Geçimini tarımsal üretimle sürdüren ve tüm çiftçilerimizi ilgilendirip, bitkisel üretimin en temel girdisi olan gübre konusu; hükümetlerin çiftçilere yönelik tarım politikalarında hep ilk sıralarda yer almıştır.
Geçimini tarımsal üretimle sürdüren ve tüm çiftçilerimizi ilgilendirip, bitkisel üretimin en temel girdisi olan gübre konusu; hükümetlerin çiftçilere yönelik tarım politikalarında hep ilk sıralarda yer almıştır. Zira gıda sektörüne hammaddeyi tarım sektörü temin eder. Gübre de tarımsal üretim için en önemli materyaldir.
Dünyada üretim tarımla başlamıştır. Zira tarım insan ve hayvan beslenmesinin ana kaynağıdır. Tarım sektörü; her ülkede kendi ekonomik yapısına özgü bir politika ile desteklenmektedir. Amaç, sürdürülebilir bir tarım sektörünün oluşturulmasıdır. Türkiye; elverişli coğrafi koşulları, iklimi, zengin toprak yapısı ve biyolojik çeşitliliğe sahip bir tarım ülkesidir. İstihdam ve ekonomiye katkısı bakımından da tarım sektörü büyük önem taşımaktadır.
Her geçen gün artan nüfusumuza karşın, muhtelif nedenlerle ekilebilir tarım alanlarının miktarı azalıyor. Bu gerçek de birim alandan daha fazla verim elde etmeyi zorunlu hale getiriyor. Günümüzde gübre ve bitki besini kullanmadan bu verim artışını sağlamak mümkün değildir.
Katıldığım tarım fuarları, çiftçi ve çiftçi temsilcisi ziyaretlerimde çiftçilere; üretimdeki en önemli sorununuz nedir dediğimde, girdi fiyatları temininde sıkıntı çektiklerini, en fazla da gübre ve mazotun pahalılığı, bu olumsuzluğa bağlı olarak verim düşüklüğü, sonrasında ise tarımsal ürün fiyatlarının istikrarsızlığı ve ucuzluğu yanıtını alıyorum.
Ürün desenine göre ; ( Hububat, baklagil, yumru bitkiler, yağlı tohumlar, endüstri bitkileri, sebze ve meyveler, çayır-mera yem bitkileri, peyzaj ve süs bitkileri v.s. gibi ) muhtelif miktarlarda nakit olarak ödenen gübre destekleri, uygulamada hep sorun teşkil etmiştir. Bazen bu destekleri nakit olarak almanın ve bu formaliteleri yerine getirmenin bedeli. İş gücü kaybı da dikkate alındığında alınan destekten fazla olduğu gözlenmiştir. Bazen de gübre ile ilgisi olmayan kişilerin, evrak formalitelerini yerine getirerek haksız kazanç sağladıkları tespit edilmiştir.
Haksız kazanç sağlayan bu kişilerle ilgili, bilgi ve belge temini için bakanlık müfettişleri ve bürokratlarca günler süren çalışmalar sonucu, soruşturmalar başlatılmıştır. Bu soruşturmalardan bazıları aradan yıllar geçmesine rağmen, sonuçlandırılıp müsebbiplerine gerekli cezai müeyyideler uygulanamamıştır.
Bu gerçekten hareketle; bence geç kalınmış olda da kısa vadede en gerçekçi çözüm gübrede, maliyet artırıcı bürokratik işlemler ve KDV nin kaldırılmasıdır. Zira verim artırıcı unsur olan, gübre ve bitki besinlerini gerçek ihtiyaç sahibi olan çiftçiler alıp, üretimde kullanıyor. Ancak; mevcut durum dikkate alındığında, gübre üreten sektör yetkililerinin görüşleri alınmadan KDV nin kaldırılması sektörü sıkıntıya sokabilir. Zira gübre üreten firma ve gübre fabrikalarının, gübre hammaddesini % 18 den almaları ve satarken de 0 (Sıfır) KDV ile satmaları sonucu büyük miktarda KDV alacakları zuhur edecektir. Bunu mahsup edemedikleri takdirde batma noktasına geleceklerdir.
Bu problemin çözülmesi için, gübrenin yanında gübre hammaddelerinin de KDV sinin düşürülmesi gereklidir veya maliye bakanlığının gübre üretip, KDV yi mahsup edemeyen firmalara doğrudan KDV ödemesi yaparak sorunu çözüm cihetine gitmelidir.
Türkiye'de üreticilerimizin kullandığı gübre miktarı, tarımda gelişmiş diğer ülkelerle kıyaslandığında kullanılması gereken gübre miktarının ancak yarısı kadar olduğu gözlenmektedir. Bunun nedenlerinin başında gübre maliyetlerinin çok yüksek olması gelmektedir. Gübrede KDV nin düşürülmesi, bir nebzede olsa sorunun çözülmesine katkı sağlayacaktır.
Bitkisel ürünlerin, muhtelif nedenlerle değerinde satılamaması, buna karşın tamamına yakınını döviz ödeyerek ithalatla karşıladığımız gübre fiyatlarının, artan döviz kurlarına bağlı olarak yükselmesi çiftçilerimizin alım gücünü zorlamaktadır. Gübrenin tarımsal ürün maliyetindeki payı, ürün desenine göre değişmekle birlikte yaklaşık % 30 olmasına rağmen, verim artışındaki katkısı % 50 nin üzerindedir.
Son yıllarda; bitkiye ve ürüne özel, bitki besinleri temin eden müteşebbis firmaların gayretleri sayesinde sera ve tarla sebzeleri başta olmak üzere, birçok meyve çeşitlerinde bitkiye ve ürüne özel gübrelerin tekniğine uygun olarak kullanılması ile tarımda gelişmiş ülke ortalamalarında verim artışı ve ürün kalitesi kaydedilmiştir. Bu özel bitki besinlerindeki KDV yükünün kaldırılması da, hem bu sektörde faaliyet gösteren firmaları, hem de üreticilerimizin alım gücünü önemli ölçüde rahatlatacaktır.
Türkiye'de hammadde kaynaklarının olmadığından dolayı tamamına yakınını ithalatla temin eden kimyevi gübre temin firmaları, yerli kaynaklarımızı kullanarak organik gübre üreten firmalar, bu gübreleri kullanan çiftçiler ve dolayısı ile maliyetin düşmesi sonucu ucuz tarımsal ürünleri satın alacak olan tüketiciler gübrede KDV yükünün kaldırılmasını sabırsızlıkla beklemektedir. Bitkisel üretimle ilgisi olan tüm paydaşların temennisi; Gübre fabrikaları temsilcilerinin de görüşleri alınarak ilgili bürokratlarca gerekli çalışmalara başlanmasıdır.
Bu çalışmalara bağlı olarak yasal düzenlemelerin tez zamanda yapılıp, ithalata bağlı olduğumuz gübrede, ithalat ve hammadde temini aşamalarındaki vergi yüklerinin ve maliyet artırıcı unsurların , tekrar gözden geçirilerek, gübre ve bitki besinlerindeki KDV yükünün bir an önce kaldırılması, doğruya atılan önemli bir adım olacaktır.
Sebahattin EMÜL
Gübre Üreticileri İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği
Genel Sekreteri