ÇİFTÇİLER BAŞTA, HERKESİ TEHDİT EDEN HASTALIK

DEÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barbaros Çetin, küresel iklim değişikliğinin tetiklediği LYME hastalığını sadece keneler değil, sivrisinek ve diğer kan emen canlılar da taşıyabileceğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu...

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yaklaşık 365 çeşit hastalığın taklitçisi olarak belirtilen LYME hastalığı, 10 milyonun üzerinde Türk vatandaşını tehdit ediyor. Konu ile ilgili araştırmalarını "LYME Hastalığı İklim Değişiminin İlk Pandemisi' isimli kitapta toplayan ve hastalığa sebep olan spiroket bakterinin insanlığın sonunu getirecek kadar tehlikeli olduğu uyarısında bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barbaros Çetin, Sağlık Bakanlığı'nın hızla harekete geçerek acilen LYME ile Mücadele Eylem Planının hazırlanması gerektiğini belirtiyor.

NİHAT DELİBAŞI: Hocam LYME hastalığı nedir?

BARBAROS ÇETİN: Dünya Sağlık Örgütü'nün özellikle üzerinde durduğu hastalıklardan biri de LYME Hastalığı. 1970'li yıllarda ABD'nin Connecticut eyaletinde LYME kasabasında gençlerde yaygın şekilde romatizma benzeri bulguların ortaya çıkması ile başlayan araştırmalar sonucu, bu hastalığa 1981 yılında Dr. Burgdorferi tarafından tespit edilen "Borrelia burgdorfer" isimli bakterinin sebep olduğu anlaşıldı. İsviçre Alplerinde bulunan beş bin 300 yaşındaki buz adam fosili ise LYME'ın tarihini çok daha eskiye taşıdı. Buz Adam'ın otopsisinde bu bakterinin bulunması bakterinin binlerce yıldır yaşadığını ortaya koymuştur. 29 Mayıs 2014 tarihinde dünya basınında yer alan bir haber de; Oregon Devlet Üniversitesinden Biyolog Profesör George Poinar'ın Dominik Cumhuriyet'inden toplamış olduğu 15-20 milyon yıl öncesine ait Amber ( Sertleşmiş Çam reçinesi) örnekleri içerisinde bulunan 4 kene örneğinden birinde Lyme'a neden olan Borrelia bakterisinden bahsediyordu. Biyolog Prof.Dr. Poinar bulmuş olduğu bu fosil spiroket bakteriye "Palaeoborrelia dominicana" ismini verdi. Bu bilimsel çalışma "Journal of Historical Biology" dergisinde yayınlandı. Bu çalışma dünya bilim çevrelerinde geniş yankı uyandırdı. Bu büyük keşif LYMEHastalığına neden olan bakterinin insanlık tarihinden daha eski olduğunu ortaya koydu.

Dünya'da başka hiçbir canlıya benzemeyen Borrelia bakterisi kromozom yapısının, protein yapısının ve lipid yapısının farklılığıyla bilim dünyasını şaşırtmaya devam ediyor. Sürekli protein yapısını değiştiren, vücut hücrelerinin yapı taşlarını çalan, kendi parmak izini diğer hücrelere kopyalayan bu ultra süper bakteri ile mücadele etmeye çalışıyoruz. Şu anda hastanelerin dolup taşmasına sebep olan hastalıkların çoğunun arkasından bu bakteri çıkıyor. Önümüzdeki tablo Borrelia'nın insanlığın geleceğini ciddi şekilde tehdit ettiği yönünde.

NİHAT DELİBAŞI- Dünya Sağlık Örgütü'nün LYME hastalığıyla ilgili yaklaşımı nedir?

BARBAROS ÇETİN- Yapılan taramalarda LYME'ın beklenenden çok daha yaygın olduğunun ortaya çıkması sağlık organizasyonlarını paniğe düşürmüş ve bu nedenle bazı gelişmelerde gecikmeler yaşanmıştır. Bu noktada sivil toplum örgütleri ve siyasi otoritelerin devreye girmesi ile gerek tedavi sürecinin işletilmesi, gerekse gerçek sayının ortaya çıkması mümkün olmuştur. Örneğin, ABD Salgın Hastalıkları Önleme Merkezi'nin (CDC) LYME'ın üzerinde gitmeye başlamasıyla ABD'de her yıl 300 bin kişinin hastalığa yakalandığı ortaya çıkmıştır. Tanı konmamış kişilerle birlikte bu rakamın her yıl 4 milyona yakın olduğu tahmin edilmektedir. ABD'de ıllık yapılan LYME testi miktarı 3 milyon civarındadır. Sağlık bildirimlerinin daha sıkı olduğu Almanya'da ise her yıl 1 Milyon yeni LYME hastası resmi kayıtlara geçmektedir. Yani, 1975-80'li yıllarda ABD'nin Connecticut eyaletinin LYME kasabasın da başlayan ve bir türlü ülkelerin sağlık otoriteleri tarafından kabul görmeyen hastalık, 18 Haziran 2018'de (teşhisinden yaklaşık 40 yıl sonra) Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) "Kronik LYME Hastalığı" ile ilgili üç ICD kodu (ICD11'in 11.revizyonu) kabul etmesiyle, şimdilik mutlu sonlandı. Dünya Sağlık Örgütüne üye diğer ülkeler gibi, TÜRKİYE'de 2022 yılına kadar, bu kararın gereklerini yerine getirmek zorunda.

NİHAT DELİBAŞI- Hastalık neden büyük taklitçi olarak adlandırılıyor?

