce sütte yaklaşmakta olan krizi fark ettik. Düşük ve maliyet altında süt satın alınmasını engellemek için Tarım Bakanı nezdinde girişimde bulunduk. Ancak o dönemin tarım bakanını aşan bu konuyu doğrudan başbakanla görüşerek "Sütte denge kurumu " oluşturulmasını sağladık.
Ulusal Süt Konseyi'nde yapılan düzenlemeler, sürekli olarak sanayicinin işine yaramakta, üreticinin aleyhine işlemektedir.
Süt sanayicisi Tarım Bakanı Sayın Çelik'e 115 Kuruş ve üzeri süt alım fiyatı garantisi vermesine rağmen, kurdukları taşeron firmalarla 70-80 Kuruştan süt toplamaya başladılar. Bu sanayici kesimi Sayın Bakanın "ahlaksızlık" nitelemesine maruz kalmasına rağmen yapacağından geri durmamaktadır.
Ulusal Süt Konseyi'nin üretici lehine karar veren bir kuruluş olmaktan çıkıp sanayicinin kurumu haline dönüşmesi ile Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak Ulusal Süt Konseyi'nden çekildik.
Gözlerinin içine bakmamıza rağmen Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği ve diğer üretici birlikleri Ulusal Süt Konseyi'nden çekilmemişlerdir. Bunun da nedeni, süt sanayicisine göbek bağı ile bağlı olmak ve onlardan çekinmeleridir.
Sanayiye aktarılan inek sütü miktarı mayıs ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3 azalarak 864 bin 101 tondan 837 bin 800 tona gerilemesine rağmen süt fiyatlarında üreticinin eline geçen tutar daha da düşmüştür.
Fakat raflardaki süt fiyatları artmaya devam etmektedir.''