Şanlıurfalı çiftçiler, geleneksel yöntemlerle elde edilen üzüm şırası ile pekmez, pestil, kesme ve cevizli sucuk hazırlıyor.
Türkiye'nin önemli tarım merkezlerinden Şanlıurfa'da, bağ bozumunda toplanan üzümler, asırlardır geleneksel yöntemlerle pekmez, pestil, kesme ve ceviz sucuğuna dönüştürülüyor.
Hilvan ilçesine bağlı Ovacık Mahallesi'ndeki bağlardan toplanan üzümler, traktörle şire alanına taşınıyor.
Çuvallara doldurulduktan sonra taş havuzlarda yöreye has beyaz toprakla birlikte ezilerek çıkarılan üzüm şırası, büyük bakır kazanlarda ve odun ateşinde saatlerce kaynatılarak pekmeze dönüştürülüyor.
Pekmez soğutulduktan sonra un ve mısır nişastası katılarak elde edilen bulamaç, kepçeler yardımıyla bezler üzerine çeşitli kalınlıklarda yayılarak güneşte kurumaya bırakılıyor.
Günlerce güneşte bekletilerek pestile dönüşen ürünler, yırtılmaması için dikkatli bir şekilde bezlerden ayrılarak serin bir ortama alınıyor.
Ceviz sucuğu ise cevizlerin bir ipe dizilerek pekmeze batırılıp kurutulmasıyla elde ediliyor.
Kadın, erkek, çocuk herkesin katkıda bulunarak hazırladığı doğal ürünler, daha sonra kış sofraları için satışa sunuluyor.
"Ürünlerimiz marka haline geldi"
Üzüm üreticisi 70 yaşındaki Hüseyin Balay, yıllardan beri babalarından öğrendikleri tarifle mahallerinde yetişen üzümleri pekmez, sucuk ve kesme haline getirdiklerini söyledi.
Zor ve zahmetli bir iş yaptıklarını anlatan Balay, şunları kaydetti:
"Bizler burada şıramızı imece usulu yapıyoruz. Burada yetişen üzüm, toprağından dolayı çok verimli ve kaliteli. Ürünler doğal ve organik, hiç bir katkı maddesi yok. Bazı yerlerde pekmeze glikoz şurubu katarak satıyorlar. Buralarda asla öyle bir şey yaplımaz. Bu yörede yapılan ürünler zamanla bir marka haline geldi. Bizim Ovacık (Hasanik) ürünleri çok kaliteli. Ürünlerimiz yurdun bir çok bölgesine satılıyor. Birçok tüccar bizden aldıkları ürünlere şeker veya glikoz karıştırarak satıyormuş. Bunlar bizi üzüyor." diye konuştu.
Yağmur yağmaması için dua ediyorlar
Geçimini bağcılıktan kazanan Emine Okalı ise zor ve zahmteli bir iş yaptılarını belirtti.
Günlerçe bağda kaldıklarını ifade eden Okalı, şunları anlattı:
"Sabah topladığımız üzümleri burada sıkıp suyunu çıkarıyoruz. Kaynattıktan sonra içine un ve mısır nişastası katarak tepsilere döküyoruz. Donduktan sonra bıçaklarla kesiyoruz. Günlerce güneşte beklettikten sonra topluyoruz. Buna da kesme adı verilir. Her sene kış için yoğun bir hazırlığımız olur. Bizim işlerimiz sonbaharda başlıyor. Yağmur yağmaması için dua ediyoruz. Yağmur yağdığı zaman bütün emeğimiz heba oluyor. Onun için elimizi çubuk tutuyoruz. İnşallah yağmurlar geç başlar."
AA