18.04.2006 tarihinde Resmi Gazete 'de yayınlanan 5488 sayılı Tarım Kanununun 9. Maddesinde Çiftçi Eğitimi Yayım Ve Danışmanlık Hizmetleri başlığında çiftçinin bilinçlendirilmesi eğitimi ve bilgi eksikliğinin giderilmesi için sivil toplum kuruluşları özel sektör kuruluşları ve serbest tarım danışmanları tarafından yapılması ile ilgili kanun yayımlandı.
Kanuna istinaden 08.09.2006 tarih ve 26283 sayılı Resmi Gazete 'de Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri Yönetmeliği nin 21. Maddesinde kimlerin danışmanlık hizmeti verebileceği gösterilmektedir.
Bu esaslara ilişkin Tarım Kanununda bahsedilen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından desteklenebileceği belirtilmekte ve bununla ilgili 2010 yılında Danışmanlık hizmetlerinin desteklenmesi için tebliğ yayınlanmış ve bu destekleme çiftçiye ödeme yapılmış ise de danışmanla çiftçi arasında bir ödeme, ücret konusunda itilaflar danışmanlar paralarını tahsil edebilmek için icra yoluna başvurmuş olmakla birlikte bazıları yapmış olduğu hizmetin karşılığı olan ücreti bile alamamışlardı daha sonra destekleme danışman hesabına yatması ile son bulmuştur.
2016 yılı tebliğinde Tarımsal Üretici Örgütleri ve Ziraat Odaları haricindeki serbest danışmanlar dernekler, vakıflar ve Danışmanlık şirketleri destekleme kapsamından çıkartılmış olup bu kuruluşlarında 8 kişi olan danışmanlık sayısı 5'e düşürülmüştür.
Bu durumda kendi iş yerini oluşturan ve ekonomik olarak vergi veren gerekirse istihdam yaratarak ekonomiye ve istihdama katkı yapan kişi ve kuruluşların destekleme kapsamından çıkarılmasını hukuki bir zemini yoktur. Bu kişi ve kuruluşlar maalesef mağdur edilmiştir.
Hâlbuki Anayasamızın 10. Maddesi eşitlik ilkesi mevcut olmakla birlikte bu maddede hiç kimse ve kuruluşa özel imtiyaz tanınmayacağı aşağıda açıklanmıştır. Anayasamızın 10. Maddesi eşitlik ilkesinden bahsetmektedir 10. Madde aynen şöyledir:
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
Her ne kadar geçmişte tarımsal danışmanlık hizmetlerini istismar eden kişiler kuruluşlar olmasına rağmen burada yine cezalandırılan serbest tarım danışmanları, dernekler ve şirketler olmuştur. Bu istismarın bütün günahı danışmanlar değil yeterli denetim ve kontrol yapmayan tarım kuruluşlarında olması gerekmektedir.
Zaten yönetmelik 2006 yılından beri birçok defa değiştirilmiş olması danışmanlık hizmetlerinin bakanlıkça çiftçiye iyi anlatamamasından ve yönetmeliğin çiftçi şartlarının sosyal ekonomik, psikolojik yaklaşımları hesap edilmemiş üstelik danışmanlık hizmetlerinde danışmanlara görev ve sorumluluk verilmemekle birlikte hizmet alıcı çiftçilere herhangi bir bağlayıcı hüküm konmamıştır.
Böylece ucu açık tamamen gönüllülük esasına dayalı bir yönetmelik tabi ki istismara açıktır.
Bakanlık zaman zaman bazı görevlerini kurumlara ve kişilere aktarmakta ise de tarım danışmanlarını bu esasta hiç kullanmamıştır. Örneğin hayvan kayıt sistemlerinin Damızlık Birliklerine süt kayıt sistemlerinin süt birliklerine suni tohumlama kulak küpesi işlemlerini serbest veterinerlere vermesine rağmen danışmanlara güvenememiş, danışmanları bazı bakanlık hizmetlerinde kullanamamıştır.
Bu hizmetler neler olabilirdi?
- ÇKS çiftçi kayıt sistemlerinde çiftçilerin verilerini, kontrol yapılması gereken ürün ve ekilişlerinin kontrollerini il ilçe müdürlüklerinin denetimi altında yapılabilirdi.
- Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yeni uygulamakta olduğu bazı projelerde örneğin TARBİL projesinde eğitim yayım hizmetlerini verebilirdi.
- Sebze meyve çiftçilerinin tutması gereken kayıtları Bakanlık il ilçe müdürlüğüne karşı sorumlu olmak kaydıyla kayıtları tutulabilir, ilaçlama ve gübreleme nezaret görevleri tarım danışmanlarına verilebilir il ilçe müdürlüklerinin yükleri hafifletilebilirdi.
- Ülkemizde maalesef TÜİK tarafından yapılan istatistiklerde ölümlü iş kazalarında Tarım 2 ve 3. Sıralarda bulunmakta iken henüz bakanlığımız tarım işletmelerinde iş sağlığı iş güvenliği konusunda bu konuya çok hassas olan Bakanımız da gündeme getirmemiştir. Hâlbuki birçok danışman arkadaşımızın iş güvenliği sertifikası mevcuttur. Bu konuda sayın bakanımızdan danışmanlar görev beklemektedirler.
- Her ne kadar danışmanlık görevi sadece üretim aşamasında gibi bir algı oluşturmuşsa da Bakanlığın vermiş olduğu destek hibe gibi yatırımlarda danışmanla çalışan çiftçi ve işletmelere ayrıcalık tanınması gerekirdi. Örneğin danışmanlık hizmeti alan çiftçiye puanlama esasında 5 veya 10 puan verilebilir. Kaynakların doğru kullanımı konusunda bir görev verilebilirdi.
- Gıda güvenliği esasına dayanan bir üretim modelinde gıda zincirinin bir halkasının danışmanlar olması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü işletme veya çiftçiyle iç içe olan kişi danışmandır. Danışmanın sorumluluklarının olması gerekir.
Şayet bakanlık bu hizmetleri önemsiyorsa 2016 yılında da yapmış olduğu ayrımcılığı yapmaz. Hukuki statü içerisinde danışmanlara yeni görevler yükleyerek ham üretici hem de danışmanlara bazı sorumluluklar yüklenir. Bakanlığın projelerinde hedeflerine ulaşmakta katkı sağlarlar.
Bunun akabinde tarımsal danışmanlığın yeminli tarımsal müşavirlikler haline dönüştürülerek bakanlık adına iş ve hizmet üreten kuruluşlar olarak bakanlığın iş yoğunluğundan ötürü yapamadığı denetimleri iş ve hizmetleri de yapması durumunda bakanlığa ve bakanlığın yürütmekte olduğu projelerin hedefine ulaşmasında büyük bir katkı sağlayacakları inancı içerisindeyim.
Saygılarımla...
Hacı Ali Ünal