Türkiye'de toplam pazar hacmi 1 milyar $'ı bulan tohumculuk sektörünün gıda güvenliği açısından stratejik önemi artarken, 633 şirketin yer aldığı Türkiye pazarında kısıtlı sermayeye sahip yerli firmaların çeşit ıslahı ve Ar-Ge noktasında ciddi desteğe ihtiyacı var
Küresel ekonomilerde su ve toprak kadar ülkelerin sahip olduğu tohum çeşitleri de stratejik bir rol üstleniyor.
Gıda sanayine hammadde sağlayan bitkisel üretimin en önemli tarımsal girdilerinden biri olan tohum, aynı zamanda üretimde verim ve kaliteyi doğrudan etkileyen faktörlerin başında geliyor.
Gıda güvenliğinin stratejik önemini konuştuğumuz bir dönemde güçlü ve istikrarlı bir tohum politikasına sahip olmayan ülkelerin tarımsal anlamda bir dönüşüm-gelişim sergilemesi oldukça zor.
Bloomberg HT’de yayınlanan Eko-Tarım programına konuk olan Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Yıldıray Gençer, tohumculuk sektörünün bugününü ve yarınını değerlendirdi.
- Türkiye’de tohum sektörünün hacmi 1 milyar dolar -
Türkiye tohumculuk sektörünün toplam pazar hacminin yaklaşık 1 milyar dolar civarında olduğunu kaydeden Gençer, “1 milyar doların yaklaşık 320 milyon doları dış ticaret hacminden kaynaklanıyor. Bunun içinde 190 milyon dolar civarı bir ithalat ve 70’den fazla ülkeye gerçekleştirilen 130 milyon dolarlık ihracatımız var” diyor.
İhracatın artış trendinin ithalata göre daha yüksek olduğuna vurgu yapan Gençer, sektörün geçen yıla yönelik fotoğrafını da çekerek, “2014’ün ilk 9 ayında %35’lik bir ihracat artışı söz konusu. Bu durum, 2014 geneline yansıyacaktır. 2015’te de bu rakamın %20-30 artmasını öngörüyoruz” diyor.
Tohumculuk sektörü açısından ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 65’in üzerinde seyrediyor.
Gençer, şuan 743 bin ton seviyesindeki sertifikalı tohum üretimini hızlı bir şekilde artırarak gelecek 5 yıl içinde tohum ihracatının ithalatı geçmesini hedeflediklerini söylüyor.
Söz konusu hedeflerin gerçekleştirilmesi için yeni çeşitlerin ıslah edilmesi ve geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Yıldıray Gençer, sektörün darboğazlarından bir tanesini firmaların genç ve Ar-Ge’ye ayrılan kaynakların sınırlı olmasına bağlıyor. Gençer, kısıtlı sermayeye sahip olan yerli firmaların çeşit ıslah ederken Ar-Ge noktasında daha ciddi desteğe ihtiyacı olduğunu söylüyor.
Türkiye’de şuan 633 firma tohumculuk alanında faaliyet gösteriyor. Bu firmaların 614’ü yerli, 16’sı yabancı ve 4’ü de yerli-yabancı ortaklık şeklinde. Bunların 150 tanesi tarımsal araştırma kuruluşu olarak yetkilendirilmiş durumda ve Ar-Ge faaliyetleri yapıyor; çeşit ıslah edip, geliştiriyor.
Tarım sektörüne yönelik küreselleşmeye dikkat çeken Yıldıray Gençer, bu alandaki ithalat ve ihracat politikalarında yaşanacak olası değişimi ise şöyle özetliyor: “Dünya küreselleşti. Belki bizim firmalarımız yarın maliyetleri ucuzlatmak için tohumluk üretim faaliyetlerinin daha düşük olduğu Çin, Hindistan gibi ülkelerde tohumluklarını üretip, tekrar burada işleyip, üreticimize verebilecekler.”
Aslında bu sürecin ipuçları Türkiye’nin Sudan’da kiraladığı tarım arazileri ile ortaya çıkıyor. İzlenen bu strateji sadece Türkiye’ye özgü değil. Birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke benzer politikaları hayata geçiriyor.
2014 yılı itibariyle dünyada ticarete konu olan tohumun değeri yaklaşık 50 milyar dolar civarında. Uluslararası tohum ticaretine konu olan tohumun değeri ise 20 milyar dolar seviyelerinde.
Tohum, üretimi doğrudan etkileyen temel bir girdi ve azalan tarım toprakları, birim alandan daha fazla ürün alma gerekliliği ve değişen gıda güvenliği anlayışı tohum ve tohumculuğun önemini daha da artırıyor.
Bu konuda FAO da tohumculuğu küresel boyutta gıda güvenliğini tehlikeye sokan çölleşme ve tarım arazilerinin giderek azalması gibi zorlukların önlenmesine yönelik en büyük çare olarak görüyor.
Özetin özeti, kendi kendine yetebilen, sürdürülebilir ve bağımsız bir yerli tohumculuk sanayisine sahip olmak Türkiye açısından kritik önemde.
Bloombergh HT
İrfan Donat
BloombergHT