KANSERLE MÜCADELEDE ANTİOKSİDANLAR

Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü uzmanı Yüksek, posalı ve renkli beslenmenin, kansere karşı koruyucu beslenmenin kilit noktalarından olduğunu belirtti.

Yüksek, yaptığı yazılı açıklamada, fazla et tüketiminin kanser riskini artırdığını belirterek, yüksek miktarda hayvansal protein alımının kansere yol açtığını, mide ve kolorektal kanser riskini artırdığını, bunun yerine alternatif protein kaynakları olan balık, tavuk ve az yağlı süt ürünlerinin tüketilmesi gerektiğini vurguladı.

Etin çok yüksek sıcaklıkta ızgara üzerinde, aleve çok yakın tu­tularak pişirilmesi sırasında kanserojen maddelerin oluşabileceğine dikkati çeken Yüksek, şöyle devam etti:

"Bu yüzden haşlama, fırında ve buğulama gibi sağlıklı pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Nitrit, nitrat gibi katkı maddeleri içeren sucuk, salam ve sosis gibi ürünlerden uzak durulmalıdır. Et yemekleri C vitamini eşliğinde tüketilmeli. Et yemekleri ile birlikte C vitamininden zengin besinlerin tüketilmesi demir emilimi için önemlidir. C vitamini en fazla taze sebze ve meyvelerde bulunur. En çok C vi­tamini içeren besinler; kuşburnu, çilek, ahududu, brokoli, brüksel lahanası, maydanoz, tere, roka, karnabahar, yeşil sivri biber, turunçgiller, domatestir. C vitamini vücuda alınan kanserojenleri etkisiz hale getirir. Eti sebze yemekleri içinde kullanmak da oldukça sağlıklı bir tercih olacaktır." 

-Kanserden korunmanın kilit noktası renkli sebzeler ve meyveler

Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve yenilmesi gerektiğini ifade eden Yüksek, "Ispanak, karalahana, brokoli, pazı, marul gibi koyu yeşil; domates, pancar, nar gibi koyu kırmızı; havuç, bal kabağı, kayısı gibi koyu sarı-turuncu; kırmızılahana, patlıcan gibi mavi-mor; sarımsak, soğan gibi beyaz sebzeler ve meyvelerle beslenilmelidir. İşlenmiş tahıl ürünleri yerine tam buğday, çavdar, yulaf tercih edilmelidir. Bol posalı ve renkli beslenmek kansere karşı koruyucu beslenmenin kilit noktalarındandır" bilgisini paylaştı. 

-Aşırı kilolu kişilerin kanser riski zayıflara göre daha yüksek

Şeker ve yağ tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini belirten Yüksek, şu ifadeleri kullandı:

"Besinlerle alınan enerjinin, gereksinimin üzerinde olması, vücutta yağ biriktirerek şişmanlığa neden olmaktadır. Şişman bireylerde kansere yakalanma riski, olması gereken ağırlığa sahip bireylere göre daha yüksek oranda görülmektedir. Aşırı kilolar başta meme kanseri olmak üzere; kalın bağırsak, rahim, yemek borusu, böbrek, pankreas, prostat ve yumurtalık kanseri ile çok yakın ilişkilidir." 

Yüksek, fiziksel aktivitenin sağlıklı yaşam üzerinde hayati önemi olduğunu, günlük egzersiz ile hem vücut ağırlığı kontrolünün sağlandığını hem de kanser riskinin belirgin olarak azaldığını n altını çizdi.

-Her gün düzenli olarak en az 30 dakika egzersiz

  Yüksek, her gün düzenli olarak en az 30 dakika egzersiz yapanlarda; meme, kalın bağırsak, rahim ve prostat kanserinin daha az görüldüğünü belirterek, şu bilgileri paylaştı:

"E vitamini toksik maddelerle; B vitamini stresle savaşıyor. Sigara, alkol ve stres kansere yol açan etmenler arasındadır. E vitamininden zengin besinler, güçlü birer antioksidandır ve bazı toksik maddelerin etkilerini azaltır. E vitamini, başta bitkisel yağlar, yeşil yapraklı sebzeler, özü alınma­mış tahıllar, fındık, fıstık gibi kuruyemişler, kuru baklagiller olmak üzere çeşitli yiyeceklerde bulunur. Stresi azaltmak için de B vitamini ve omega-3 açısından zengin besinler tüketilmelidir. Her gün tam tahıl ürünlerinin sofrada yer alması ve haftada birkaç defa balık yenilmesine özen gösterilmelidir." 

-Kanser tedavisinde etkili gıdalar

Kırmızı pancar, havuç, kırmızıbiber, kırmızılahana ve ısırgan gibi zengin mineral yapısına sahip gıdaların kanser tedavisinde etkili olduğunu bildiren Yüksek, şöyle devam etti: "A vitaminden zengin yeşil-sarı sebzeler ve meyveler, kanserojen maddelerin etkisini azaltır. Çinkonun en zengin kaynakları, ay çekirdeği, su ürünleri, etler, mantar, yumurta ve kuru baklagillerdir. Yeterli düzeyde çinko alımı, A vitamininin etkisini artırır ve savunma sistemini güçlendirerek kansere karşı koruyucudur. En çok su ürünlerinde ve kepeği ayrılmamış tahıl ürünlerinde bulunan selenyumun yeterli miktarda tüketimi önemlidir. İyot eksikliği tiroit bezinde kanser oluşturma riskini artırabilir. İyotun en iyi kaynağı iyotlu tuzdur. Kemik ve kalın bağırsak kanseri riskini azaltan kalsiyumun en iyi kaynağı süt, yoğurt, peynir, dondurma, yeşil yapraklı sebzeler ve kuru baklagillerdir. Ayrıca brokoli, zencefil, zerdeçal ve üzüm çekirdeğinin de kansere karşı koruyucu görev gördüğü bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir."

Yüksek, kanserden korunmak için sofrada mutlaka bulunması gereken besinler hakkında da şu bilgiyi verdi:

"Bezelye, pırasa, taze fasulye, ıspanak, karnabahar, brokoli, kırmızılahana, karalahana, yeşillahana, pazı, turp, dereotu, soğan, sarımsak, domates, biber, ısırgan otu, keten tohumu, kimyon, soya filizi, karadut, kızılcık, kayısı, kiraz, vişne, ananas, kırmızı-kara üzüm, mandalina, portakal, limon, greyfurt, avokado, mürdüm eriği, kuş üzümü, kuş konmaz ve şalgam."

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.