BARBAROS ÇETİN- LYME hastalığını sadece keneler değil, sivrisinek ve diğer kan emen canlılar da taşıyabilir. Aradan geçen 40 yılda LYME hastalığının sadece romatizma benzeri tabloya yol açmadığı, aynı zamanda vücuda yerleştiği bölgeye göre birçok farklı belirti ile ortaya çıkabileceği anlaşıldı. Bu belirtilerin birçoğunun diğer hastalıklarla karıştırılması nedeniyle hastalık Dünya'da "Büyük Taklitçi " ismiyle anılmaya başlandı. Şu ana kadar yapılan araştırmalar LYME hastalığının 350'den fazla hastalığı taklit edebileceğini gösterdi. Taklit ettiği bu hastalıkların başında günümüzde hızla yaygınlaşan Kronik Yorgunluk, Huzursuz Bacak Sendromu, Epilepsi, MS, ALS, Lupus, Alzheimer, Parkinson, Romatoid Artrid, Otizm, Hiperaktivite ve Dikkat dağınıklığı, Kalp hastalıkları, Kalp Krizi, Behçet hastalığı, Alerji, Beyin tümörü, Migren, Tiroid hastalıkları, Kronik baş ağrısı, Fetus ölümü ve düşük, bir çok cilt ve kas hastalığı gelmektedir. Özellikle son 10 yılda, dünyanın birçok ülkesinde yüzlerce bilim insanı, bu hastalığı anlayabilmek için büyük çabalar harcamaya başlamış, bu konularda binlerce bilimsel yayın bulunmaktadır.

NİHAT DELİBAŞI - Hastalığın tedavisi var mı?

BARBOROS ÇETİN- Hastalığın bir hafta içinde fark edilmesi halinde antibiyotik ve çeşitli tedavisinin uygulanabilirken hastalığın daha sonraki dönemlerde fark edilmesi halinde tedavi zorlaşıyor. 

NİHAT DELİBAŞI - Özellikle kırsalda besici aileler ya da odun toplayan çiftçilerle ilgili kenelerden bulaşan KKKA (Kırım Kongo Kanamalı Ateşi) nden kayıplarımız oluyor.Her geçen yılda KKKA hasta sayısı artıyor. Özel bir sebebi var mı?

BARBAROS ÇETİN- Yıllardır yaptığım araştırmalar ve son yıllarda Türkiye'de yapılan seropozitiflik çalışmaları neticesinde ülkemizde en az 10 Milyon kişinin vücutlarında bu bakteri ile yaşadığını düşünüyorum ve endişeleniyorum. Ülkemizde öldürücü olması sebebiyle 2000 yılından itibaren Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ön plana çıktı. Oysa keneler tarafından taşınan zoonotik etkenler arasında Bakteriyel (Tularemi LYME Hastalığı, Kene Kaynaklı Tekrarlayan Ateş), Riketsiyal (Benekli humma, Q ateşi, ehrlichiosis, Kene Kaynaklı Tifüs), Parazitik (Babesiosis) ve viral (Kene Kaynaklı Ansefalit, KKKA) bulunmaktadır. KKKA dışında kalan hastalık etmenlerinin özellikle de LYME hastalığının ülkemizde bugüne kadar pek fazla önemsenmemiştir.

Küresel ölçekte baktığımızda ise Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 117 ülkede LYME hastalığının bulunduğunu, içinde Türkiye'nin de bulunduğu 61 ülkede bu hastalığın endemik olduğunu açıkladı. Yani Türkiye'nin de arasında bulunduğu bu 61 ülkede bu hastalık yoğun şekilde yerleşmiş durumdadır. LYME'ın ülkemizde yeterince bilinmemesi ve bu nedenle gerekli incelemeler yapılmamasına rağmen, son yıllarda az da olsa farkındalık sağlanmış ve bu sayede ülkemizin her yanından LYME vakaları bildirilmeye başlanmıştır. Yapılan tarama testlerinde karşılaşılan rakamlar ise ülkemizdeki durumun ne kadar ciddi olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye'de son yıllarda yapılan ve bilimsel dergilerde yayınlanan araştırma sonuçlarına göre bazı alanlarda kenelerde LYME bakterisinin yüzde 44-95.8 oranlarında bulunduğu, bazı şehirlerde ise 3 kişiden birinin LYME ile enfekte durumda olduğu ortaya konmuştur.

Türkiye'de son birkaç yıl içerisinde yapılan bilimsel çalışmalarda çok yüksek oranda seropozitiflik oranları tespit edilmiştir. Hatay yöresinde yüzde 75, Antalya'da 22.1- yüzde 35.9, Denizli'de yüzde 18.8, Kayseri'de yüzde 10, Samsun'da yüzde 14, Trabzon'da yüzde 6.6,İzmir'de yüzde 7.8 ve Ankara'da yüzde 6'dır. Isparta'da sağlıklı kişilerde yapılan bir çalışma da kene yapışma öyküsü olanlarda yüzde 17, olmayanlarda yüzde 2 oranında Borrelia burgdorferi antikor pozitifliği bulunmuştur.

Ortaya çıkan rakamlar ülkemizin de Amerika ve Almanya gibi LYME'ın çok yaygın olduğu ülkelerden biri olduğunu ve çok acil şekilde yeni araştırmaların ve tedavi yaklaşımlarının şekillenmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Aksi halde aynı AIDS'de olduğu gibi, doğru zamanda mücadeleyi başlatan ülkeler ile mücadele yapmayı başaramayan ülkelerin günümüzde bu hastalık yönünden çok farklı noktalarda olması gibi, LYME ile zamanında mücadele etmemenin sonuçları günümüzde ve gelecekte çok büyük acılara sebep olacaktır.

NOT:  Bu konuda yapılmış özel bir söyleşiyi şu linkten izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=can7uyXCKSQ

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.