Yıllar önce İsrail'e o yıllarda çalıştığım firma vasıtasıyla bir tarım fuarına gitmiştim, bu benim aynı zamanda ilk yurtdışı seyahatimdi. Türkiye o yıllarda özel sektörün önü açılmış yurtdışına o yıllarda bu günkü kadar yurdışı turları yaygın değildi. Havaalanına indik sıkı bir kontrol dan sonra çıkıp otele gideceğiz çıkış kapısının tam üstünde kocaman harflerle EXPORT İS FUTURE yazıyor. Daha sonra gittiğimiz gurup arkadaşlarıyla İsrail'i fuardan sonra detaylı gezince bu cümlenin anlamını daha iyi anladık. O yıllarda İsrail ekonomisi tarıma dayalı bir ekonomi halkın neredeyse 4/3 küçük ve orta ölçekli tarım şirketlerinde çalışıyor yani halkın 4/3 tarımsal üretici, 4/1 tüketici. Peki herkes tarımsal üretim yapıyorsa ürettiği ürünün fazlasını ne yapacak işte o zaman anladık ki İSRAİLLİ hava alanına boşa yazmamış İHRACAT GELECEĞİMİZDİR.
Daha sonraki yıllarda araştırmalarımızda İsrail devletinin bu Tarım şirketlerine ve küçük aile işletmelerine ÜRETİN, yeter ki üretin ne üretirseniz üretin satamadığınız malın satış garantörü benim dediğini öğrendik nitekim o yıllarda israilden çeşitli fideler ithal edilirdi, devletin resmi pazarlama şirketi üzerinden fideler gelirdi.
Yıllar geçti bizde tarımın içerisinde çeşitli kademelerde bulunduk tecrübeler edindik sorunlarla boğuştuk falan ama çok şükür Türk Tarımı da bu yllara çok bedeller ödeyerek bir yerlere geldi yeterli mi asla yeterli değil. TÜRK Tarımının küçük nüfuslu ülkelere bakınca büyük bir avantajı daha var yukarda İsrail örneğinde verdiğimiz gibi halkın %30-40 üretici 65-70 milyonluk bir tüketici toplum var tarımda teknoloji kullanımı ve verim artışlarını da eklersek bizim durumumuzda şu an itibarıyla o noktaya gitmek zorunda İHRACAT GELECEĞİMİZDİR.
Tarımın Türkiye ekonomisindeki yeri (GSMH) Cumhuriyetin ilk yıllarından 1920-1960'lara kadar %40-45'lerde iken son yıllarda (GSMH) daki yeri % 11-14 lere kadar düşmüştür bunda sanayileşmenin yanıda tarım nüfusun kırsaldan kente kaymasınında yeri vardır. Tarım da ihracat verilerini incelediğimizde Cumhuriyetin ilk yıllarından 1980 li yıllara kadar geleneksel ihraç ürünleri ağırlıkta (kuru üzüm, incir, pamuk, fındık, çay, buğday vs.) 1980 sonrası Türk Tarımının rotayı biraz değiştirdiğini İşlenmiş tarım ürünleri işlenmiş tavuk süt ürünleri yaş meyve sebze kesme çiçek ihracatının ön plana çıktığını görüyoruz. Üretimin geleneksel aile işletmelerinden küçük ve orta ölçekli işletmelere dönüştüğünü görmekteyiz. 2000 yıllara gelindiğinde tarımda teknoloji kullanımı da seracılıkta hayvancılıkta açık tarla tarımında meyvecilikte makina kullanımı yaygınlaşmasıyla birlikte 2000 sonrasında Rusya başta olmak üzere meyve sebze ihracatında önemli adımlar atılmış, yine aynı şekilde Avrupa Birliği Ülkelerine de (AB) ülkelerinin bu yıllarda dayatmaya başladığı AB uyum yasalarını tarıma yoğunlaştırması ve tarımda ithalat kriterlerini her geçen gün zorlaştırmalarına rağmen yine de AB ülkelerine tarımsal ihracatta belli bir mesafe katedilmiştir. Yine aynı yıllarda Irak -Suriye ve diğer Arap ülkelerine Güney Doğudan ve Doğu Akdeniz'den önemli miktarda tarım ürünleri ihraç edilmekteydi. Taki 2002-2003 Amerika'nın Irak' işgali ile başlayan Orta Doğu krizi sırasıyla Mısır, Libya, Suriye derken bütün Orta Doğu'yu ateş çemberine aldı, bu süreçte bu pazarlar doğal olarak kaybedilirken, Rusya ve Avrupa pazarlarında ki aktivitemizide Orta Doğu konjüktüründe ki konumumuz gereği araya giren siyası sorunlarla birlkte Rusya ve AB ülkeleriyle yaşanan siyasi krizler neticesinde bu ülkelerin uyguladığı doğrudan veya dolaylı ambargolarla tarımsal ihracatın yanında diğer sektörlerde de ihracatımız ciddi anlamda düşmüştür.
Tarım sektörü son yıllarda da devletimiz tarafından ekonomik desteklemeler yanında süspansiyonla ve çeşitli tedbirlerle alınan bazı önlemlere rağmen kan kaybetmeye devam etmektedir. Bununla birlikte son yıllarda sürekli artan girdi enerji ve işçilik maliyetleri karşısında son beş yılda hemen hemen bütün tarım ürünlerinin fiyatı artmayıp neredeyse hep aynı kalmış üreticiler bu durum karşısında zoraki koşullarda üretime devam etmeye çalışsa da yavaş yavaş bazı tarımsal ürünlerin üretiminden istemeyerekte olsa çıkmak zorunda kalınmış bugün itibarıyla gelinen nokta Bugday pirinç ve bakliyatlar gibi en temel tarım ürünlerini ve canlı hayvan ithalini yolu açılmak zorunda kalınmıştır. Ben isterdim ki milletçek bu ürünleri pahalıda olsa kendi ürünümüzü tüketelim birkaç yıl içerisinde para kazanan üreticimiz bu ürünlerin üretiminde talebi karşılayıp piyasalar yine dengeye gelsin. Yine biz bize okul yıllarında öğretildiği gibi kendi kendimize yeten ülke olarak övünelim üretim fazlamız için de EXPORT İS FUTURE diyebilelim.
Tarımda kendi kendine yetebilen ülke olmak dileğimle.
CEMALİ ÖZBEK
İŞLETMECİ
TARIMSAL ÜRETİCİ