Çiğ süt, ambalajlı süt ve süt ürünlerinin tamamının hammaddesidir. Markete gittiğinizde satın alacağınız tüm ürünleri satıcılar belirliyor..
Çiğ sütün fiyatını ise üreticiler değil satın alıcılar belirliyor. Satın alıcıların belirleyeceği bir fiyat ‘’adil ‘’ olabilir mi? Olamaz diyorsanız bu düzen satın alıcı olan endüstriyel süt sektörünün eline devlet tarafından verilmiş olduğunu bilin..
Ulusal Süt Konseyinin 12 Nisan 2013 tarihindeki sonuçsuz kalan göstermelik çiğ süt pazarlığının perde gerisinin aralandığı bildiriliyor..
Bu pazarlık için toplanan üretici, sanayici, bürokrat temsilcileri Ambalajlı Süt Üreticileri Derneği Başkanı Harun Çallı’nın ‘’biz buraya fiyat konuşmaya değil sütün kalitesine göre üst fiyat belirlemeye geldik’’ sözlerinin öncesinde Sütaş’ın çiğ süt satın alma müdürü Mesut isimli şahsın şu sözleri karşısında toplantıda hazır bulunan çiğ süt üretici temsilcilerinin kanının donduğu ifade ediliyor:
‘’Tüsiad Başkanı ve Sütaş’ın sahibi Muharrem Yılmaz’ın Harun Çallı ile görüşüp önümüzdeki 6 ay (Nisan-Eylül) dönemi için çiğ sütün fiyatını 90 kuruş olarak belirlediler’’
Bu sözler Ulusal Süt Konseyinde 18 sanayici, 11 çiğ süt üretici temsilcisi, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bürokrat temsilcilerinin huzurunda söyleniyor..
Çiğ Süt Fiyatlarını Sanayiciler Belirliyor
Çiğ süt fiyatlarını; Ulusal Süt konseyi çatısı altında buluşan üretici ve sanayi temsilcileri birlikte değil Tüsaid Başkanı Sayın Muharrem Yılmaz, ASÜD başkanı Harun Çallı ile birlikte belirlediler.!!!Tüsaid Başkanı’nın aktarılan sözlerini işiten diğer süt sanayicileri de çok memnun olmalılar ki bir çıtırtı çıkarmasalar da Muharrem Yılmaz’ın Konsey’de kendi personeli tarafından Konsey’de toplana üyelere aktarılan sözleri toplantının dağılmasına yetiyor..
Çiğ süt üreticileri Tüsaid Başkanı ve Sütaş’ın sahibi Muharrem Yılmaz’ın çiğ süt fiyatlarının istikrarsızlığı konusundaki yaklaşımını gayet iyi biliyor. Çiğ süt fiyatlarının düşük olması, istikrarsızlığı, üretimin sürdürülemezliği çiğ sütü toplayan sanayicilerin, M. Yılmaz’ın umurunda olamaz ki.. Kendi ürettikleri ambalajlı süt ve süt ürünlerinin hammaddesi olan çiğ süt ne kadar ucuz olursa o kadar daha fazla kazanç sağlayacaklarını biliyorlar. Çiğ süt fiyatı düşük olup da çiğ süt üretimi sürdürülemez ise devlet çiğ süt üreticilerine destek versin düşüncesindeler. Bir bakıma ‘’üretim ve satışın kazancını kendileri, zararı ise devlet ve çiğ süt üreticileri çeksin’’ düşüncesindeler..!
M. Yılmaz’ın geçmişte çiğ süt üretim ve ambalajlı üretim satış sektörüne bakış açısı
Hürriyet Gazetesi yazarı Vahap Munyar’a verilen röportaj da Tüsaid Başkanı olmadan önce Sütaş sahibi ve Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, şunları söylüyordu.. ‘’Çiğ sütte fiyat istikrarı (fiyat düşüklüğü) önemli değil önemli olan sütteki tüketim miktarıdır..’’ Biz de bu sözleri eleştiren ‘’ Hangi Süt Patronu Çiğ Süt Fiyat İstikrarını Küçük işlerden görüyor.’’ başlığında yazı yazmıştık..Merak edenler bakabilir.
