Ülkemizde faaliyetlerini sürdüren sanayi tesisleri, yerleşim alanları ile birlikte bilinçsiz tarım faaliyetleri, su ve toprakta önemli kirlenmelere neden olmaktadır. Tarım alanlarındaki kirlenmelerinden biride uygun olmayan gübre yönetiminden kaynaklanan kirlilik gösterilebilir (Ergin ve Eyicil, 2005). Gübreler, hayvansal atıklar ve örtü bitkileri yeterli miktarda ve uygun şekilde kullanıldığı zaman, tarımsal aktiviteler için yararlı olmaktadır. Ancak, gereğinde fazla kimyasal gübre ve hayvan gübresi, içerdikleri besin elementleri ve mikro organizmalar çevre için ciddi kirlilikler yaratacak boyuta ulaşabilir (Atılgan ve ark., 2006). Ülkemizde tarımsal işletme sayısı üç milyonu aşmıştır. Bu işletmelerin yaklaşık % 68'i bitkisel ve hayvansal üretimin birlikte gerçekleştiği kombine işletmeler, % 2'sinde ise sadece hayvansal üretim yapılmaktadır. Sadece büyükbaş hayvancılık hayvancılıkla uğraşan işletme sayısı ise 2.1 milyon adete ulaşmıştır. Hayvansal üretimin gerçekleştiği bu işletmelerde yoğun gübre üretimleri gerçekleşmektedir. Örneğin 100 kapasiteli bir büyükbaş süt sığırcılığı işletmesinde günde yaklaşık 4 ton, ayda 120 ton yılda ise 1440 ton katı hayvan gübresi elde edilecektir. Bu gübrenin hiçbir şekilde değerlendirilmediği veya herhangi bir tarımsal faaliyette kullanılmadığında, üretim sonucu ortaya çıkan hayvan gübresi yararlı bir materyal iken bir anda çevre için riskli konuma geçebilir. Hayvansal üretim sonucu ortaya çıkan gübre ya da atıklar uygun koşullarda ve özen gösterilmeden biriktirildiğinde içerisindeki besin elementleri ve mikroorganizmalar sayesinde çevre, su kaynakları, hayvan ve insan sağlığı açısından çevre kirliliğine riski yaratabilir. Dolayısıyla hayvancılık işletmelerinde tarımsal üretim sırasında ortaya çıkan gübrenin mutlaka uygun koşullarda depolanması gerekir. Uygun koşullarda depolanmayan gübre çevre kirliliği, görüntü kirliliği ve beraberinde koku kirliliği de yaratarak çevre açısından potansiyel kirlilik kaynağı olabilecektir.
Araştırıcılar çiftlik hayvanları tarafından yılda yaklaşık iki milyar tona yakın katı hayvan gübresi üretildiğini tahmin etmektedirler. Bununla ilgili olarak iki sorunun ortaya çıktığı belirtilmektedir. Birincisi barınaklarda oluşan atıklardan dolayı kirleticiler yüzey akışla yüzey sularına ve derine sızma ile yer altı sularına karışmasıdır. İkinci sorun ise arazi üzerindeki atıkların başka yerde değerlendirilmesi için barınaklardan taşınmasıdır (Lunin, 1971; Özek,1994; Karaman 2006). İşletme ile ilgili sorunlar yanında çevre kirliliğine etkisinin önem kazandığı günümüzde, hayvancılık işletmelerinde gübrenin nasıl değerlendirileceği ve ortadan nasıl kaldırılacağı önemli bir konu olmuştur. Bu nedenle de gübre yönetimi, hayvancılık işletmelerinde ihmal edilmemeli ve mutlaka yapılan tarımsal faaliyetlerle birlikte düşünülmelidir. Bu durum gübrenin toplanması, taşınması, depolanması ve kullanımının sağlık koruma ve kirlilik kontrol programları ile birlikte düşünülmesi gerektiğini ortaya koymuştur (Erensayın, 1992, Karaman, 2006).
