Yenilenebilir enerji kaynaklarının en önemlilerinden olan jeotermal enerji ; günümüzde ilk planda elektrik üretimi daha sonra turizm, ziraat, endüstri gibi sayısız alanda kullanılabilen bir enerji kaynağıdır. Jeotermal enerji kaynaklarının bir çok faydası bulunmakla birlikte, bunların en başında yenilenebilir olması yani doğru kullanımla tükenmesi zor bir enerji çeşidi olmasıdır. Türkiye'de jeotermal kullanımı; kaplıca turizmi, seracılık gibi temel kullanımlarla sınırlı bir şekilde yürütülmekle beraber son yıllarda konut ısıtılmasına yönelik çalışmalar da yapılmaktadır. Jeotermal enerji tarımsal ürün üretim ve işlemesinde kullanılan önemli bir enerji kaynağıdır. Çünkü Jeotermal enerji denildiğinde başta elektrik üretimi ve merkezi şehir ısıtmacılığı akla gelmektedir. Tarımsal üretimde ise Türkiye'deki jeotermal enerjinin doğrudan kullanım alanı seracılıktır.
Hızla artan dünya nüfusuna paralel olarak gıda maddelerine olan talep de her geçen gün artış göstermektedir. İnsanlar çoğu zaman sebze ve meyveleri mevsimi dışında da tüketmek istemektedirler. Bu artan gıda talebinin ve mevsimi dışında sebze 3 meyve talebinin karşılanabilmesi için, birim alandan yüksek verimin alındığı seracılık, tüm dünyada her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Seralar, iklime bağlı çevre koşullarının denetlenerek bitki yetiştirilmesine uygun ortam yaratan ve bitkisel üretimi yılın her mevsimine yayabilen tesisler olarak tanımlanabilir. Seraların daha geniş ifadesi ise ; İklimle ilgili çevre koşullarına tümüyle veya kısmen bağlı kalmadan gerektiğinde sıcaklık, ışık, nem ve CO2 gibi faktörler denetim altında tutularak bütün yıl boyunca çeşitli kültür bitkileri ile bunların tohum, fide ve fidanlarını üretmek, bitkileri korumak, sergilemek amacıyla cam veya plastik gibi ışık geçirebilen malzeme ile kaplanarak değişik biçimlerde inşa edilen yüksek sistemli bir örtü altı yetiştiriciliği yapısıdır.
Sera ısıtmasının fosil yakıtlarla yapıldığı işletmelere oranla işçilik, kalite ve maliyetteki üstünlük jeotermal ısıtmalı seracılığa olan ilgiyi arttırmıştır. Seracılıkta en önemli unsurlardan biri olan ısıtma istenilen sıcaklığı sağlayacak koşulların oluşturulmasıdır. Sıcaklığın, iklim şartları ile sağlanamadığı durumlarda , üretimin kesintiye uğramaması için ısıtma gerekmekte, bu durum ise maliyetlerde artışa neden olmaktadır. Jeotermal enerjinin tarımsal üretim alanlarında kullanılması, bitkinin ihtiyaç duyduğu sıcaklığı sağlama yanında, aşırı sıcak dönemler hariç üretimin kesintiye uğramadan yılın her döneminde yapılabilmesine imkan tanımaktadır. Isıtmanın düzenli yapıldığı seralarda ürün kalitesi dışında hastalık riski de minimize edilmiş olur.
Ülkemiz şartlarında, ısıtma giderleri ise sera karlılığını etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Seracılık işletmelerinde ısıtma giderleri, yetiştirme mevsimi, bölge ve ürün tipine bağlı olarak değişmekle birlikte toplam maliyetin % 25 ile % 40'ini oluşturmaktadır. Ancak bitkinin ihtiyaç duyduğu sıcaklığı sağlayacak yeterli bir ısıtma stratejisi verimi % 35-45 oranında artırabilmektedir. Bu nedenle jeotermal kaynak kullanılarak ısıtılan seralarda, bitki gelişimi ve döllenme için gereken sıcaklık daha ekonomik şartlarda sağlanmakta, bu sayede gerekli havalandırma yapılarak sera içi nem kontrol edilmekte ve bundan kaynaklanabilecek hastalıklar engellenmiş olup , verim yükselmektedir.
Bu avantajların yanı sıra seralarda Jeotermal enerji kullanılabilmesi için, uygun koşulların oluşturulması gerekmektedir ; (1) ulaşılabilirlik, (2) buhar ve sıcak suyu pazarlanabilir bir ürün haline getirebilmek için dönüşüm teknolojisi ve (3) ticari kullanım için ekonomik olarak rekabet edebilecek proses. Bu çerçevede incelendiğinde her işletmenin kendine ait kurulum maliyetleri değişkenlik göstermektedir. Modern teknolojik topraksız kültür seraların maliyeti kullanılan teknoloji ,sera örtü malzemesine ve ısıtma sistemlerine göre değişmektedir. Plastik diye tabir edilen polikarbon , çatı örtüsü naylon olan çelik konstrüksiyonlu ve bilgisayar kontrollü seralarda maliyet 50-60 Euro/m²'den başlarken, bu rakam çelik konstrüksiyonlu cam seralarda 75-100 Euro/m²'ye kadar çıkabilmektedir.
Mevcut devlet desteklerinden kurulum aşamasında yararlanmak mümkün, fakat yatırımın başlangıcından önce sektörün canlanması ve jeotermal seracılığı yaygınlaştırmak için teşvik ve desteklerin ötesinde çalışma ve politikalara ihtiyacımız vardır. Seracılık taze sebze konusunda gıda sanayisini besleyen en önemli sektördür , tüketim alışkanlıkları nedeniyle kaliteli yapılan sağlıklı her ürün pazarda hakkettiği talebi görmekte fakat satış rakamları ve Pazar yönetimi bakımından üreticiyi tatmin eden bir politika yürütülememektedir.
Ülkemizde kurulan modern topraksız kültür seraların çoğunun ithal veya dış patentli oluşu ile otomasyon sistemlerinin tamamına yakınının ithal olması maliyetleri artıran diğer bir konudur. Bunun için seracılık alanında gerek sera konstrüksiyonu konusunda gerekse sera otomasyonları konusunda yerli teknolojilerin desteklenmesi gerekmektedir. Sera maliyetlerinin yüksek oluşu seracılığı ve dolayısı ile jeotermal seracılığıda olumsuz etkilemektedir. Ülkemizde seracılık yatırımları değişik şekillerde desteklenmektedir fakat bu destekler yeterli düzeyde değildir. Özellikle bürokratik işlemler için jeotermal seracılığın statü tanımının yapılması da ayrı bir önem arz etmektedir.
Jeotermal kaynakların jeotermal mevzuat ile beraber kullanılmaya başlaması sonucu, seracılığa yatırım yapmak isteyen yatırımcıların sayısı her geçen gün artış göstermektedir. Çevre açısından fosil yakıt tüketimine tercih edilmesi ve karbon salınımı olmadığı için çevreye verilen zararı ortadan kaldırdığı açıkça ortadır. Çevreye zarar vermeden kurallarına uygun kullanılan jeotermal enerji üretimin yeşil, çevreci yüzü olarak tanınmalıdır. Fosil yakıtların doğrudan veya dolaylı olarak kullanımıyla ortaya çıkan çevresel sorunların etkin bir şekilde önlenebilmesi için, yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılması gerekir.
Dr.Gaye Neslihan BUDAKLI
Sera-Bir Yönetim Kurulu Üyesi
MB Holding Sultan Sera Genel Müdürü