Süt sektöründe çiğ süt fiyat istikrarsızlığını, düşüklüğünü Sütaş’ın sahibi sadece Muharrem Yılmaz umursamıyor.. Aynı çizgiden giden başka firmalar da var.
Ülker Süt (Ak Gıda) Çiğ Süt Fiyat İstikrarsızlığının Neresinde?
Ülker süt, 2012 Eylül-Mart 2013 dönemi için Eylül ayında Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ sütte referans fiyatlara uymayacağını, bir önceki dönemdeki fiyattan ödeme yapacaklarını duyuran faks mesajlarını kendi çiğ süt toplama sahasındaki Süt Üretici Birliklerine göndermiş ve bunu da uygulamıştı.. Danone dışında Ülker-Ak gıdayı takip eden diğer firmalar da referans fiyatların altında satın alımlar yapmışlardı.. Referans fiyatlar (maliyet) altında yapılan alımların fark bedelleri üreticilerin alın teri, göz nuru idi.
Bir dönem önce çiğ fiyatlarını Ülker-Ak Gıda istikrarsızlaştırmıştı (Bakınız: Ülker Sütün Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına Baskısı, başlıklı yazım) Tüsiad Başkanı’nın 2013 Mart- 2013 Eylül önümüzdeki altı ay için fiyat dikte etmesi, 12 Nisan Cuma günü yapılan Ulusal Süt Konseyi toplantısının dağılmasına damgayı vurmuştu.
Üreticilerin gözyaşlarını bu sermaye sahipleri görebilir mi? Hem fikir oldukları daha çok kazanç ekseninde gözyaşını göremezler.! O gözyaşlarını ancak bunları okuyabilen tüketiciler görebilirler.
Bana diyorlar ki tarımda sen sadece sütü, hayvancılığı yazıyorsun..
Türkiye’de üretilen çiğ süt, canlı hayvan, buğday; tarımsal hasılanın hemen hemen neredeyse % 75’i olup gerisi teferruattır.
Her sabah kahvaltıda karşımıza peynir çıkmak zorunda. Her iki öğün yemeğin birinde salata,diğerinde yoğurt olmak zorunda..Bebekler katı gıdalara geçtiklerinde yoğurt yemek zorundalar. Süt ve süt ürünleri beslenmenin temel taşlarıdır.
Önümüze gelen peynir, süt, o yoğurdun aslını, hammaddesi çiğ sütü üretenlerin köleleştirilmesine, onun üretilmesinin tehlikeye atılmasına tüketiciler izin vermemelidir..
Nasıl mı?
Ülkemizde çiğ sütü 450 bin kişi, ambalajlı süt ve süt ürününü ise onu üreticilerden satın alan 1300 firma ambalajlayıp tüketicilere satıyor.. Çiğ süt üretim sektörüne sanayicilerin yaptığı darbeler siz tüketiciler tarafından önlenmez ise 450 bin üreten sayısı da 1300 gibi sayısında firma veya kişiye düşer ise işte asıl tehlike orada başlar.. Belirli kişiler çiğ süt, canlı hayvan üretiyor, ambalajlayıp satıyor olur.. Bir bakıma süt sanayi sektöründeki monopolleşme çiğ süt üretim sektörüne de yerleşmiş olur..
Yazdıklarımızdaki mesajlarımız ne sanayicilere ne sanayicilerin atadıkları genel müdürlere, ne bürokratlara ne sanayicilerin sermayelerinin cazibesinde gözleri ışıldayan siyasetin adamlarınadır.
