İnsanoğlu var oluşundan bu güne kadar yaşam tarzının her alanında yaşamını kolaylaştırma uğruna süreç ve çağın gerekleri karşısında sürekli olarak bu uğurda çaba göstermiştir.
Mağara evlerden gökdelenlere, kağnıdan transit tır filolarına, kayıktan transatlantik yük gemilerine, küçük mezralardan mega kentlere, ateş ve dumanla haberleşmeden görüntülü iletişime, sabandan, uydudan kontrol edilebilir traktörlere kadar yaşamımızın her alanında insanoğlu artan ihtiyaçlar üzerine sınırsız bir teknolojik devrimler silsilesi içerisine girmiş ve bu süreç bilimsel olanakların ve bilimsel eğitim kuruluşlarının da aynı oranda artması ile son 30 yılda özellikle bilgi teknolojileri günümüzde baş döndüren hızla artmaktadır. Bu teknolojik hız iletişim başta olmak üzere sanayide, endüstride, otomotivde, inşaatta tıpta kısaca hayatımızı etkileyen her alanda bu hızı takip etmek imkansız hale gelmiştir. Tabiki tarım da bu gelişmelerin dışında kalamazdı.
Tarımda teknoloji kullanımı, sürekli artan nüfüs ve kentselleşen toplumlar karşısında artan bir gıda talebi ile karşı karşıya kalınması sonucu bir ihtiyaçtan ziyade zorunluluk halini almıştır. Ayrıca köyden kentlere göçlerle bireylerin yaşam kalitesini yükseltme arzusu, kendine ve çocuklarına iyi bir eğtim ve gelecek beklentisi ile tarımsal üretim yapan nüfusun giderek azalması bunun yanında büyük kentler çevresindeki verimli tarım alanlarının imara ve sanayileşmeye açılması sonucu azalan tarımsal üretim alanları azalan temiz su kaynakları bütün bunların yanında bozulan ekolojik dengeler, bozulan iklim parametreleri tarımsal üretimde gelecek yüzyıl için şimdiden zor bir sürecin sinyallerini vermekte. Bugün bile çoğumuzun şahit olduğu aniden bastıran kavurucu çöl sıcakları, yaz ortasında aniden bastıran sağanaklar, dolu, fırtınalar, sel baskınları hiç şüphesiz bozulan bu ekosistemin habercileri bence. Bütün bu olumsuzluklara rağmen tarım sektörünün bugün ve gelecekte doyurmak zorunda olduğu doğrudan veya dolaylı gıda endüstrisi ve yan kolları var. Bugün 6.5 milyar civarında olan dünya nüfusu 2050'li yıllarda yani 30 yılda 9-9.5 milyara ulşması beklenmekte yaklaşık %40 lık bir nüfus artışı karşısında kullanılabilir tarım alanlarıda aynı oranda azalacaktır.
Bütün bu veriler bize gösteriyor ki bugünki tarımsal üretim verimliliğini en az %50-60 daha artırılma zorunluluğu vardır. Bu durumda neler yapılabilinir? Tabiki tarımsal üretimde teknoloji araştırması geliştirmesi ve çok kısa sürelerde yaygın kullanımın sağlanması gereği vardır. Günümüzde bu uğurda yapılan ve yaygınlaştırılmaya çalışılan bazı çalışmalar aşağıda özetlemeye çalışacağım. Bugün için tüm dünyada tarımsal üretim meteryallerinin başında tohum ve fidan gelmektedir . Tohum ıslahı konusunda dünya tarım devleri bu konunun önemini yıllar önce kavrayıp tüm dünyadaki sebze, meyve, tahıl ve endüstriyel tohum gen havuzlarına sahip olma ve bu konuda adeta tekelleşme yarışına girmişlerdir. Bu firmalar ülkelerin tüketim alışkanlıklarına yönelik sebze meyve tohumu üretiminde adeta yarış içerisindedirler. Diğer taraftan endüstriyel yağlı tohumlar başta olmak üzere diğer tahıllar ve pirinç üzerine dünya üzerinde sürekli tartışmalara yol açsa da gen aktarımı dahil ileri ıslah teknolojileri kullanılmakta her türlü meyve sebze tahıl ve yağlı tohumlar genetik karneleri çıkartılıp bu firmalar tarafından tescillenip sahiplenilmektedir.
