Son yıllarda fırtınalı, dolulu geçen yaz aylarının sonuçları şehirlerde araçları, tarımda ise ürünleri etkiliyor. Biz de yaz aylarında şiddetlenen fırtınaların, artan yağışların ve hasar veren doluların nedenini uzmanlara sorduk.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek, küresel ısınmanın, iklim parametrelerini etkileyerek, küresel iklim değişikliğine yol açtığını anlattı. Yağışların karakterlerinde farklılıkların meydana geldiğini aktaran Tek, "Yükselen bir trend şeklinde bunların sıklığının artacağını söylemek mümkün. Küresel iklim değişikliği nedeniyle, artık kışlar daha ılıman, yazlarsa daha sıcak. Orta enlemlerde bulunan ülkemizde, kış aylarında karlı gün sayılarında azalma, yaz aylarında ise tropikal gün sayılarında artışlar görülüyor" dedi.
İstanbul Politikalar Merkezi İklim Çalışmaları Koordinatörü Kıdemli Uzman Ümit Şahin de, "İklim değişikliği, aşırı hava ve iklim olaylarının sıklığını ve şiddetini arttırıyor. Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgede, sıcak dalgaları, kuraklık, seller, orman yangınları ve fırtınalar artıyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporlarına göre, Akdeniz havzası iklim değişikliğinden en fazla etkilenen bölgeler arasında. Türkiye de en fazla zarar görecek ülkelerden biri. Türkiye, kendine özgü fırtına, dolu, aşırı yağış ve sellerin yanı sıra kuraklıkla da karşı karşıya. Kuraklık ve aşırı yağışların bir arada olması iklim değişikliğinin sonuçlarından biri" diye konuştu.
Ulaşımdan tarıma, sanayiden hayvancılığa, birçok alanda, fosil yakıt kaynaklı sera gazı salınımına ve enerji tüketimine değinen Şahin, bunların küresel iklim değişikliğine neden olduğunu anlattı. Şehirlerdeki betonlaşma ve yeşil alan yokluğuna da dikkat çeken Şahin, bunların ısı adaları oluşturduğunu ve iklim değişikliğinin etkilerini arttırdığını kaydetti. Şahin, "İnsanların üretim ve tüketim kaynaklı olarak saldığı sera gazları iklimi değiştiriyor ve bu tür aşırı olaylara yani iklim felaketlerine neden oluyor. Yaşadığımız dolu ve sellerin sıklığında ve şiddetindeki artış bunun bir parçası" dedi.
FINDIK TEHLİKEDE
Temmuz ve ağustosta yağışların Karadeniz genelinde ortalama altında kaldığını bunun fındık üreticisini etkileyeceğini belirten Adil Tek, Ege'nin iç kesimlerindeyse yağışlar ortalama üstüne çıkarak, sel ve dolu riski yarattığını aktardı. Modellemelere göre, eylül, ekim ve kasım aylarında sıcaklıkların mevsim normalinde seyredeceğini, aralığın ise ılıman geçeceğini tahmin ettiklerini söyledi.
KURAKLIK NEDENİYLE 892 BİN KİŞİ GÖÇ ETTİ
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerinin yaşamı ciddi anlamda etkilediğinin altını çizen Adil Tek, "Örneğin 2017'de, Somali'de 892 bin kişi kuraklık nedeniyle göç etti. 41 milyon kişi Güney Asya'da sellerden etkilendi. Dünya nüfusunun yüzde 30'u sıcak hava dalgalarının etkisinde kaldı. Sierra Leone ve Kolombiya da aşırı yağışlar sonucu oluşan toprak kaymalarında ölümler meydana geldi. İklim ile alakalı felaketlerde tarımsal kayıp yüzde 26'ya ulaştı. Yıkıcı orman yangınlarının sayısı arttı. Ülkemizde ise özellikle Karadeniz, Akdeniz ve Ege gibi kıyı bölgelerde aşırı yağışların oluşturduğu sel ve taşkınlar birçok can alırken, büyük ekonomik kayıplara yol açtı" dedi.
ZENGİN ÜLKELER DAHA AZ ETKİLENECEK
Hollanda'nın Wageningen Üniversitesinden Sebastian Bathiany'nin başyazarlığını yaptığı ve Science Advances dergisinde yayımlanan bir araştırmada, dünya ısındıkça, ekvatora yakın yerlerde toprağın kuruyacağı ve hava sıcaklığındaki dalgalanmaları düşürme kabiliyetinin azalacağı belirtildi. Bu problemden en çok Amazon Yağmur Ormanlarının etkileneceği tahmin ediliyor. Zengin kuzey ülkelerinden ziyade, ekvatora yakın konumdaki fakir ülkelerin ısı artış ve dalgalanmalarından daha çok etkileneceği söylenen araştırmada, iklim değişikliğinde etkin rol oynayan zengin ülkelerin, yarattıkları sorunun sonuçlarından daha az etkileneceği de vurgulandı.
'FOSİL YAKITA DUR DEMELİYİZ'
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Duygu Kutluay da, Dünya Bankası'nın 2009'da yayımlanan raporuna göre, Türkiye'nin 21. yüzyılın sonlarında Avrupa ve Orta Asya bölgesinde ekstrem iklim olaylarına en çok maruz kalacak 3'ncü ülke olduğunu söyledi. Türkiye'nin iklim değişikliği etkilerine karşı oldukça savunmasız durumda olduğunu belirten Kutluay, Türkiye'nin henüz onaylamadığı Paris Anlaşmasını hatırlattı ve ekledi: "Kesin olan tek bir şey var. Fosil yakıt kullanımına acilen dur demezsek, aşırı hava olaylarının sıklığı ve şiddeti giderek artacak."
Hürriyet