RUSYA-UKRAYNA KRİZİ DÜNYA GIDA GÜVENCESİ İÇİN BÜYÜK TEHLİKE

Rusya - Ukrayna krizi birçok yönüyle önümüzde durmakta. Tartışılan konuların başında ise enerji sorunu öne çıkıyor. Gerçekten AB doğal gaz gereksiniminin üçte ikisini Rusya'dan karşılıyor ve gazın dörtte biri Ukrayna topraklarından geçiyor.

Rusya - Ukrayna krizi birçok yönüyle önümüzde durmakta. Tartışılan konuların başında ise enerji sorunu öne çıkıyor. Gerçekten AB doğal gaz gereksiniminin üçte ikisini Rusya'dan karşılıyor ve gazın dörtte biri Ukrayna topraklarından geçiyor[1]. Burada ABD'nin AB'ye söz verdiği sıvılaştırılmış doğal gaz seçeneği ortada.  Fakat bu iki ülkenin dünya buğday pazarındaki hakimiyeti, krizin her aşamasında gıda güvencesi konusunda bir sürprizin yaşanabileceğini yönündedir. İhracat yasağı, fiyatlarla oynamalar rutin beklentilerin yanında, özellikle Rusya'nın buğday depolama ve transport alt yapısındaki sorunlar, söz konusu krizde dünya buğday ticaretini büyük ölçüde etkileyebilecektir. Çünkü bu iki ülke 200 milyon ton dünya buğday ihracatının %32'sini ellerinde tutmaktadır (2021 yılı verileri: Rusya 36, Ukrayna 24 milyon ton, grafik). 

Gıda güvencesinde tahıl ve baklagil gibi kuru gıdalar temel teşkil eder. Bu yazıda onları temsilen BUĞDAY ele alınarak, söz konusu krizde yaşanabilecek olasılıklara değinilecektir.

Söz konusu ülkelerde, normal yıllarda dahi buğday ticaretinde keyfi fiyat hareketlerine şahit olunmaktadır. 2014 yılında AB makarnalık (durum) buğday ithal etmek istediğinde Rusya değişken bir ihracat vergisi getiriverdi. Fiyatı 180$'ın üzerinde olan tüm ürünler %50 vergiye tabi tutuldu. Tabii ki bu kararla ülkede durum buğdayı ihracatını dolayısı ile üretimi geriledi. Pandemi döneminde Rusya'nın tarım ürünlerindeki ihracat ve fiyat politikaları çarpıcı görünümler sergilemiştir. Fiyatların son 9 yılın en yüksek seviyelerini gördüğü 2021 Kasım'ında, Rusya'nın stokların azalmasını ve talebin artmasını bahane ederek ihracat vergilerinde revizyon yapabileceğini açıklaması[2], gıda güvencesi açısından ilginçtir.  Bunda 2020 buğday üretiminin 85 milyon tondan 2021 yılında 75 milyon tona düşmesinin de etkisi olabilir.  

Avrupa buğday ithalatının %22sini Rusya'dan ve %18,5ğunu da Ukrayna'dan yapmaktadır. Bu iki ülke mısır, arpa, çavdar gibi tahıllarda ve özellikle ayçiçeğinde hemen hemen aynı oranda dünya ticaretinde söz sahibidirler.

Aslında Rusya 20. Yüzyılın ikinci yarısında gerek insan beslenmesi ve gerekse besicilik nedeniyle buğday ithalatçısı idi. Rus buğday endüstrisinin düşüşü ve yükselişi uluslararası politikadan, iç siyasi ve ekonomik ideolojiden, ülkenin kötü şöhretli değişken hava koşullarından ve yerel hayvancılık endüstrisindeki iniş çıkışlardan etkilenmişti. Halbuki 19. yüzyılda olduğu gibi barış zamanlarında Rusya'nın buğday ihracatçısı ülkeler arasında yerini almıştır. Çarlık sonrası Komünist rejimin tarımsal üretimde devlet kontrolü, üreticilerin direnişine neden olmuş ve 1930'larda tüm çiftlik hayvanlarının yarısı itlaf edilmiş, takiben kıtlıklar baş göstermiş ve milyonlarca insan ölmüştür. Sovyetler Birliği 2060'lara kadar tahıllarda kendine yeterliliği mevcut verimli araziler sayesinde sağlamıştır.

