Uluslararası toplum, Rusya'nın Ukrayna'nın dünya pazarlarına tahıl ihraç etmesine izin veren anlaşmadan çekilmesinin ardından, Rusya-Ukrayna savaşının küresel gıda krizine olan etkileri hakkında endişeli. Ancak bu konudaki korkular son zamanlarda azalmış gibi görünüyor.
Ukrayna'nın tahıl üretimi dünya genelinde önemli bir rol oynadığından, Ukrayna'nın tahıl ihracatını sınırlaması veya durdurması, küresel gıda tedarikini ciddi şekilde etkileyebilir. Bu durum, gıda güvensizliğinin artmasına ve temel gıda maddelerine erişimin engellenmesine yol açabilir.
Gıda tedarikinin savaşlar veya siyasi hedeflerle ilişkilendirilmesi, modern kapitalist ekonomi politikasının en büyük çelişkilerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, bu konu genellikle politika tartışmalarının göz ardı edilen bir yönüdür.
Tahıl ticaretindeki istikrarlı fiyatlar ve ihracatına dair görece iyimser görünüme rağmen, gıda tedarikindeki belirsizlikler hala mevcut. Tarım uzmanı Andrey Sizov'un söylediği gibi, "Tahıl ihracat pazarındaki sakinlik, aldatıcı olabilir." Gıda tedarikine yönelik riskler pek çok kaynaktan kaynaklanıyor.
Öncelikle, Rusya, Ukrayna'ya ve Ukrayna'dan gelen gıda gemilerini hedef olarak belirleyerek gerilimi artırıyor. Ayrıca Rusya'nın ihracatı yavaşlatma veya kısıtlama tehdidi de hala devam ediyor.
Son olarak, küresel tahıl fiyatları son aylarda düşüş gösterdi, kısmen finansal spekülasyon ve riskten korunma faaliyetlerinin etkisiyle. Bu, Arnavutluk, Polonya, Romanya, Bulgaristan, Macaristan ve Slovakya'daki çiftçileri etkileyerek, gıda güvensizliği ile mücadele eden ülkelerde fiyat dalgalanmalarına katkıda bulunuyor.
Bu sorun, gıda sistemlerinin metalaşması ve daha geniş bir anlamda neoliberal kapitalizmin finansallaşma mantığının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Gıda güvenliği uzmanları genellikle tahıl kesintisi tehditlerine son verme veya yeni anlaşmalar yapma çağrısında bulunurken, daha kontrollü bir yaklaşım benimseyerek buğday stoklarının daha akıllıca yönetilmesi gerektiğini savunanlar da bulunuyor.
Ancak bu öneriler, mevcut politik ekonomi sistemlerine gömülü yönetişim yaklaşımlarıdır. Daha kalıcı çözümler, adaletsiz ürün sistemlerinin temellerini ele almayı gerektirebilir.
Arz-talep kapitalizminin temel mantığı, bir mal veya hizmete olan talebin, daha yüksek fiyatlar ödemeye istekli olanlar tarafından belirlendiğini savunur. Ancak bu mantık hatalıdır, çünkü en fazla ihtiyaç duyanlar, yüksek fiyatları ödeyemeyebilir.
Bu hatalı mantık, tahıl tedarik kesintisi tehdidinin bile fiyatları artırmasına ve Afrika, Orta Doğu ve Asya'daki nüfusların açlık riskiyle karşı karşıya kalmasına yol açmıştır.
Temel ihtiyaçlar da dahil olmak üzere her şeyin finansallaştırılması, neoliberal kapitalizmin mekanizmalarından sadece biridir ve temel ihtiyaçların metaya dönüştürülmesinin tehlikelerini vurgular.
Rusya-Ukrayna savaşı, buğdayın yatırımcılar için bir riskten korunma aracı olarak kullanılmasına olanak tanımıştır. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), bu durumun mevcut küresel gıda krizini daha da kötüleştirdiğini kabul etmiştir.
Spekülasyon, gıda güvensizliğini artırır, çünkü finans merkezlerindeki risk algısı bile milyonlarca insan için gerçek anlamda gıda kıtlığına yol açabilir, bu da şiddetli sosyal çatışmalardan kitlesel yerinden edilmeye kadar bir dizi krize neden olabilir.
2008 krizi sırasında, G24 ülkeleri finansal piyasa spekülasyonunun gıda güvensizliği yaratmadaki rolünü incelemiş ve tartışmışlardır. Kapitalizmin gıda güvensizliği üzerindeki temel etkileri daha fazla araştırmayı gerektiriyor.
UNCTAD'ın 2023 Ticaret ve Kalkınma Raporu, finansal spekülasyon ve riskten korunma faaliyetlerine duyulan endişeleri bir kez daha gündeme getiriyor ve bu durumu kurumsal vurgunculukla ilişkilendiriyor. Ancak neoliberal kapitalizmin altında yatan politik ekonomik yapıyı eleştirel bir şekilde incelemekte daha fazla ilerleme kaydedilmelidir.
Daha sürdürülebilir bir çözüm, temel ihtiyaçların metalaşmasını tamamen ortadan kaldırmayı hedeflemelidir. Metadan uzaklaşma zorlu bir hedef olabilir, ancak bu amaca ulaşmak için ekonomi politikalarını eleştirel bir şekilde yeniden düşünmek gerekmektedir. Temel ihtiyaçların nasıl istikrarlı ve sürdürülebilir bir şekilde tedarik edilebileceğine dair yapılan araştırmalar, neoliberal kapitalizme alternatifler üzerine tartışmaların başladığını göstermektedir.
Rusya-Ukrayna savaşı, mevcut küresel gıda krizini tetikleyebilir, ancak asıl sorun, kapitalizmin temel ihtiyaçları ve diğer malları istikrarsız metalar haline getirme izin vermesidir. Küresel gıda krizi, savaş tarafından başlatılabilir, ancak asıl sorun, neoliberal kapitalizmdir.
theconversation.com