Mesajlarımız doğrudan doğruya süt ve süt ürünlerinin tüketicilerinedir. Adil olmayı, çiğ süt üreticilerinin gözyaşlarını dindirmeyi ancak tüketiciler sağlayabilir.. Bu da ancak çiğ sütte dağıtım ağını güçlendirmektir. Sanayicilerin, siyasilere, bürokrasiye, ücretli kendi ‘’bilim danışmanları’’na verdiği direktifler doğrultusunda kurdukları dağıtım ağı yerine üreticiler ve tüketiciler kendi dağıtım ağını kurmak, var olan ağları güçlendirmeleri gerekir.. Çiğ süt tüketim dağıtım ağına dahil olan üreticiler, tüketiciler özgürdür, diğerleri köledir.. Ulusal Süt Konseyi modern kölelerin temsilcilerinin, modern ağaların temsilcilerinin göstermelik toplantı yaptıkları yerler olup gerçekte orada fiyatı modern ağalar belirliyor.. Ama bu pazarlıktaki toplantı gördüğünüz gibi dağıtılabiliyor.
Modern kölelerin temsilcileri GTH Bakanı Sayın Mehdi Eker’in Çin Ziyaretine katıldılar.. Modern ağaları için bakana serzenişte bulunacaklar.. Kölelerin temsilcileri 450 bin kölenin geçim kaygusunu, hayvancılık-çiğ süt üretimindeki sürdüremezliği bakana iletmek için Çin seyahatinin akşamlarında bolca vakit bulacaklar..
Çiğ süt fiyatı litre başına 1,17 kuruştan aşağılarda kabul edilirse modern ağalık ve kölelik daha da güçlenecek demektir..
2012 Eylül-2013 Mart döneminde Ülker-sütün referans fiyatlara darbesini o zamanki yazımızda,şimdi de Tüsiad Başkanı, sütaş’ın sahibi Muharrem Yılmaz’ın çiğ süt fiyat pazarlığını sonlandıran darbesini, çiğ sütün fiyatlarını düşük tutma girişimlerini bu yazımızda dile getirmeye çalıştık..
Çiğ süt 90 kuruş eski fiyatından uygulaması devam eder, çiğ sütün litre fiyatı 1,17 kuruş olmaz ise Tüsaid başkanı, Sütaş sahibi sayın Muharrem Yılmaz ve Ülker Grubu yurt dışında birer fabrika daha satın alabilecek iken milyonlarca süt ineği kasaba gidecek, et, canlı hayvan ithalatı devam edecek, hayvancılığa verilen devlet desteği daha da artacak, destekler çiğ süt-damızlık sektörüne değil sanayicilere gitmesine devam olunacak.. Bunun devlete faturası son üç yılda 5 milyar Türk Lirası idi.. 2012 yılında hayvan varlığı sıfır faizli borçlanma ile ancak % 7-hayvancılıkta gerçek büyüme sıfır- süt sanayicilerinin sermaye varlığı ise % 20 büyüdü..Bu doğrudan doğruya tarımsal alandaki üreticilerin kazançlarının süt sektörüne transferidir. Bu transferin adil olduğu söylenemez..
Hayvancılıktaki destekler gerçekte köylüye değil süt sanayicilerine gidiyor. Sadece destekler değil üreticilerin alın teri, göz nurunu oluşturan gelirleri de transfer ediliyor. Her süt ve süt ürünleri ambalajına giren gözyaşlarının hesabı ahrete mi havale edilecek?
Hangi tür sermaye ahreti de hesaba katıyor?
Hiçbir inanç düzeni adaleti, adil olmayı kişilerin, sermayenin insaf ve merhametine, inisiyatifine, vicdanına, ahrete bırakamaz, bırakmaz! Şayet bırakıyor ise o bir inanç düzeni değil sadece ‘’Dünya Düzeni’’dir..
Çiğ süt üreticilerinin kendi fabrikalarını, kendi dağıtım ağlarını kurmasını destekleyiniz. Adaleti ancak bu ağ sağlayabilir..
Tüketicilerin, üreticilerin, üretici temsilcilerinin bilgisine sunuyoruz..