KRALİÇE ARILAR `EKMEK KAPISI` OLDU

Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde 25 yıldır arıcılıkla uğraşan Erol Kurt, her yıl yüzlerce Karadeniz ırkı yerli kraliçe arı yetiştiriyor.

Ortacı köyünde ikamet eden 33 yaşındaki Kurt, 7 yaşından bu yana babasından öğrendiği arıcılık mesleğini devam ettirdiğini söyledi.

Babasının, 2009 yılında "Oğlum ana arılara ben kıyamıyorum, sen öldür" lafından etkilenerek ana arı yetiştiriciliğine merak saldığını anlatan Kurt, "O süreçten sonra ana arıya bir sevdam oldu. Ana arıyı nasıl üretebilirim hesabına girdim. 2009'da katıldığım arıcılık seminerinin ardından öğrendiklerimi ve okuduklarımı uyguladım, çok şükür ana arı üretimine aynı yıl başladım." diye konuştu.

150 kraliçe arıdan 3 ton bal

Bal arılarının her birinin ana arı olabilme niteliğine sahip olduğunu, ana arı yetiştiriciliğinin arıların kaderini değiştirdiğini ifade eden Kurt, şunları söyledi:

"Ana arı üretimi kolay bir iş değil, profesyonellik gerektiren bir çalışmadır. Ana arılar, aşılanmış yumurta transferi yöntemiyle üretilmiştir. Bal arılarının kendi başına ana arı yapmasına müsaade etmeden, 'damızlık' diye tabir ettiğimiz bal ve polen verimi yüksek kolonilerden yumurta transferiyle hücrelere aktarıyoruz. Böylelikle kaliteli ana arı üretiminin ilk adımını atmış oluyoruz. Kovanlardaki ana arıları kendimiz belirliyor, huyunu ve verimini beğendiğimiz ırkların, larva transferiyle türünü devam ettiriyoruz."

Kurt, her yıl 800 civarında ürettiği ana arı ticaretiyle geçimini sağladığını anlatarak, "Ana arı üretimi yaparak bölgemize de hizmet ediyoruz. İyi bir ırk özelliği olan Karadeniz ırkı kraliçe arıları üretiyoruz." dedi.

Çeşitli ana arı ırklarını üretmeyi de denediğini ancak verim alamadığını, bu yüzden de yerli üretime yöneldiğini aktaran Kurt, "Yani bizim bu bölgede yetişen Karadeniz ırkı kraliçe arılar üretmeye karar verdim. Ana arı üretimi konusunda çevremizdeki arkadaşlarımızı da teşvik ediyoruz. Üretip sattığımız kraliçe arılardan bu sene çok güzel işler yapanlar oldu. 150 adet kraliçe arıyı verdiğim bir üretici arkadaşımız 3 ton bal aldı. Diğer bir arkadaşımız da 45'i benim ürettiğim 65 kraliçe arıdan bin 600 kilogram mal alarak verimlerini yükseltti." şeklinde konuştu.

Saldırgan arıları ıslah edip, yerli ırkı çoğaltıyor

Erol Kurt, saldırgan arıları ıslah edip, sakin ve verimli arıları da çoğalttığını belirterek, şunları kaydetti:

"Kovanın kapağı açıldığında saldıran arılar vardı. Ana arıların üretimini öğrendiğimde bu saldırganlığın nasıl değiştirilebileceğini araştırdım. Yaklaşık 7 yıldır ana arı üretiyorum. Bu süreçte, arılarımızın sakinliği ve verimliliği çok güzel. Saldırgan olanları da ıslah ediyoruz. Gelinen süreçte maskesiz bir şekilde arıların bulunduğu alanda çalışıyorum, sadece güneşten korunmak için kafama şapka takıyorum."

Ana arıların varlığına ilişkin, kovan içerisinde bal, polen, arı sütü gibi çeşitli ürünlerin alınabilmesi için ana arının, bal arılarına hükmederek çalıştırdığını anlatan Kurt, kovanda ana arının olmaması durumunda ise bal arılarının çalışmayarak strese girdiğini kaydetti.

Arıcılık işiyle uğraşanların yerli ırk üretimine önem vermesi gerektiğini vurgulayan Kurt, "Yerli üretime sahip çıkarsak, yerli üreticiler de çoğalmış olur. Bizler yerli üreticileri çoğaltma yolundayız. 'Ben üretiyorum, başka birileri üretmesin' diye bir hesabımız yok." ifadesini kullandı. 

Anadolu Ajansı
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.