54 yıl önce rüzgarın savurup götürdüğü toprağı korumak için başlayan mücadele, bugün Konya Karapınar'da örnek bir projeye dönüştü.
Çölleşmeden kurtarılan 160 bin dekarlık alanda artık iğde, akasya, dişbudak, karaağaç, akçaağaç, karaçam ve yabani badem var. Proje Çin tarafından bire bir uygulandı.
Karapınar, tarla, orman ve mera ekosisteminin bir arada gözlenebildiği dünyadaki tek yer.
Konya Karapınar... Türkiye'deki tek çöl toprağı orada. İlçe yoğun erozyon nedeniyle 'toprağın bittiği yer' olarak tanımlanıyor. Ancak 54 yıldır yürütülen mücadele sonuçlarını verdi. 1960'larda başlayan erozyonla mücadele 160 bin dekar alanı çölleşmeden kurtardı.
İlk aşamada 160 bin dekarlık saha tel çitle çevrilerek kontrol altına alındı. Bu sahada erozyonu önleyici çalışmalara hız verildi.
Türk mühendisler, bu alanda rüzgarı kesmek için ilk önce su kamışından belli aralıklarla perdeler yaptı. Rüzgarın hızı kısmen kesildikten sonra perdelerin arası otlandırılmaya başlandı. Bu aşamadan sonra toprak hareketini tamamen durdurmak amacıyla kalıcı önlem olarak ağaçlandırma çalışmalarına geçildi. Ağaçlandırma çalışmalarında yöreye has ve kurağa dayanıklı iğde, akasya, dişbudak, karaağaç ve akçaağaç çeşitleri kullanıldı.
Toprak Su ve Çölleşme ile Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürü Durmuş Ali Çarkacı, Türkiye'nin yüzde 49'unun çölleşme riski altında olduğunu söylüyor.
Çin'de aynı proje uygulandı
Çarkacı'ya göre, Iğdır'dan başlayarak, Batman, Urfa-Ceylanpınar, Kayseri-Yeşilhisar, Konya-Karapınar, Eskişehir ve Sakarya'da bir rüzgar hattı bulunuyor. Ali Çarkacı, "Türkiye'deki toplam rüzgar erozyon alanının yüzde 70'i ilimizde yer alıyor. Bu alanda yer alan 160 bin dekar alan çölleşmeden kurtarıldı. Karapınar, dünyaya örnek gösterilecek bir proje haline geldi. Çin'in çölleşme olan bir bölgesinde Karapınar projesinin aynısı uygulandı" diyor.
Bölgede sürekli rüzgar estiğini vurgulayan Çarkacı, şu bilgileri veriyor:
"Yeniden erozyon olmasın diye çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Erozyon önleme çalışmalarımızla kum hareketi durdurulunca doğal flora yeniden canlandı; karaçam ve yabani badem gibi bitkiler gelişti.
Ayrıca çalışmalar sırasında tepe eteklerine 700 bin adet badem ile çok sayıda çam ve sedir dikildi. Çölleşme ve Erozyon Araştırma Merkezi bölgedeki ıslah çalışmalarına devam etmektedir. Koruma, kontrol, üretim ve araştırma çalışmaları sürmektedir"
Dünyada tarla, orman ve mera'nın bir arada olduğu tek yer
Bir yandan proje alanını koruma, diğer yandan da farklı bitki ve yöntemlerle yaptıkları çalışmaları çiftçilere gösterme uğraşında olduklarını aktaran Çarkacı, şöyle devam ediyor:
"Burası, tarla, orman ve mera ekosisteminin bir arada gözlenebildiği dünyadaki tek yer. Bu alanda ciddi yaban hayatı da var. O yüzden proje alanı çok kıymetli. Ciddi anlamda yerli ve yabancı ziyaretçiler de geliyor. Onlara sadece sahayı gezdirmemiz yetiyor. Buraları görünce ve yaptığımız çalışmaları dinleyince gerçekten çok şaşırıyorlar."
Dünyada 1,5 milyar insan çölleşmeden etkileniyor. Yeryüzünde her yıl 17 Haziran 'Çölleşme ile Mücadele Günü' olarak kutlanıyor.
Milliyet