1970'lerin başlarında şiddetli kuraklık koşullarının üretimi daha düşürmüştür. Tahıl üretiminin düşüş eğilimi göstermesi karşısında Sovyetler Birliği, baş-politik düşmanı ABD'den gizli anlaşmalarla tahıl ithal ederek kendi kendine yeterlilik stratejisinden vaz geçilmiştir. Temmuz 1973'te Sovyetler Birliği, ABD'den sübvansiyonlu fiyatlarla 10 milyon ton buğday ve mısır satın aldı ve bu da küresel tahıl fiyatlarının yükselmesine neden oldu. İki ülke müzakerecilerinin, dünya tahıl piyasasının yetersiz kaldığının farkında olmaksızın sübvansiyona devam etmeleri "Büyük Tahıl Soygunu" olarak adlandırılan bir skandala neden olmuştur. Küresel gıda fiyatlarının en az %30 artması ve küresel tahıl stoklarının azalması krizi şiddetlendirmiştir.

Sovyetler birliğinin dağılımını müteakip pazar odaklı bir ekonomiye geçerken yaşanan zorlu bir on yılın ardından, Rus tarımı yeni sistemin faydalarını toplamaya başladı ve tahıl ithalatçısından ihracatçıya geçiş başladı. Her ne kadar özellikle silo, nakliyat gibi alt yapı konularında hala özel sektör payı sınırlı ise de Rusya'nın ihracat ikliminde gelişmeler yaşayacağı beklenmelidir[3]. Halbuki Ukrayna bunları aşmış ve yabancı yatırımcılara kapısını açmıştır. Bunge, Cargill, IFC, Cofco, ve daha birçok uluslararası tahıl ticari firmaları Ukrayna'da ofislerini açmışlardır.

90'lı yıllardan bu yana bu iki ülkenin tarım politikalarının temel amacı, hayvancılık sektörünü canlandırmak ve ülkeyi tarımda mümkün olduğunca kendi kendine yeterli hale getirmek olmuştur.   Bunların çoğu başarılmış, örneğin Rusya yılda 3 milyon tondan fazla et ithal ediyorken son yıllarda bu ithalat yaklaşık onda birlere inmiştir. Büyüyen hayvancılık sektörünü ve 144 milyon insanını beslemek ve dünyanın en büyük buğday ihracatçısı unvanını kazanmak için Rusya, yüzyılın başında yılda yaklaşık 30 milyon ton olan buğday üretimini 2010'da iki katına çıkarak 60 milyon tona ve 2020'de rekor 85 milyon tona ulaştı. Şu anda Rusya ve Ukrayna 200 milyon tonluk buğday pazarının %32sini ellerinde tutuyor. Tutuyor da şu barış döneminde vergilerde oynama, ihracat kısıtlamaları gibi manipülasyonlar içindeyken, bir savaş durumunda neler olabileceğini insan düşünmek dahi istemiyor. 

 Krizin dünya buğday piyasasını büyük ölçüde etkileyeceği muhakkak. Buğdaya ulaşamayan birçok ülkede "Arap Baharı" beklenmelidir. Artan fiyatlarla baş etmeye çalışan buğday ithalatçısı diğer ülkelerin tüketicinin gıda güvencesinin ne denli tehlikede olabileceği tahmin etmek için kâhin olmak gerekmemektedir.

Fakat işin bizi ilgilendiren yanı, söz konusu tehlikenin ülkemize yansıması. Türkiye, 2020'de ithal ettiği 9 milyon 750 bin ton buğdayın 6,5 milyon tonunu Rusya'dan, bir milyon tonunu Ukrayna'dan alırken, bunun yarısı un olarak 160 ülkeye ihraç edilmektedir. Yani söz konusu kriz yalnız gıda güvencemizi değil, ekonomimizi de tehlikeye sokabilecektir. 

Nazimi Açıkgöz

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.