Araştırmalarımızda mevcut hayvancılık işletmelerine ait gübre biriktirme uygulamalarının yetersizliği, çevre, insan ve yetiştirilen hayvan sağlığı açısından olumsuz koşullar yaratabileceği belirlenmiştir. Konu ile ilgili olarak araştırıcılar (Mutlu 1999; Atılgan ve ark., 2000; Erkan, 2005; Atılgan ve ark., 2005; Atılgan ve ark., 2006; Çayır ve ark., 2010; Atılgan ve ark., 2011; Atılgan ve ark., 2012; Atılgan ve ark., 2013) yaptıkları çalışmalarda; hayvancılık tesislerinde ortaya çıkan gübrenin teknik koşullara göre işletilmediği ve uygun depolanmadığı koşullarda, çevre açısından bir potansiyel kirlilik kaynağı olduğunu belirlemişlerdir. Araştırıcıların bu ve benzeri çalışmalara çok uzun yıllardan beri değindikleri ve konu üzerine hassasiyet gösterdikleri görülmektedir. Konu ile ilgili araştırmalardan elde edilen ortak nokta ise gübre yönetiminin hala bazı hayvancılık işletmelerimizde uygun koşullarda yapılamadığı ve depolanmadığı gösterilebilir. Araştırma grubumuzla yaptığımız çalışmalar Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bazı illerimizi kapsamaktadır. Bu işletmelerde gübre gelişi güzel ve işletmenin herhangi bir yerinde açıkta biriktirilmektedir. Dolaysıyla açıkta ve gelişi güzel biriktirilen gübre yağışların etkisiyle içerisinde bulunan besin elementleri ve mikroorganizmalar yer altı ve yer üstü su kaynaklarına ulaşarak potansiyel kirlilik kaynağı oluşturmaktadırlar.
Hayvancılık işletmelerinde ortaya çıkan bu kirlilik problemini engelleyici ya da caydırıcı tedbirlerimiz var mıdır?
Mevcut yönetmeliklerin günümüz şartlarına hizmet ettiği ve çevremizin korunması açısından yeterli olduğu söylenebilir. Yönetmelikler, aynı zamanda bu ve benzeri problem yaşayan üreticiyi caydırıcı düzeydedir. Peki neden hala bu yardımcı ekipmanlar üniteleri içerisin de yer alan gübre depoları birçok işletmelerimizde ihmal edilmektedir. En büyük etken, üreticilerimizin çevre bilinci konusunda bilgi eksikliği ile birlikte ekonomik nedenler gösterilebilir. Çünkü üreticilerin sermayelerinin büyük bir kısmını hayvan ve yem alımına ayırmakta ve yardımcı ekipmanlar üniteleri içerisinde yer alan gübre deposu, yem deposu vb. üniteleri ihmal etmektedirler (Atılgan ve ark., 2012). Bu ve benzeri yanlış uygulamaların önüne geçmek adına daha fazla yayım faaliyetlerini üreticilerimize ulaştırılarak bu konuda aydınlatılmalarına destek olunması kanaatindeyiz. Özellikle gübrenin kapalı ortam koşullarında depolandığında işletmede ve tarımsal faaliyetlerde daha randımanlı şekilde kullanım olanağı olgusu iletilmelidir. Ayrıca kırsal kesimde işletmelerin gelirlerine katkıda olması için biyogaz üretimi tesisleri konusunda aydınlatıcı yayımlar yapılmalıdır. Özellikle görsel basında yapılacak yayımların daha etkili olabileceği kanaatindeyiz.
Toprak kaynaklarımız, su kaynaklarımız kısacası doğal kaynaklarımız en büyük zenginliğimizdir. Bu kaynaklarımız bozulduğunda ya da bunları kaybettiğimizde geri kazanmak çok zor hatta imkânsız olabilmektedir. Dolayısıyla geleceğe daha güzel bir çevre bırakmak adına tarımsal faaliyetlerimizi imkanlar ölçüsünde potansiyel kirlilik yaratmayacak şekilde gerçekleştirmemiz en önemli görevimiz olmalıdır, saygılarımla...
Prof. Dr. Atılgan ATILGAN
SDÜ Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı