"Baba, okumuş olduğum kitapta; gübre ve zirai ilaçların toprağı kirlettiği yazıyor.
Sence topraklar ne kadar kirlendi. Temiz toprak kaldı mı?"
Soru karşısında duraksadım.
Acaba dedim, ne kadar temiz dünya ya da ne kadar temiz topraklar bırakacağız bu çocuklara.
Verdiğim cevap;
"Ben Ziraat Mühendisi olarak uğraşıyorum kızım, toprakların kirlenmemesi için, her gördüğüm üreticiye toprak analizi yapmasını ve yeteri kadar gübre kullanmasını orantısız gübre kullanmamasını, ilacı da doğru zamanda ve yeterli miktarda kullanmasını söylüyorum. Elimden geleni yapıyorum "oldu.
Bir daha anladım ki bu evlatlara daha iyi, daha temiz ve daha yaşanabilir bir üretim alanı bırakmak boynumuzun borcu.
Onun için daha dikkatli, ölçülebilir ve kontrol edilebilir tarımsal üretime ihtiyacımız var.
Bunun yolu da AKILLI TARIM dan geçiyor.
Peki bunun için ne yapmalı?
- İlk önce yeni gelen neslimize üretmeyi ve önemini öğretmeliyiz.
- Tarımın ve gıdanın öneminin gün geçtikçe arttığını söylemeliyiz.
- Tarımdaki teknolojik gelişmeleri takip edip anlatmalıyız.
Matematik her hesaplamayı çözer belki ama karnımızı doyurmaz.
Karnı aç olan bir adamın ise kafası çalışmaz.
Amerika da ve çoğu Avrupa ülkesinde çocuklara tarımla ilgili dersler verilmeye başlandı.
İnternette gezinirken görmüştüm eğitim sistemi Amerikalı çocuğa tarım dersinin birinde şu soruyu soruyor?
"100 yıl sonra Amerika Dünyayı doyurabilecek mi?"
Bende soruyorum;
Peki Türkiye, canım vatanım 100 yıl sonra buğday üretebilecek mi?
Ülkemizde çiftçi yaş ortalaması 60 yaş,
20 sene sonra kiminle üretim yapacağız?
Acil önlem almamız gerekiyor.
- Çocukların ellerinden tablet ve telefonları alıp toprağa dokunmalarını sağlamamız gerekiyor.
- Eskiden Köy enstitülerinde olduğu gibi yeniden MEB müfredatına TARIM ile ilgili derslerin girmesi gerekiyor.
- Aynı zamanda çağın gerektirdiği bilgisayar ve yazılım ile üretimi birleştirmelerinin sağlanması gerekiyor.
- Gerekirse Tarım parkları, tarım kampları, Tekno tarım festivalleri yapalım.
Ama bu çocukları çağın gerektirdiği şekilde tarımın içine sokalım.
Yoksa ele güne muhtaç kalacaklar.
Konya kadar dediğimiz Hollanda, tarımda teknoloji ve otomasyonla ilerliyor. Bu kadar üretimi bu şekilde yapıyor.
Bizim çiftçimiz ise tarımda teknoloji denildiği zaman gidip 5 milyon TL lik traktör alıyor. Daha sonra içine koyacak mazotu zor buluyor.
Toprak analizi, yaprak analizi, uydu takip, zararlı takip, akıllı sulama, sürü takip sistemi dediğimiz zaman ise fiyatını çok buluyor.
Halbuki maliyeti Onda biri kadar bile tutmuyor.
Bizim çocuklarımız gelecekte sağlıklı beslensin, gıdaya muhtaç olmasın, kendi üretsin, kendi pazarlasın, kendi kazansın istiyorsak eğer, bu düşüncelerden artık kurtulmamız lazım.
Her köyde 5-10 adet büyük çift çeker traktörün ne işi var Allah'ınızı severseniz.
İsraftan başka bir şey değil.
UNUTMAYALIM!
GELECEK TARIMDA ..
Bereket ve Muhabbet ile...