Diğer tarafta hızla tükenen tarım topraklarının verimliliği üzerine gübreleme teknikleri bitki besleme teknikleri üzerine çok büyük yatırımlar yapılmakta, topraksız tarım teknikleri üzerine ciddi araştırmalar yapılmakta tamamen bitki türlerinin öz ihtiyaçlarına yönelik nano teknolojik bitki besin elementleri yapılmakta, toprak ıslahı konusunda tarımsal ve bitki atıklarının ileri teknolojilerle geri dönüşümü ve yeniden tarımda kullanılır hale getirilmekte, besin elementleri yönünden bitki ve toprak, su analiz teknikleri sürekli geliştirilerek bunu çiftçilerin bireysel olarak yapabilir duruma getirilmesi çalışmaları yapılmakta .Toprağın ekolojik dengesi üzerine toprakta yüzyıllardır varolan biyolojik dengenin farkına varılıp bozulan bu dengenin faydalı bakteri mantar ve ne metodlarla yeniden tesisi üzerine biyoteknolojilerine ciddi yatırımlar yapılmakta, yine yıllardır yapılagelen vahşi kimyasal mücadele yöntemlerinden süratle vazgeçilip doğaya ve çevreye duyarlı tarım kimyasalları ve biyolojik preparatlar kullanılmakta, bunlardan daha sevindircisi biyolojik mücadele yöntemleri üreticiler tarafndan ciddi anlamda destek görmekte ve her geçen gün gıda güvenliği konusunda gerek tüketicilerde gerekse üreticlerde bu konuda duyarlılık hızla artmakta.
Yine tarımsal sulamada dünyamız tatlısu kaynaklarının hızla kirlenmesi, bozulan yağış dengeleri sonucu yer üstü ve yeraltı su kaynaklarının hızla tükenmesinin geçte olsa farkına varılması sonucu vahşi sulama diye tabir ettiğimiz salma sulama sistemleri yerini damla sulama ve mini, mikro yağmurlama sistemlerine bırakmakta ancak bitkinin ihtiyacı kadar su kullanması sağlanmakta hidroponik hatta aeroponik sulama teknolojileri üzerine çalışmalarda ciddi sonuçlar alınmaktadır.
Yine bitkilerin doğal periyottaki üretim teknikleri her geçen gün çözülmekte, gün uzunluğunun artırılıp azaltılması yöntemleriyle bitkilerin doğal üretim dönemleri dışında verim vermesi sağlanmakta, yine bitki türlerinin kış soğuklama istekleri çözümlenip bu doğal soğuklanma ihtiyaçları soğuk depolarda karşılanıp doğal olmayan dönemlerde verim vermesi sağlanmakta. Gıda muhafaza teknikleri, ambalajlama ve gıda lojistik teknikleride bu gelişmelerden nasibini almakta, atmosfer kontrollü soğuk hava depoları, soğuk zincir taşıma filoları her geçen gün gelişmekte, gıda güvenliği çalışmaları devletler tarafından desteklenmektedir.
Yine tarımsal meteorolojik verilerin gerek internet aracılığı ile gerekse GSM sistemleri sayesinde kullanılması depolanması saklanması ve hatta bilgi teknolojilerinin gelişimi ve ucuzlaması ile dijital termometreler veri kaydeden saklayan termometre higrometrelerin yaygınlaşması yanında kişisel meteoroloji istasyonlarının kurulabilir kullanılabilir olması meteorolojik verilerin gsm operatörleri aracılığı ile seradan tarladan ofise hatta cep telefonuna aktarılabilmesi tarımsal otomasyonun yine bu sayede hızla veri transferi ile çifçinin evinde koltuğunda otururken serasındaki verileri okuyup gerekli değişimleri yapabilir hale gelmesi daha dün hayal edilemezken bugün hızla yaygınlaşmakta çiftçi serasına bahçesine, ahırına, kümesine istediği yerden ulaşabilmektedir. Bütün bu gelişmelerin temel amacı sürdürülebilir bir tarımsal üretim artışı ve sürdürülebilir gıda güvenliği için dünyaya gelen her bireyin ihtiyacı olan gıdaya her zaman ve güvenli bir şekilde ulaşbilmesi dileğiyle...
CEMALİ ÖZBEK
ZİRAAT TEKNİSYENİ -İŞLETMECİ VE TARIMSAL ÜRETİCİ