Ziraat Odası olarak Sarıgöl, Alaşehir ve Salihli gibi önemli üç üzüm merkezine yaptığımız ziyaretle iligli izlenimlerimizi aktarmayı sürdürelim.
Egeli üreticiler içerisinde sattıkları ürünün para etmemesinden en çok dertlenen kesimlerin başında Manisa üzüm üreticileri gelmekte.
Üzüm gerçekten yetiştirilmesi zor bir ürün.
Hasattan sonra eksilen besin maddelerinin takviyesi ve gelecek yıl oluşması muhtemel mantari hastalıkların önlenmesi bakımından ilk ilaçlamalarla başlayan bağcılık tarımsal faaliyetleri şubatta hızlanmakta kesintisiz olarak hasat sonuna kadar neredeyse on ay sürmekte. Bu on ay boyunca üreticinin cebinden sürekli para çıkmakta; sadece yılda bir kere para girmekte. Dert de cebe giren bu paranın on ay boyunca harcananı karşılayamaması.
Peki piyasalar niçin bu kadar bozuk?
İşin bir diğer yanı kimler açısından bozuk?
Rakamlara baktığımızda ihracatçı ve tüccar açısından sıkıntı çok az. Çünkü riskleri üreticiye göre daha az. Çünkü ülkemizin pazarlama, ihracat zincir ve kambiyo işlemlerinde işleyiş malum. Bu işleyiş tüccar ve ihracatçıya teminat ve garantiler içermektedir.
Fakat çiftçi açısından herhangi bir teminat mevcut değildir.
Üçkâğıtçı tüccarların en çok çöreklendiği alanlardan birisi de üzüm piyasaları.Bu konu ile ilgili gerçek bir öykü anlatalım.
"Manisa'nın üzüm yetiştiricisi büyük köylerinden birisinde bir Cuma günü.
Çiftçiler ve halk Cuma namazında çıkmaktalar. Camiden tanınmamayan bir vatandaş da namazını eda edip "Hayırlı cumalar" dileklerini yüksek sesle ifade eder ve köylülere çıkışır:
-Kim bu köyün muhtarı?
Muhtar gelir; bu defa muhtara çıkışır.
-Ne bu caminin hali muhtar? Halılar eski, avize kırık, caminin boyaları dökülmüş.
Muhtar, Paramız yok ki nasıl tamir edip yenisini alacağız?
Yabancı telefona sarılıp İzmir'i arar
-Bu köyün camisi için şu kadar metrekare halı, en iyisinden avize ve boya usataları istiyorum.
Cami bir haftada yenilenir.Üzüm tüccarı yabancı camiye yaptığı hayır(!) ile köylünün güvenini kazanmıştır.
Sezonda ilk hasat üzümü kantar üstünde 1,10 TL'den alır.Tüm köylü üzümünü vermek için sıraya girer.İkinci kesimlerde nakit para birkaç gün gecikme ile ödenir.Daha sonra üzüm tonajı en yüksek noktalara ulaşınca ve üzümler köyden yola çıktıktan sonra tüccarımız ve köyller havale beklemeye(!) başlarlar.
Köyde üzüm hasadının sonuna gelindiğinde tüccar artık ortalarda yoktur. Telefonu kapanmış, adresi mevcut değildir.
Naim ÖZDAMAR
AYDIN / BUHARKENT ZİRAAT ODASI BAŞKANI